Halkın Partisi‘nden (HP) istifa ettiklerini açıklayan Milletvekilleri Ayşegül Baybars ve Jale Refik Rogers, partinin son dönemlerde ilkelerinden ve hedeflerinden uzaklaştığını, toplum yararına politikalar üretemez duruma geldiğini savundu ve sine-i millet kararının da toplumda bir karşılık bulmadığını söyledi
“Parti toplum yararına politikalar üretemez duruma geldi”
Ortak yazılı açıklama yapan Baybars ve Rogers, Kıbrıs Türk siyasetinde köklü bir değişim yaratmak, halkın iradesine dayalı yeni siyaset anlayışını ülkeye hakim kılmak ve yeni fikirleri öne çıkarmak için, yüreğinde memleket sevdası olan pek çok insanı ortak bir paydada buluşturmayı başaran Halkın Partisi’nin, son dönemlerde ilkelerinden ve hedeflerinden uzaklaştığını, kendi içinde birlik ve bütünlüğü sağlayamaz, toplum yararına politikalar üretemez duruma geldiğini savundu.
İki vekil açıklamalarında, “Bizler, ilkelerinin ilk günkü kadar önemli olduğuna inandığımız partinin sürüklendiği bu kötü durumun aşılması, birlik ve bütünlüğünün yeniden sağlanması, ortak akılla yeni düşünceler üretebilmesi ve kurulduğu ilk gün ortaya koyduğu hedeflere doğru yeniden emin adımlarla yürüyebilmesi için elimizden gelen tüm yapıcı çabayı ortaya koyduğumuza inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Partideki bazı gruplar sorumluluktan kaçma yolunu seçti”
Açıklama şöyle devam etti;
“Ancak, parti yönetimindeki bazı gruplar, son genel seçimlerde halkın verdiği açık mesajdan ders çıkarmak, samimiyetle özeleştiriler yapmak ve sorumluluğu ortakça paylaşmak yerine, sorumluluktan kaçma yolunu seçmiş ve ortaya konan tüm iyi niyetli çabaları görmezden gelmiştir.
Mevcut sorunlar yetmezmiş gibi, partinin ihtiyaç duyduğu örgütsel yapılanmanın güçlendirilmesine, Meclis’te halkın bize yüklediği muhalefet görevinin layıkı ile yerine getirilebilmesine, tarihte görülmemiş ekonomik ve siyasi krizlerin yaşandığı ve mücadelenin her platformda yükseltilmesine ihtiyaç duyulduğu bir zamanda, Parti Başkanı ‘sine-i millet’ konusunu gündeme almış, partide sağlıklı bir tartışma ortamı yaratılmadan, halkın ve parti tabanının görüşlerine başvurulmadan, bir oldu bittiyle kararı uygulamaya sokmuştur.
“Sine-i millet kararı toplumda bir karşılık bulmadı”
Üzülerek belirtmeliyiz ki, sürecin daha en başında ortaya koymuş olduğumuz tüm endişeler gerçeğe dönüşmüş, sine-i millet kararı toplumda bir karşılık bulmadığı gibi, parti içi çözülmeyi ve kutuplaşmayı hat safhaya çıkarmış, bu da yetmezmiş gibi bu konuda farklı düşünenlere karşı ihraç kararları çıkarılmış, yönetimden atılmış, parti dağılma sürecine doğru sürüklenmiştir.
Krizi sonlandırmak, dağılma sürecini yavaşlatmak ve taraflara yeniden bir araya gelerek uzlaşma şansı vermek adına başlatılan hukuki mücadele ile elde edilen zaman dahi uzlaşma yönünde iyi niyetli hiç bir adım atılmayarak heba edilmiştir.
“Yeni kararlar üretmeye mecbur bırakıldık”
Eski siyasetin yerine, yeni siyaseti getirme hedefi ile kurulmuş Halkın Partisi’nde, hala eski siyaset anlayışından kalma karar alma biçimlerinin yeni siyasetin çok seslilik ve özgür düşünce anlayışının önüne geçmesi, partide yaşanan sevgi ve saygı erozyonun artarak devam etmesi, farklı görüşlerin yok sayılması ve sayılmaya da devam edeceğinin açıkça görülmesi, bizleri yeni kararlar üretmeye mecbur bırakmıştır.
Aktif siyasete, sadece halka hizmet ilkesi ile girmiş insanlar olarak, ilkelerimizden, duruşumuzdan ve özgürce düşüncelerimizi ifade etmekten asla vazgeçmeyeceğimiz aşikardır. Yaşananlar, parti içerisinde kalmaya devam etsek de; son zamanlarda parti başkanlığının söylemleri ve uygulamaları değerlendirildiğinde artık en temel ilkelerde dahi uzlaşamayacağımızı net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Bizler gibi düşünen arkadaşlarımızla yaptığımız değerlendirmeler sonucunda, mevcut koşullar altında, artık parti ile birlikte devam edemeyeceğimiz konusunda görüş birliğine varmış durumdayız.
“Siyaset uzun soluklu bir mücadeledir”
Bu sebeplerle, kuruluşundan bu yana büyük emek ve ilkelerini hayata geçirmek adına büyük mücadele verdiğimiz Halkın Partisi üyeliğinden 22 Kasım 2022 tarihiyle istifa etme kararı almış durumdayız.
Siyaset uzun soluklu bir mücadeledir. Halkımızın daha adil, daha demokratik, daha çağdaş bir yönetime kavuşması, hak ve hukukun korunması ve hak ettiği refah seviyesine ulaşması için her platformda mücadeleye devam edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.
Bu vesile ile siyaseten yürütülen tüm mücadelelerde bizimle birlikte omuz omuza yürüyen, destek veren, güç veren ve bugünlere gelinmesinden üzüntü duyan ve düşüncelerini samimiyetle ortaya koyan tüm arkadaşlarımıza teşekkürü bir borç biliyoruz”