Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Avukat Mine Atlı, “Amiral gemisini” alıp “yerelden genele” sloganıyla yola çıkan Cumhuriyetçi Türk Partisi‘nin (CTP) şimdi istediği kadar “yerel ayrı genel ayrı” dese de işin gerçeğinin; toplumun barış kültürüne ve iş birliğine olan ihtiyacı olduğunu belirtti
Atlı: Kendime iki ilke edindim; İlkelerime sadık kalmak ve şeffaf olmak
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Atlı, Parti Başkanlığı’na nasıl ulaştığı konusunda bu güne kadar onlarca açıklama yaptığını, bunun ‘şans eseri’ bir gelişme olduğunu, siyasetçi olmadığını ve siyasi bir kariyer hedefi de olmadığını defalarca tüm içtenliğiyle anlattığını belirtti.
Atlı, “Ataerkil bir toplumda 36 yaşında genç bir kadın olarak baraj altı kalan bir partinin başkanı oldum.
Bu göreve gelirken kendime iki ilke edindim. Birincisi; İlkelerime sadık kalmak, ikincisi; şeffaf olmak.
Birinci ve ikinci ilkenin birbiriyle çelişeceğine hiç ihtimal vermezdim. Ne yazık ki bugünün gündemi bana bu süreci siyasi bir tecrübe olarak öğretmiştir” dedi.
“Erhürman’a, Lefkoşa hariç iş birliği teklifinde bulundum, olumsuz karşılandı”
Türkiye iktidarının gerici ve sömürgeci politikalarına karşı mümkün mertebe en geniş cephe siyasetine inandığını vurgulayan Atlı, kendisinin bu ülkede siyaset yapmasını anlamlı kılan en önemli unsurun; bu ülkede çözüm sürecine katkı koymak olduğunu, çözüm olana dek ise yarın çözüm olacakmış gibi bütün kurumların şeffaf, hesap verebilir ve etkin kurumlar olmasını sağlamak olduğunu kaydetti.
Atlı, “Yerel seçimler, genel seçimler tali konulardır. Ülkenin ve toplumun kurtuluşu bu çözüm süreciyle doğrudan doğruya bağlantılıdır. O yüzdendir ki TDP Genel Sekreteri olduğumda ilk resmi ziyaretimi ana muhalefet başkanı Tufan Erhürman ile yaptım. O dönem Lefkoşa hariç iş birliği teklifinde bulundum. Olumsuz karşılandı” dedi.
“Akansoy’la görüştüm, iş birliği teklifim yine olumsuz karşılandı”
Atlı şöyle devam etti;
“Daha sonra Lefkoşa’da sevgili Sıla Usar‘ın adaylığı açıklandıktan sonra CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy ile bir görüşme yaptım.
Olası bir hükümet ortaklığında yapabileceğimiz işbirliklerini değerlendireceğimiz bir komiteye karşılık, Lefkoşa ve Girne hariç (o dönem her iki bölge için destekleyeceğimiz adaylarla ilgili PM kararı vardı) anlamlı işbirlikleri yapma teklifinde bulundum. Yine olumsuz karşılandı.
“CTP ve UBP’nin at başı gittiği hiç bir bölgede aday çıkarmadık, Lefke bunlardan biriydi”
Herşeye rağmen CTP ve UBP’nin at başı gittiği hiç bir bölgede CTP adayına karşı aday çıkarmadık. Lefke bunlardan biriydi.
Bugün Adnan Eraslan şahsıma sitem ederek TDP-TKP defterini kapattığını, Aziz Kaya‘ya destek açıkladığımızı gerekçe göstererek partiden istifa etti.
Diğer yandan Asım Akansoy katıldığı programda Lefke’de aday gösterdiğimizi dile getirdi. Anlaşılan ne bölgedeki partililer memnun ne de ana muhalefet. Olsun Lefke’liler kazandı.
“Biz TDP olarak özeleştirimizi yaptık ve yapmaya devam edeceğiz”
Evet. Örgüt ve örgütlü mücadele çok önemli.
Mehmet Harmancı’nın TDP, TKP, YKP ve Bağımsızlık Yolu’nun ittifakı ve/veya örgütlü gücü sayesinde kazanmadığı çok açık.
Ancak TDP, TKP, YKP ve BY örgütlerinin bu seçim başarısında hiç bir etkisi yoktu demek şuursuz bir yanılgıdır.
Biz TDP olarak özeleştirimizi yaptık ve yapmaya devam edeceğiz.
Örgütlerimizi yeniden kurmak, 18 Mart 1976’dan bu yana taşıdığımız bayrağı yüceltmeye de devam edeceğiz. Çünkü bu toplumun TDP’ye ihtiyacı var.
“CTP cihad çağrılarına karşı ses çıkarmak yerine…”
Çünkü bugün ana muhalefet cihad çağrılarına karşı ses çıkarmak, statükoya dokunan icraatların peşinden koşmak yerine yüzde 4.8′ lik bir partiyle uğraşıyorsa sorumluluklarını yeniden değerlendirmesi gerektiği aşikardır.
‘Amiral gemisini’ alıp ‘yerelden genele’ sloganıyla yola çıkan bir parti şimdi istediği kadar yerel ayrı genel ayrı desin, işin gerçeği bizim barış kültürüne de işbirliğine de ihtiyacımız var.
Ne CTP yüzde 4 artışıyla yetinsin ne de TDP yüzde 100 oy artışıyla kibirlensin. Ada geneli kendimizi anlatacağımız sandığa gitmeyen binlerce insanımız var.
Bu toplumdan ne CTP ne de TDP silinecek. İşbirliği zeminlerini arttırarak ülkeye ve insanlarımıza umut olmak zorundayız”
