Bağımsızlık Yolu Lefkoşa Bölge Sorumlusu Cansu N. Nazlı, özel hayatın gizliliğinin korunmasına ilişkin yasanın eksiklikleri nedeniyle üç gazetecinin yargılanma sürecinin devam etiğini ve ilgili yasanın gazetecilerin haklarını koruyacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini vurguladı
Nazlı: Toplumsal muhalefeti ve basını susturamazlar
Mayıs TV’de İsmet Özgüren’in sorularını yanıtlayan Nazlı, ifade ve basın özgürlüğüne karşı yapılan saldırıların kapsamını genişletme girişiminin şimdilik durdurulmasına bireysel ve örgütsel anlamda memnun olduğunu belirtti.
Bazı kayıpların telafisi olmadığını ve bunun verilmesi gereken bir mücadele olduğunu vurgulayan Nazlı, girişimin durdurulmasının toplumsal olarak önemli bir kazanım olduğunu söyledi. Nazlı, toplumsal muhalefet adına Gazeteciler Birliği’ne ve eylemlere destek veren Basın Emekçileri Sendikası, diğer sendikalar ve sivil toplum örgütlerine teşekkür etti.
Nazlı, faşizan eğilimleri olduğunu söylediği Zorlu Töre’nin Meclis’teki barışçıl ve sükûnet içinde gerçekleştirilen bir eylemdeki gazetecileri görmeye bile tahammül edememesine şaşırmadığını ifade ederek, yasa değişiklik önerilerinin, egemenlerin işbirlikçisi konumunda olan hükümetin ve Cumhurbaşkanının toplumsal muhalefeti ve basını susturmak istediklerinden emin olduklarını belirtti.
“Yasa değişikliği sürecinde temsiliyet hakkı verilmeli”
Yasa değişikliğinin komiteye iletilmeden askıya alındığını ve sürecin iyi takip edilmesi gerektiğinin altını çizen Nazlı, temsiliyet şansı verilirse meslek birliklerinin ve diğer siyasi parti temsilcilerinin çalışma komitelerinde mutlaka yer alarak katkıda bulunması gerektiğini söyledi.
Nazlı, özel hayatın gizliliğinin korunmasına ilişkin yasanın eksiklikleri nedeniyle üç gazetecinin yargılanma sürecinin devam etiğini ve ilgili yasanın gazetecilerin haklarını koruyacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini vurguladı.
Müfsit niyetli yayınlar ile ilgili İngiliz döneminden kalma yasanın yüz karası bir madde olduğunu dile getiren Nazlı, bu yasa maddesi yüzünden ifade özgürlüğünün tamamen yasaklandığını, dinlediği müzikten veya okuduğu kitaptan dolayı yargılanan pek çok insanın mağdur olduğunu söyledi. Bu yasa maddesinin değiştirilmesi değil, tamamen kaldırılması gerektiğinin altını çizen Nazlı, meclisteki hiçbir siyasi partinin böyle bir girişimde bulunmadığını belirtti.
“Toplu İş Sözleşmeleri’nin devam etmeyecek olması iş hukukuna aykırıdır
Türkiye’nin dayattığı ekonomik protokol ile emeğin ne-oliberal saldırılara tabi tutulduğunu belirten Nazlı, Bağımsızlık Yolu’nun bu protokolün toplumu güvencesizleştiren, güçsüzleştiren, savunmasız bırakan ve yoksullaştıran adımlar olarak değerlendirdiğini ifade etti.
Dayatılan protokol ile Toplu İş Sözleşmeleri’nin devam etmeyecek olmasının iş hukukuna ve temel prensibine aykırı olduğunu söyledi.
“Hükümet yapacakları icraatlara karşı ses çıkarılmasını engellemeye çalışıyor”
Nazlı, yaşanan tüm gelişmelerin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, hükümetin hem ekonomik protokolün zorla dayatılarak kabul ettirilmesi ve halkı zor durumda bırakacak icraatlar yapılması yönünde çalıştığını, hem de halkın sesini çıkaramaması için yasa değişiklikleriyle meşgul olduğunu belirtti.
