GüncelInstagramKıbrısManşetSiyasetYaşam

Maviş: TDT’ye ya da İslam İşbirliği Teşkilatı’na, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin “gözlemci” statüsüyle bir üyelik daveti de mi var?






Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Türkiye’deki AKP iktidarı ve adanın kuzeyinde yer alan “atanmış hükümet” desteğiyle yaklaşık beş yıldır sürdürülmeye çalışılan “iki devletli çözüm” siyasetinin Kıbrıslı Türk toplumunu dünyadan her geçen gün daha uzaklaştırdığına dikkat çekerek, AKP iktidarı ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ortaklaştığı noktanın “Kıbrıslı Türkleri yok saymak, toplumsal alanını daraltmak ve bu uğurda her kim olursa olsun ittifak kurmak olduğunu vurguladı

Maviş: Türk Devletleri Teşkilatı’na ya da İslam İşbirliği Teşkilatı’na, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin “gözlemci” statüsüyle bir üyelik daveti de mi var?

KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş imzasıyla yayımlanan bildiride, son yıllarda giderek derinleşen “iki devletli çözüm” siyasetinin, Kıbrıslı Türk toplumunu dünyadan daha da koparmakta ve uluslararası hukuk zemininde görünmez hale getirdiğine işaret edildi.

Bu siyasetin yarattığı yalnızlığın, sadece diplomatik alanda değil; ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda da etkisini gösterdiğinin hatırlatan Maviş, bu süreçte Kıbrıs Cumhuriyeti ile Türk devletleri arasındaki ilişkilerin dahi güçlendiğini ancak aynı süreçte Kıbrıslı Türklerin bu temasların tamamen dışında bırakıldığını ve kendi adalarında dışlanan ve fanusta yaşayan bir topluma dönüştürüldüğünü söyledi.

“Bu süreçlerden Kıbrıslı Türklerin dışlanması ve uluslararası sportif ve kültürel temaslardan dahi yoksun bırakılması kabul edilemez”

KTÖS Genel Sekreteri Maviş, bu tür siyasi yönelimlerin Kıbrıslı türk toplumunun siyasi eşitliği dayalı federal çözüm hedefini ve AB vatandaşlığı temelindeki haklarını zayıflatmakta olduğunu ifade etti. Tüm bunlar yaşanırken, Türkiye ile Kıbrıs Cumhuriyeti arasında düzenlenen ortak spor organizasyonlarının ve kültürel faaliyetlerin sorunsuz devam ettiğine işaret eden Maviş, “bu süreçlerden Kıbrıslı Türklerin dışlanması ve uluslararası sportif ve kültürel temaslardan dahi yoksun bırakılması kabul edilemez” dedi.

Hakan Fidan’ın “Türkiye’nin aile meselesi” olarak tanımladığı vizyonun, Kıbrıslı Türkleri dışlayan, çözümsüzlüğe hapseden, Hristodulidis’le kurulan yeni “ailevi” ilişkilere işaret ettiğini belirten Maviş, KTÖS’ün konu hakkındaki taleplerini şöyle sıraladı:

“Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası olarak bizler:

1. Kıbrıs sorununun, iki toplumlu, iki bölgeli ve siyasi eşitliğe dayalı federal çözüm temelinde, BM parametreleri doğrultusunda çözülmesini savunuyoruz.

2. Kıbrıslı Türklerin Avrupa Birliği vatandaşlığı temelinde sahip olduğu bireysel ve toplumsal hakların korunmasını ve geliştirilmesini talep ediyoruz.

3. Toplumumuzun kendi kimliğiyle, barışçıl ve demokratik bir gelecekte yer almasını ve çözüm sürecinde özne olmasını istiyoruz.

4. Türkiye Komisyonu Raporuna ilişkin 7 Haziran 2022 tarihli Avrupa Parlamentosu kararı(2021/2250(INI)) 45. Maddesinde belirtilen hususların dikkate alınması ve bu noktada adanın kuzeyinde hayatımızı zorlaştıran AKP, toplumun AB’ne etkin katılımını kolaylaştırmayan Kıbrıs Cumhuriyeti makamlarını ve AB ile direkt mekanizma oluşturma noktasında isteksiz davranan Komisyonunun Kıbrıs Türk Toplumu’nun iradesine, seküler yaşamına ve AB vatandaşlık haklarına uygun davranmaya davet ediyoruz”

“Türk Devletleri Teşkilatı’na ya da İslam İşbirliği Teşkilatı’na, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin “gözlemci” statüsüyle bir üyelik daveti de mi var?”

Açıklamasının devamında, Türkiye’deki AKP iktidarı ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ortaklaştığı noktanın “Kıbrıslı Türkleri yok saymak, toplumsal alanını daraltmak ve bu uğurda her kim olursa olsun ittifak kurmak” olduğunu vurgulayan Maviş, “gelinen noktada sormak zorundayız: Türk Devletleri Teşkilatı’na ya da İslam İşbirliği Teşkilatı’na, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin “gözlemci” statüsüyle bir üyelik daveti de mi var?” sorusunu yöneltti.

Maviş, “toplumsal iradeyi yok sayan, toplumun geleceğini bir avuç siyasinin gündelik hesaplarına teslim eden anlayışlara karşı mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadelerinin kullanarak “Öğretmenlerin, çocuklarımıza yalnızlık ve çözümsüzlük değil; barış ve ortak gelecek bırakmak için çalışmaya devam edeceğiz” cümleleriyle açıklamasını sonlandırdı.













Başa dön tuşu