Milli Mücadele ve Şehitler Haftası nedeniyle Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi‘nde (AKM) gerçekleştirilen törende gergin anlar yaşandı, Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği Başkanı Gürsel Benan, Cumhurbaşkanlığı makamında bulunan Ersin Tatar ve UBP-DP-YDP Hükümeti‘ne söylemediğini bırakmadı
Benan: Yapılan bu fedakarlıklar bugün yaşananlar için yapılmadı
Konuşma yapmak için kürsüye çıkan Benan, Tatar’ın dinlediği konuşmasına, var oluş ve özgürlük mücadelesinin başarıya ulaşmasındaki en büyük payın kuşkusuz ki vatan, bayrak, sancak ve toprak uğruna canlarını seve seve veren aziz şehirler ve kahraman gaziler olduğunu söyledi.
Benan, “21 Aralık 1963 Kıbrıs türkünün kahramanca var olabilmek için mücadele verdiği bir gündür Şehitlerimize üzülmenin yanında onların yaptıkları kahramanlıkla gurur duyduğumuz bir gündür. Kıbrıs Türk halkı çok sıkıntılı günlerden geçti, göç etmek durumunda kaldı, maddi manevi kayıplar verdi. Yapılan bu fedakarlıklar bugün yaşananlar için yapılmadı” dedi.
“Şehit kabrini yapamayacak kadar KKTC’yi hakir düşüren zihniyetlerden utanıyorum”
Benan şöyle devam etti;
“Utanıyorum şehidim, sana yapılanlardan utanıyorum, sana değer vermeyenlerin siyasi makamlarda oturmasından utanıyorum.
Sen vatan için şehit olurken seni görmezden gelenlerden utanıyorum. Sana şehit kabrini yapamayacak kadar KKTC’yi hakir düşüren zihniyetlerden utanıyorum.
“Devletin tepesindekiler birilerine yaranma derdine düştüler”
Ey siyasiler;
Biliniz ki, vatan millet bayrak edebiyatınız bu ülkede prim yapmıyor.
Şehit aileleri ve derneğim adına söylemeliyim ki; bu söylemleriniz bizi bıktırmıştır. Tamamen siyasi rant ve gösterişten başka bir şey olmayan sözleriniz kabul edilemez.
Hele de devletin tepesindekiler, makamlarını kullanarak iki günde bir şehitlerimiz üzerinden nutuk patlatanlar, hepsi altı boş sözler.
Kendileri de inanmıyorlar bu sözlerine ama dostlar alışverişte görsün mantığında ve birilerine yaranma derdine düştüler.
“Bir buçuk yıl önce yaptırdığımız şehit kabirlerini bile ödeyemeyecek kadar fakirleştirdiniz bizi”
Aslında kimse alkışlamıyor ve sırtlarını da sıvazlamıyor. Onlar sanal bir mutluluk ve koltuk sevdası yaşıyor.
Sözde vatana millete hizmet ettiklerini gösteriyorlar ama tamamen kandırmaca çünkü aslında kendilerini kandırıyorlar.
Buradan devletin tüm organlarına haykırıyorum; geçmişte yaşanmayan olaylar bugün yaşanmaya başladı, dillerinden düşürmedikleri şehitlerimiz bir kenara itilmiş durumda.
Bir buçuk yıl önce yaptırdığımız şehit kabirlerini bile ödeyemeyecek kadar fakirleştirdiniz bizi.
Ortaköy Şehitliği’ne defnedilen üç kayıp şehidimiz için dokuz aydır hiçbir adım atılmadı, kabirleri para yok denilerek yaptırılmadı.
“Vatan ve millet ve şehit sözlerini dilinden düşürmeyen Tatar…”
Ortaköy’de açılması gereken ve iki mezarda ismi yazılması gereken iki şehidimizin kabirleri hala açılmıyor.
Tekke Bahçesi Şehitliği’nde toplu mezardan çıkan şehitlerimizin DNA’larının üzerinden üç yıl geçmesine rağmen ses çıkmıyor, bu şehitlerimizin kemiklerinin akıbeti bilinmiyor.
Yıllardır Cumhurbaşkanlığı ödeneğinden ödenen bu şehit kabirlerinin ücretlerinin, ne yazık ki şimdiki Cumhurbaşkanı tarafından ödenmeyeceği bizzat kendisi tarafından söylendi. Vatan ve millet ve şehit sözlerini dilinden düşürmeyen Tatar’dan bunu duyunca hayretler içinde kaldık.
Bunu şehitlerimize ve Mehmet Ali Talat ne Derviş Eroğlu ne de Mustafa Akıncı döneminde yapıldı bunlar.
