Kıbrıs

Denktaş: Özel temsilcilikler atayacağım






Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Serdar Denktaş, adaylık vizyonunu Özgür Gazete’ye anlattı. Denktaş, Cumhurbaşkanlarının iç konulara müdahale etmeye yetkisi olmadığını ancak etkisi ile birçok sorunun çözümüne katkıda bulanabileceğini söyledi

Denktaş: Rol kapmayacağım, çözüm yolu arayacağım
“Yıllardan beridir ‘cumhurbaşkanının yetkisi yok’ diye, hele son 5 yıldır festival açılışı yapan Kıbrıs sorunu ile ilgilenen, içte sorun çıktığında rol kapma gayesi ile hareket eden bir cumhurbaşkanı izledik” diyen Denktaş, vizyonunun danışmanlıklar yerine kültür, eğitim, turizm, tarım, sağlık, çevre, sanat ve benzeri daha birçok temel alanda özel temsilcilikler oluşturmak olduğunu kaydetti.

Bu temsilciliklerin atamasının tamamen liyakata göre yapılacağını ifade eden Denktaş, ilgili temsilciliklerin ilgili kurum, kuruluş ve sektörlerle görüşüp, sorunları tespit edip, çözüm yolu arayacağını, bu sayede ülkede eylem planının ilk seçenek olmaktan çıkacağını belirtti.

Denktaş, şöyle dedi: “Cumhurbaşkanının bir sürü danışmasını vardır. Bunların bir kısmı danışman, bir kısmı danışmayan diye geçer. Danışman ne yapar; aklında bir düşünce vardır ve gelir bunu cumhurbaşkanına izah eder. Cumhurbaşkanının aklına yatarsa o yönde hareket eder veya cumhurbaşkanının önünde bir şey vardır, çağırır danışmanını, düşüncesini alır. Bu son derece bir cumhurbaşkanlığı ortaya çıkarır.

Bizim yapacağımız, bu danışmanlıklar yerine özel temsilciler belirlemek. Kültür, spor, ekonomi, çevre özel temsilcisi gibi mevkiler yaratmaktır. Örneğin Çevre temsilcisi, çevre örgütleri ile temaslar kuracak onların sorunları ile ilgilenecek. Temsilcileri, “bu benim kampanyamda çalışmıştı’, ‘bu benim yakınımdır’ şeklinde değil, belli kriterleri ortaya koyduktan sonra müracaat alacağız ve partisine, ideolojisine, bakmaksızın ama bilgisine, tecrübesine bakacağız ve cumhurbaşkanlığında ortaya koyacağımız vizyon ile örtüşmesi durumunda bu kişiyi özel temsilci olarak atayacağız, hata yapıyorsa, işini iyi yapamıyorsa, çok bilgili ama insanlarla iletişimi kötü ise, o zaman cumhurbaşkanının görevidir, o kişiyi görevinden alır, bir başkasını atar.

Bunu neyi getirecek biz; hükümetlerin işine karışma değil ama belli sektörlerin, kurum ve kuruluşların bir takım sıkıntıları varsa bunu önceden tespit edip, varsa çözüm yolu üretme, hükümete bu konu ile ilgili bilgi verip öneride bulunup bir yol göstericilik yapmak.

“Bir nevi arabuluculuk

ozgur_gazete_kibris_serdar_denktas.jpg

Denktaş: Bu aslında bir yerde arabuluculuk görevi gibi de olacak. Yani örneğin Çiftçiler Birliği’nin bir sıkıntısı var ama seslerini duyuramıyorlar.

Şu ana kadar yapılan nedir, eylem. Yollar sokaklar dolar. Hiç ilgisi olmayan kişiler bundan rahatsız olur, hastaneye gideceksiniz, yollar trafiğe kapalı olur vs. Ama tarımla ilgili özel temsilci ilgili kuruluşlarla temasta olacağı için onlarla oturup çözüm yollarını konuşabilir. ‘bekleyin biz de devreye gireceğiz’ denilebilir.

Cumhurbaşkanlığında yine istişare ile formüller üretilebilir. Yine Başbakan ve ilgili bakan ile konuşulur. Öneride bulunulur. Eylemden önce tüm yollar tüketilmiş olur böylelikle eylem yapmadan da bir sorunun aslında etrafından veya üzerinden geçilmiş olur. Elbette cumhurbaşkanının yürütme yetkisi yoktur. Bu yollarla bir etki yaratmaya çalışacağız, bir yol gösterici gibi, rol kapma, basınla bunları paylaşmak değildir burada murat edilen, kapılar ardında hükümetlere yardımcı olmaktır.”

