GenelKıbrısSürmanşetYaşam

Paralik: Plasik Kirliliğini Yen






Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Sibel Paralik, “5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde plastik kirliliğini yenmek için sen de bir adım at” diyerek, bu yılki temanın “Plasik Kirliliğini Yen” olduğunu belirtti

Paralik: Plasik Kirliliğini Yen

Oda adına yazılı açıklama yapan Paralik, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nün, 1972 Birleşmiş Milletler Stokholm Konfenransı’nda çevre için başlatılmış global bir kampanyanın yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, her yıl 100’den fazla ülkede ve farklı tema ile kutlanmakta olan Dünya Çevre gününün, bu yıl Hollanda ve Fildişi Sahili ortaklığında “Plastik Kirliliğini Yen” teması ile kutlandığını belirtti.

Paralik, “Bu kapsamda, Dünya’da süregelen plastik istilasına dikkat çekilerek sürdürülebilirlik için hükümetlerin, işletmelerin ve bireylerin eylemlerinin önemi vurgulanıyor. Dünyamız’da her yıl 400 milyon ton plastik ürün üretilmektedir. Bunların yarısı ‘tek kullanımlık’ olarak tanımladığımız yalnızca bir kez kullanılacak şekilde tasarlanmış ürünlerdir” dedi.

“Mikroplastikler gıdalara, içtiğimiz suya ve soluduğumuz havaya karışıyor”

Paralik açıklamasına şöyle devam etti;

“Bu ürünlerin sadece yüzde 10’u geri dönüştürülmekte olup, 19-23 milyon tonu ise nehir, göl ve denizde son bulmaktadır. Özellikle mikroplastikler tükettiğimiz gıdalara, içtiğimiz suya ve soluduğumuz havaya karışmakta ve sağlığımıza önemli bir tehdit oluşturmaktadır.

Plastik kirliliği tüm dünyada her geçen yıl daha da büyük bir sorun haline gelmektedir. Gelişmiş ülkeler bu sorunla mücadele edebilmek için öncelikle plastik kullanımının azaltılması gerektiğini vurgulamaktadırlar.

u sebeple Avrupa Birliği’nde yasal düzenlemelerle tek kullanımlık yani ‘yaşam süresi en kısa’ olan plastik ürünlerin yasaklanması konusunda ciddi adımlar atılmış ve atılmaya devam etmektedir.

“Yasal düzenlemeler, üretici ve tüketicileri bilinçlendirmeyi de içeriyor”

Plastikler, AB de ambalaj atıkları kapsamında değerlendirilmektedir. 1994 yılından beridir ambalaj ve ambalaj atıkları bir bütün olarak; ambalajın tasarımından, atık yönetimi kapsamında imhasına kadar regüle edilmektedir.

Bu regülasyonlar, üye ülkelerine ambalaj atıklarının azaltılmasına ilişkin hedefler koyarak, bu hedeflere ulaşmak için pazar koşullarını iyileştirme ve daha çevreci koşullarda, daha çevreci hammaddeden üretilen ambalaj malzemelerinin üretimini ve tüketimini teşviklendiren sistemler geliştirmektedir.

Genişletilmiş üretici sorumluluğu olgusunu da getiren bu yasal düzenlemeler, üretici ve tüketicilere, bilinçlendirme, atığın toplanması ve bertarafı ve veri toplama, raporlama konusunda oluşacak maliyetleri karşılama yükümlülüğü de getirmektedir.

AB’de atık hiyerarşisi kapsamında ayrı toplama, geri dönüşüm ve depozito geri ödeme planı ile birlikte geri dönüşüm hedefleri konulan ambalaj tipleri belirlenmiştir.

Bu hedeflere ulaşmak noktasında gerekli önemlerin alınmasını zorunlu kılan kıstaslar getirilmiştir. Sorumlu tüketici davranışlarını teşvik etmek için bilinçlendirme önlemleri getirilmekte, atıkların atılması ile deniz yaşamı üzerinde oluşacak negatif etkiler konusunda bilinçlendirme yapılmaktadır.

“Hükümetler ve işletmelerin attığı adımlar bireysel eylemlerin sonucu”

Ayrıca alternatif yaratan, tekrar kullanımı ve geri dönüşümü mümkün olan ürünlerin de pazarda bulundurulması ön görülmektedir.

2023 Dünya Çevre Günü, insanların plastik kirliliği konusundaki eylemlerinin önemli olduğunu hatırlatıyor. Hükümetlerin ve işletmelerin plastik kirliliğiyle mücadele etmek için attığı adımlar, bu bireysel eylemlerin sonucu olarak vurgulanıyor.

Bu eylemi hızlandırma ve döngüsel ekonomiye geçme dünyada ivme kazanırken, toplumumuzda ise ne yazık ki çevrenin hiçbir önem arz etmediği faaliyetlere ve uygulamalara tanık olmaya devam ediyoruz.

Bunlarla birlikte, toplumumuzdaki ivedi çözüm gerektiren ve elzem olan hiçbir çevresel konunun mecliste gündeme alınmadığı gibi bu konulara hiçbir bütçe ayrılmadığını da üzülerek görüyoruz. Çevre sorunlarımızın en başında gelenlerinden biri ise hiç şüphesiz katı atık sorunumuzdur.

Ülkemizde bir parçası plastik olan bu atık sorunumuzun, ülkemizin mevcut imkanları çerçevesinde, hem çevre hem halk sağlığı ön planda tutularak geliştirilecek ‘optimum’ çözüm ile entegre atık yönetiminin en kısa sürede netleştirilip planlanarak hayata geçirilmesi elzemdir.

“Alternatif ürünlerin de geliştirilmesi sağlanmalıdır”

Ülkemizde, ülkemize özel hazırlanan atık yönetim planları benimsenmeli, atık hiyerarşisi tanıtılarak, plastik gibi yasaklanacak ürünlerin yerine hem eşdeğer maliyette hem de yerel piyasadan temin edilebilmesi mümkün alternatif ürünlerin de geliştirilmesi sağlanmalıdır.

Bu ürünlerin üretilmesi ve termini ise teknolojik bir değişiklik gerektiriyorsa, üreticiler, sağlayıcılar ve tüketiciler için bu süreç iyi yönetilmelidir. Geçişi sağlayacak altyapı iyi planlanmalı, araştırma ve geliştirme çalışmaları ile teşviklendirilerek, yeterli süreç sağlanarak gerçekleştirilmelidir.

Özellikle yasak getiren yasal düzenlemelerin uygulanabilirliğini mümkün kılmak da ancak ilgili paydaşlar ile iş birliği ve istişare içerisinde çalışma ile mümkün olabilmektedir.

“Paydaşlara da sorumluluklar verilmelidir”

Genişletilmiş üretici sorumluluğu ile iş birliği kapsamında ilgili paydaşlara (üretici, dağıtımcı, kullanıcı ve son kullanıcı) da sorumluluklar verilmelidir. Fakat iş birliği ile belli ürünlerin kullanımını yasaklayacak herhangi bir yasal düzenlemenin uygulama sürecinin adaptasyonunda kolaylıklar yaratılmalıdır.

Ancak bu şekilde yasal düzenlenmelerin benimsenerek maksimum düzeyde katılımla gerçekleşmesi sağlanabilecektir”









Başa dön tuşu