“Sizler nasıl milliyetçi ve KKTC’yi savunan kişilersiniz?”
Bu tür ödenekler geçmiş dönemlerde Cumhurbaşkanlığı tarafından makbuz karşılığında ödenirken, Tatar bunu durdurmuştur.
Ne Başbakan Ünal Üstel ne de Ersin Tatar bu kabirleri yaptırmıyor.
Yazık, bu işler yürekle ve vicdanla olur. Sizler nasıl milliyetçi ve KKTC’yi savunan kişilersiniz?
Sizlere inanmak mümkün değil, özellikle KKTC’nin tanınması, vatan, bayrak, şehit vurgusu yapanlar; ‘Ben vatan için, bayrak için ve şehitler ve gaziler için ne yaptım?’ sorusunu kendilerine yüksek sesle sorsunlar.
Yüz km’lik laf, bir CM’lik işten daha değerli değildir.
“Şehitlerimizi ağzınıza almayın, nutuklar sallamayın”
Bakanlık Bakanlık gezdik, ilgilenen merci bulamadık, bütçeniz yoksa her şeye yarattığınız gibi bir bütçe yaratın.
Şu milliyetçi sözlerinizden artık vazgeçin ve şehitlerimizi ağzınıza almayın, nutuklar sallamayın, şehitlerimizin kemiklerini sızlatmayın, daha fazla yalan söylemeyin.
Biz dernek olarak bu işleri gönüllü yapıyoruz, vicdanımız olduğu için yapıyoruz, sizlerin yapması gerekenleri. Sizler bize destek olacağınız yerde köstek oluyorsunuz.
Kabir paralarını bile ödeyemeyecek kadar fakir bir Cumhuriyet yarattınız, yazık size yazık.
Pratikte şehitlere, onların ailelerine ve gazilere zerre kadar saygınız yok.
Şehit kabirlerinin yapılması için TC Lefkoşa Büyükelçiliği’ne başvurduk, hiçbir sorumluluğu olmayan Elçi KKTC’nin göstermediği duyarlılığı gösterdi ve ricamız üzerine bu ödemeleri üstlendi.
“Bu ülkede 9.9 şiddetinde bir deprem oldu ve ülke enkaza döndü”
Bugün burada yapılan bu törenin hiçbir anlamı yoktur. Şehitlere saygısı tören ve nutuklarla sınırlı olanlar; bu söylediklerimizin hepsini hak ediyorlar.
1986 ne isek 2022’nin son günlerinde de o olmaya devam etmenin vahim sonuçlarını yaşıyoruz.
Kişilerin bir günde servet sahibi olduğu mirasyedilik ekonomisinin, yaygın bir refahı yaratabilmesine imkan yoktur.
Ekonomi çöktü, gariban halk dilenciliğe alıştırıldı, eğitim arap saçına döndü, halk kamplara bölündü, yalancılık ahlaksızlık ve yolsuzluk olgunlaştı. Milli piyango rezaleti bu ülkenin tarihine geçti.
Bu ülkede 9.9 şiddetinde bir deprem oldu ve ülke enkaza döndü.
“Şehitlerin üzerine basarak politika yaratmayın”
Ülkemiz kaçak göçmen ülkesi haline getirildi, demografik yapısı bozuldu, bunlar KKTC’nin de sonunu getirebilir.
Bizler sizlere hakkımızı helal etmiyoruz.
Üzgünüz bizler gerçekleri söylerken, sizler şehitlerin üzerine basarak politika yaratmaya devam ediyorsunuz.
Kendi vatanımızda bizleri vatansız bıraktınız, bu utancın mimari sizlersiniz, tarih sizleri affetmeyecektir”
Tatar Benan için “Bu kişi” diye hitap etti, seçimlere işaret etti
Benan’dan sonra konuşma yapmak için kürsüye çıkan bulunan Tatar, böyle bir günde çok soğukkanlı olunması gerektiğini söyleyerek, seçim yasaklarının olduğu dönemde de bu konuşmaların yeri ve zamanı olmadığını savundu.
Tatar, “Herkes dilediği gibi konuşabilir ama böyle bir günde böyle bir konuşma ayıplanmalıdır. Çünkü bir seçim öncesindeyiz ve Pazar günü seçim vardır. Buna saygı duymak zorundayız” diyerek isim vermeden Benan’a “bu kişi” diye hitap etti.
Tatar, “Benim müsteşarım kaç defa bu kişiyle görüştü, elimizden ne gelirse de yapıyoruz. Bunlar bizlerin iç meseleleridir. Bunları kullanarak siyaset yapmak yakışık değildir” dedi.