“Hükümetlerin niyeti de önemli”

Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Serdar Denktaş, bu noktada elbette hükümetlerin de iyi niyetle hareket etmesi gerektiğinin aaltını çizdi. Denktaş, bu bağlamda her parti ile iyi ilişkiler kurabildiğini düşündüğünü belirterek, “rol kapma yerine işbirliği yapma, sorun çözücü bir yaklaşımla konuları ele alma o etkiyi yaratacak” dedi.

Denktaş, konuya ilişkin sözlerini şöyle tamamladı: “Zaman içerisinde insanlar bilecek ki, denenecek yol var daha, eylem ilk çare değil. Çünkü genel kanaat ‘eylem yapalım’ her eylem yapıldığında da talep edilen her ne ise kabul edilir. Ama o elde etmek istedikleri de bazen haksız olabilir. İşte o noktada cumhurbaşkanlığı, hükümete değil, eylem tarafına yol gösterici olup, her tarafa eşit yaklaşan, tam anlamı ile bir sünger görevi gören bir makam haline gelmelidir.”

“Dış politika Dışişleri Bakanı ile birlikte yürütülmesi gereken bir görevdir”

1040.jpg

Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Serdar Denktaş, cumhurbaşkanının görevlerinden birinin de görüşmecilik olduğunu, dış politikanın ise cumhurbaşkanlarının dışişleri bakanı ile birlikte yürütmesi gereken bir görev olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanının bilgisi olmadan dış politik adımlar atılmaması gerektiğini söyleyen Denktaş, “Bu zaten etik olmaz. Ama Kıbrıs sorunu dışındaki dış siyaset dışişleri Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı tarafından birlikte yürütülür. Bunlar eskiden var olan şeylerdi. Zaman içerisinde ortadan kayboldu. Temel neden de partisel sürtüşmelerdir. CTP’li bir başkan geldi, UBP karşısında durdu. UBP’li başkan geldi, diğerlerinin karşısında durdu, TKP’li geldi, aynı şekilde oldu. Bunun yerine gerçekten tüm partilerle iyi ilişkiler kurmak çok çok önemli zaten atayacağımız temsilciler liyakate göre atadığında insanlar zaten ‘ya doğru adammış’ kanaatine varacaktır” diye konuştu.

Denktaş, tüm bunların diğer olumlu veya olumsuz gelişmeleri de beraberinde sürükleyeceğini kaydederek, “Olumsuzlar azalıp olumlu neticeler artacaktır. Vatandaşın yukardaki bu birlikteliği görmesi ile birlikte devlete güveni artar. Güven çoğaldıkça alınan kararlara riayet etme daha da güçlenir. Birbirimize oluşan saygı bize dışardan bakacak olanların da saygı duymasını gerektiren bir noktaya ulaştırır” dedi.

“Başkanlık sistemini de tartışalım”
Denktaş, oluşturulacak bu güven ve saygı ortamının güney ile olan ilişkilerde de Türkiye ile olan ilişkiler açısından da geçerli olduğunu dile getirdi.

Denktaş şöyle dedi:

“Birleşmiş Milletlerin, Avrupa Birliği’nin cumhurbaşkanı olarak benim söyleyeceğim sözü dikkate almasını olumlu etkiler. Bu önemli bir gelişmedir ve yıllardan beri hiç uygulanmayan yepyeni bir modeldir. Bu dönem içerisinde elbette ‘başkanlık sistemini de tartışalım’ yaklaşımımız var.

Başkanlık sistemi dediğimiz de güneyde uygulanmakta olan sistemin çağdaşlaşmış, bize uyarlanmış şeklidir. Eğer insanlar bu başkanlık sistemini içselleştirirse, Meclis de kabul ederse referanduma gider, vatandaş da kabul ederse hemen ertesinde, referandum sonrasında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde değil, bir sonraki seçim sonrasında yürürlüğe girmesi gerekir.

Neden, o 5 yıl da yasalarınızı yeni sisteme uyarlamak için kurulması içindir. Bunlar iç dağınıklığımızı toparlamak ile ilgili atmayı düşündüğümüz adımlardır”









Başa dön tuşu