Halkın Partisi (HP) Genel Sekreteri Jale Refik Rogers, sağlığa ilişkin kararların pandemi süresince edinilen tecrübeler ışığında, ekonomiyi ve sosyal hayatı göz ardı etmeden alınması gerektiğini belirtti
“Bu yüzyılda yaşanan en özel ve en zorlu süreçlerden biri”
Rogers, “İçinden geçmekte olduğumuz Kovid süreci tüm dünyanın bu yüzyılda yaşadığı en özel ve zorlu süreçlerinden biridir. Bu çaptaki bir salgının son yüzyılda küresel anlamda daha önce deneyimlenmemiş oluşu, muhakkaktır ki alınan kararların pek çoğunun denenerek, tecrübe edilerek, hatalara düşülerek ve bunlardan dersler çıkarılarak alınmasına vesile olmuştur.
Ancak sürecin başladığı günden bugüne yaşananlar ve kazanılan deneyim, alınan kararların ve ortaya konan tedbirlerin sonuçlarının neler olabileceğine ilişkin fikir sahibi olmamızı da sağlamıştır” dedi.
“Sadece sağlık alanını etkilemedi”
Rogers sözlerine “Salgının sadece sağlık alanını değil, ülkemizden bulunan tüm ekonomik ve sosyal hayatı etkilediği, hangi tür kararların ne gibi sonuçlar doğurduğu artık deneyimlenmiştir. Bu bağlamda, kararlar artık elde edilmiş deneyimlerle, elbette sağlığı önceleyerek ancak ekonomik ve sosyal hayatı da hesaba katarak alınmalıdır” diyerek devam etti.
“Bir ülke her gün kapanma dedikoduları ile yönetilemez”
Rogers, hükümetin süreci ve gelişmeleri halka olduğu gibi anlatması gerektiğini belirterek, alınan kararların, ülkenin kaynakları göz önünde bulundurularak alınması ve bir devlet ciddiyeti ile açıklanmasının en az alınan kararlar kadar önemli olduğunu ifade etti.
HP Genel Sekreteri, son günlerde yanlış anlamalara sebebiyet verecek, devlet ciddiyetinden yoksun, dedikodu modellemesi haberlerin olduğunu, bu haberlerin hem sağlık sorunlarına bir çözüm getirmediğini, hem de halkın sosyal ve ekonomik yaşantısını derinden etkilediğini ifade etti.
“Krizi iki kat daha fazla hissedilir seviyeye çıkarıyor”
Rogers, hükümetin, süreçleri halka anlatmada ortaya çıkan zafiyet, özensizlik ve gayrı ciddiliğin hem sorunlara çare üretmediği, hem de krizi iki kat daha fazla hissedilir seviyeye çıkardığını savundu.
“Son derece kötü bir durum”
Bazı şeylerin söylentisinin, gerçekleşmesinden daha büyük zararlara yol açacağına dikkat çeken Rogers, medyada yayınlanan haberlere anında ve zamanında açıklık getirilmemesi ve dedikoduların yayılarak herkesin tüm planlamalarını bozma noktasına getirmesinin “son derece kötü” bir durum olduğunu belirtti.
“Dün yaşanan tam bir iletişim felaketidir”
“ Bu durum, hem halkımızı ciddi sıkıntılara sokmakta hem de alınacak doğru kararları dahi halk nezdinde itibarsız hale getirmektedir” diyen Rogers şöyle devam etti:
“Örneğin, dün yaşanan 21 günlük sokağa çıkma yasağı ilan edilecek dedikoduları ve bu dedikodulara anında bir yanıt getirilmemesi konuya güzel bir örnektir.
Dün yaşanan tam bir iletişim felaketidir. Kimsenin sağlık öncelikli değildir dediği yoktur. Sağlık sistemi ciddi bir krizle karşı karşıya kalırsa, kapanmak da üretilebilecek çözümlerden bir tanesidir. Ancak bir ülke her gün kapanıyoruz dedikoduları ile ne yaşayabilir ne yönetilebilir.
Yapılması gereken, bilimsel verileri ortaya koyarak, dedikodulara fırsat vermeden, insanları doğru şekilde bilgilendirerek, alınacak tedbirleri zamanında almak ve resmi kaynaklardan açıklamaktır “
“Halk tedbirlere uymuyor, kontrol da edemiyoruz”
“Halkımız aldığımız tedbirlere uymuyor, kontrol da edemiyoruz, o zaman haberler sızdırarak onları korku ile doğru yola çekelim mantığının” sağlık adına son derece kötü bir mantık olduğunu ileri süren Rogers, “Bu yarı buçuk açıklık veya ha kapandık ha kapanıyoruz algısı ile, ekonomiyi, turizmi, eğitimi planlayamayız.
“Halk, önceden bilgilendirilmeli”
Yapılması gereken, kapanma ihtiyacı elzemse halkı önceden bilgilendirerek, tedbir almasını sağlayarak ve sorumluluğu eşit şekilde paylaşarak kapanmak ya da devletin koyduğu kuralları devlet ciddiyeti ile uygulatarak, kapanmaya ihtiyaç kalmayacak şekilde devam etmektir” dedi.
“Bu ülkede sadece kamu çalışanları yaşamamaktadır”
Kamu çalışanlarının da bu ülkenin insanları olarak ülkenin vazgeçilmez bir parçası olduğunu belirten Rogers, “Bu ülkede sadece kamu çalışanları yaşamamaktadır. Bu ülkede sadece, kapanma devam ederken, maaşları bankaya yatmaya devam edecek gruplar yaşamamaktadır.
Bu ülkenin yaşanan Kovid sürecinin tüm ekonomik yükünü özel sektör ve çalışanlarına yükleyemeyiz. Bu mantığın ne hakla ne adaletle ne akılla ne de vicdanla açıklanabilir bir tarafı yoktur.”ifadelerine yer verdi.