İfade özgürlüğünün Kıbrıs Türk halkı açısından kırmızıçizgi olduğunu hatırlatan Nazlı, bu bağlantıyı kurmanın önemli olduğunu ve hep birlikte mücadele edilmesi gerektiğini söyledi.
Toplumsal dayanışmanın en fazla gerekli olduğu günlerden geçtiğimizi ifade eden Nazlı, egemenlerin ülkemize yaptığı dayatmaların sınırları zorladığını belirtti. Ekonominin her geçen gün kötüye gittiğini belirten Nazlı, birbirimize kenetlenip ülkemize asalak gibi yapışan ve her geçen gün zenginleşen ultra zenginlere ve baskılara karşı mücadelenin yükseltilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Ülkemizde asgari ücret açlık sınırının altındayken, siyasilerin gafletlerinin gündem oluşturduğunu söyleyen Nazlı, emek ve demokrasi mücadelesinin yan yana devam etmesinin önemli olduğunu belirtti.
Ülkemizde üç ailenin tekelinde bulunan iki akaryakıt şirketinin daha fazla zengin olması için toplumun ulaşım ihtiyacının ve seyahat özgürlüğünün zarar gördüğünü ifade eden Nazlı, halkın mücadele etmesi gereken kişilerin hükümet edenler değil, tekel şirketler olduğunu söyledi.
“Çocukların ücretsiz ve kamusal eğitim hakkı gasp ediliyor”
Devlet okullarında kayıt, kırtasiye parası adı altında para alınması ve bu paranın ödenmemesi durumunda çocuğun okula kaydedilmemesinin kabul edilemez olduğunu belirten Nazlı, okul idareleri ve okul aile birlikleri tarafından yaratılan bu durumun kontrolden çıktığını belirtti.
Geçmişte Lefkoşa bölge okullarının önünde buna yönelik bildiri dağıttıklarını hatırlatan Nazlı, okul ihtiyaçlarını karşılamanın Eğitim Bakanlığı’nın sorumluluğunda olduğunu fakat ülkemizdeki devlet okullarının kendi kaderine terkedildiğini söyledi.
Okul idareleri ve okul aile birliklerinin iyi niyetle de olsa çocukların ücretsiz ve kamusal eğitim haklarını gasp ettiklerini vurgulayan Nazlı, velilerden para alınmasının yanlış olduğunu ifade etti. Eğitimin anayasal hak olduğunu ve 16 yaşa kadar zorunlu olduğunu belirten Nazlı, bu hakkın ücretsiz olarak sağlanması gerektiğini, aksinin suç olduğunu söyledi.
Nazlı, “Okul idareleri ve okul aile birliklerinin kayıt parası alması anayasaya aykırıdır. Milli eğitim yasasında, okul aile birliklerinin bağış adı altında yalnızca gönüllü olarak verilen parayı toplayabilecekleri yazmaktadır. O yüzden hiçbir okul aile birliği sizi bu parayı vermeye zorlayamaz, anayasal olarak kayıt parası ödemeyenlerin okula kayıt etmemeleri gibi bir yetkileri de yoktur” diye konuştu.
Nazlı, 2017’de dönemin ombudsmanı, Yüksek Mahkeme Yargıcı Emine Dizdarlı tarafından hazırlanan raporda çok açık şekilde bu uygulamanın anayasadaki eğitim ve öğrenim hakkının doğrudan ihlali olduğunu hatırlattı.
Yardımcı öğretmen uygulamasının da okul idareleri ve okul aile birlikleri tarafından kayıtsız bir şekilde istihdam edildiğini belirten Nazlı, bu öğretmenlerin sigortalarının yatırılmadığına ve angarya çalıştırıldığına dikkat çekti.
Nazlı, hükümetin ve özellikle eğitim bakanlığının istihdam etmediği kadrosuz ve kayıtsız alınan yardımcı öğretmenlerin maaşlarının velilerden alınmaya çalışılmasının doğru olmadığını söyledi. Nazlı, bu konuda hep birlikte gerçek muhatap olan eğitim bakanlığına karşı mücadele edilmesinin önemli olduğunu belirtti.
Nazlı, bu konuda mücadele etmek isteyen tüm velileri 16 Haziran Perşembe günü saat 19.00’da Bağımsızlık Yolu Parti Merkezi’nde yapılacak toplantıya davet etti.