GüncelInstagramKıbrısManşetSiyaset

Kanatlı: Ceza Yasası, 2000’lerden sonra TC’den Cumhurbaşkanları geldiğinde hatırlanıyor!  






Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) Genel Sekreteri Murat Kanatlı, Türkiye‘nin AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın adaya yaptığı ziyarette yaşananları değerlendirdi

Kanatlı: Ceza Yasası’nda yapılan düzenlemeler, 2000’lerden sonra TC’den Cumhurbaşkanları geldiğinde hatırlanıyor!

YKP Genel Sekreteri Murat Kanatlı yaptığı yazlı açıklamada, Türkiye’nin AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz Cumartesi günü adaya yaptığı ziyarette “İrade Bizde” pankartı açan aktivistlerin maruz kaldığı polis şiddeti konusuna değindi.

Özellikle Türkiye’den Cumhurbaşkanlarının adayı ziyaretlerinde adanın kuzeyindeki sahnenin aydınlandığını, mış gibi hareketlerin rafa kalktığını ve makyajların aktığını dile getiren YKP Genel Sekreteri Murat Kanatlı, bazı kesimlerin yaşananlardan sonra anayasanın askıya alındığı veya çiğnendiğini söylemesine rağmen, Kıbrıs adasının halen ateşkes koşullarında bulunmasından ötürü anayasanın zaten fiilen askıda olduğunu vurguladı.

Bazı zamanlarda adanın kuzeyinde sanki anayasa varmış gibi davranılmasına müsaade edildiğinin altını çizen Kanatlı, bu uygulamanın “ihtiyaç” duyulduğu zaman ise hemen ortadan kalktığına işaret etti. İngiliz sömürge döneminde EOKA ile mücadele için ceza yasasında yapılan düzenlemelerin 2000’li yıllardan sonra sadece Türkiye’den Cumhurbaşkanlarının ziyaretleri esnasında hatırlanıp, yürürlüğe sokulduğunu belirten Kanatlı, “yoksa kanunsuz topluluk diye bir suçlamanın, dava okumanın başka mantığı olduğunu düşünürsünüz?” sorusunu yöneltti.

YKP Genel Sekreteri Murat Kanatlı’nın açıklamanın tamamı şöyle:

“TC’nin cumhurbaşkanları geldiğinde sahne bir anda aydınlanmakta, mış gibi hareketler rafa kalkmakta, makyajlar akmaktadır… Bazıları Cumartesi yaşananlarla ilgili anayasanın askıya alındığını, çiğnendiğini söylüyor ama ateşkes koşulları olduğu için zaten fiili olarak anayasa askıdadır, bazı zamanlarda varmış gibi yaşamamıza izin verildiği gerçeği ile ortadadır, ihtiyaç olduğunda fişi çekiyorlar…

İşin daha komiği İngiliz sömürge döneminde özellikle EOKA ile mücadele için ceza yasasında yapılan tüm düzenlemeler 2000’lerden sonra özellikle TC cumhurbaşkanları adaya geleceğinde hatırlanmakta ve yürürlüğe sokulmaktadır, yoksa kanunsuz topluluk diye bir suçlamanın, dava okumanın başka mantığı olduğunu düşünürsünüz?

1950’lerde eski sömürgeci dedi ki “Beş veya daha fazla kişi, bir suç işlemek veya bir ortak amacı gerçekleştirmek niyetiyle bir araya geldiğinde (…) yasa dışı bir toplantı yapmış olurlar”! Yeni sömürgeci de Cumartesi günü bunu tam da ayni mantıkla suç olarak eylemci arkadaşlara okudu… Hem da ülke mevzuatını bilmeden! Kıbrıs’ta biz yasa deriz, Türkiye’de kanun, polis “kanunsuz topluluk” suçlaması yapmış, kimin dili ile de konuştukları belli…

Elbette iyi niyetle ‘ama Anayasa’da, AİHS’te toplanma, gösteri hakkı yazar diyeceksiniz’, boşuna demeyin, egemenler bunu elbette çok iyi biliyor, zaten bu davaları asla ileri taşımıyorlar çünkü bilirler ki yasa maddelerini dava olarak ileri taşırlarsa konu Anayasa Mahkemesine iptal için taşınacak, böylesi kullanışlı sömürge yasasını asla kaybetmek istemezler, bu nedenle 4 maddelik paket dava okuma süreci olur, cezalandırma olarak da birkaç yıl mahkemeye gidip gelme gerçekleşir sonra dava çekilir, maalesef Yüksek Mahkeme de durumu bilmesine rağmen buna göz yumar… Polis fiili olarak cezalandırma uygulamakta, hukuk sisteminin tüm bileşenleri de buna göz yummaktadır…

YKP olarak net olarak vurguluyoruz, bir sömürgeciden diğerine değişmeden aktarılan yasalar ile baskılar, davalar bizi yıldıramaz! Baskılar karşısında susmadık, susmayacağız…

“YKP olarak polisin şiddetine de alışığız”

YKP olarak polisin şiddetine de alışığız… Abdullah Gül de geldiğinde Kaymaklı çemberinde aynisini bize yaptılardı, 2011’de Erdoğan geldiğinde de hem Hamitköy’de hem de KTHY önünde de ayni yapıldı, biz bu şiddeti tanıyoruz, biliyoruz, polis teşkilatı işgalci devlet ordusunun emir eridir, vur dediğinde vurmaktadır ama 19 Temmuz 2011 hukuk davalarında yalnız kalan polislerin hallerini de biliriz, mahkumiyetlerine de tanığınız… 19 Temmuz olaylarını nasıl ki mahkemelere taşıdık, 3 Mayıs olaylarını da taşıyacağız, şiddet uygulayan polislerin kimlikleri tek tek tespit edilmektedir, hepsi ile mahkemede görüşeceğiz, mücadelemiz sokakta da, salonda da, mahkeme koridorlarında da sürdü, sürüyor, sürecek…

YKP Sekreterya üyesi Halil Karapaşaoğlu’na ve Parti Meclisi üyesi Mehmet Özyücekök’e başta olmak üzere, Tacan Reynar’a, Növber Gürtay’a, Tezcan Dereli’ye, Jale Akadlı’ya gördükleri polis şiddetinden dolayı geçmiş olsun der, bundan sonraki süreçte yanlarında olmaya devam edeceğimizin altını çizeriz…

Yeni Kıbrıs Partisi yıllardır, TC’nin sivil asker bürokratlarına, onların kuklalarına direndi, direnmeye devam ediyor… Mücadele bitmedi, sürüyor… Kazanacağız!”











Başa dön tuşu