KıbrısManşet

Şansal: Bu yazıyı “Külliyeyi Harmancı mühürlesin” zırvalığına son verilir belki diye yazıyorum






“Külliyeyi Harmancı mühürlesin” zırvalığına bir son verilir belki diye bu yazıyı yazıyorum.

CTP’lilerin dile getirdiği “Ben olsaydım mühürlerdim” safsatası, hem hukuki hem siyasi hem de ahlaki olarak zırvalıktır!

Mühürleyemezdin çünkü, yetkin yok ve bu yetkisizliği bizzat CTP, hem mahkeme hem de Meclis kararıyla kendisi yarattı. Yani CTP’lilerin bunu bilmemesine de imkan yok.

Halk olarak veya ana muhalefet olarak yapamadığınızı, üç beş tane belediye zabıtasına yaptırmaya çalışmak da ayıptır.

Ama biz gelelim hukuki yönüne:
Hatırlanacağı üzere bir süre önce, belediye seçimlerinin 27 Kasım’da yapılması ve mevcut belediye başkan ve meclislerinin görev ve yetkilerinin 27 Kasım’a kadar uzatılması konusunda, Meclis’ten hükümetin oyları ile bir yasa geçmişti.

CTP de bu yasayı Anayasa Mahkemesi’ne götürüp her iki maddesini de iptal ettirmişti.

Anayasa Mahkemesi, CTP’nin açtığı davada aynen şöyle demişti:

24.6.2018’de seçim kazanan kişilerin, Anayasa’nın 119. maddesi uyarınca, 2022 yılının Haziran ayı sonunda görev ve yetkileri sona ermiştir. Cumhuriyet Meclisinin yasa yaparak yerel yöneticilerin görev sürelerini uzatma yetkisi olduğunu söylemek mümkün değildir

Daha sonra Meclis’ten oybirliği ile (CTP’nin de katkısı ve olumlu oyu ile) seçimlerinin 25 Aralık 2022 tarihinde yapılmasını düzenleyen bir karar geçti ve halen yürürlükte olan bu kararda aynen şöyle yazıyor:

Seçilecek yerel yönetim organlarının göreve başlamasına kadar, Haziran 2018’de göreve gelen yerel yönetim organlarının işgüder organlar olarak, yalnızca asgari, cari ve rutin yerel yönetim hizmetlerinin karşılanması ve çalışanlarının emeklerinin karşılığını alması çerçevesinde görev yapmasına;”

E şimdi, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?

Belediyelerin günlük cari işleri dışında hiçbir yetkisi olmadığını Mahkeme ve Meclis kararı ile tescillet sonra da Harmancı külliyeyi mühürlesin. Kandır çocuğu da Taksim istesin!

Ha bir de, belediye başkanının mühürleme yetkisi yok ama CTP’li milletvekillerinin külliye konusu Meclis’e geldiğinde çok önemli bir görevi ve yetkisi vardı, bir tanesi bile bunu kullanmadı.

Neydi bu:

Hükümet külliye yapılmasına ilişkin protokolü Meclis’e ‘bilgiye sunuş’ olarak gönderdi. Yani Meclis’te oylanmadan, sadece okunarak, sessiz sedasız geçip gitmesini istedi. (Küçük bir hatırlatma: Koordinasyon Ofisi de Meclis’e ilk bilgiye sunulmuş, sonra bu fark edilince Onay Yasası’na dönüştürülmek zorunda kalınmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından durdurulmuştu)

Burada detaylı anlatırsam sıkılacağınız bazı hukuksal sebeplerle külliye protokolünün de sadece bilgiye sunulması yetmezdi, bir Onay Yasa Tasarısı olarak komiteye gelmesi ve Meclis’te oya sunulması gerekirdi.

Ama tek bir milletvekili bile ağzını açıp bunu Meclis kürsüsünden söylemedi, basın da bunu tartıştırıp gündem etmedi.

4 Ekim 2022 tarihli Meclis tutanağından da görüleceği üzere, CTP’lilerin yüzlerine bakarak külliye ile ilgili protokol okundu ve geçti, bilgilerine sunulan bu konuda tek kelam etmediler, yasa yapılması ve oya sunulması gereğini dile getirmediler.

Daha sonra “güncel konuşmalar” başlığı altında konuşanlar oldu ama artık iş işten geçmişti.

Şimdi lütfen o çok önemsediğiniz hukuka uygun ve Mahkeme ile Meclis’e kendi aldırdığınız kararlarla tutarlı davranın; “Harmancı mühürlesin” gibi zırvalıklarla aklımızla dalga geçmeyi bırakın. Bu halkın zekasını da bu kadar küçümsemeyin.









Başa dön tuşu