Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Avukat Ürün Solyalı‘dan, BugünKıbrıs gazetesinin gündeme getirdiği, Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal’ın kadınlar yönelik söylemlerinin hukuki yorumunu yaptı, ilgili maddeleri paylaştı ve Başbakanın önerisi ve Cumhurbaşkanı’nın onayıyla görevden alınması gerektiğini vurguladı
Solyalı’nın açıklaması şöyle;
Hazır Din işleri başkanı hakkında “soruşturma” açılmışken Bugün Kıbrıs cesur haberi içeriğindeki sözlere birkaç yasal atıf ve hatırlatma. Soruşturma memurunun işine yarar umarım.
Din İşleri Başkanı bir kamu görevlisidir ve 29/1993 sayılı yasada öngörülen görev ve yetkileri kullanmak üzere Başbakanın önerisi ve Cumhurbaşkanının onayı ile atanır.
Din İşleri Başkanı Din işleri dairesinin en üst hiyerarşik amiridir ve Daire hizmetlerini yürürlükteki mevzuata uygun olarak yürütmek ve Dairenin faaliyet alanına giren konularda, diğer kurum ve kuruluşlarla işbirliği ve koordinasyonu sağlamaktır.
Din işleri Dairesi Görev ve yetkilerinin temeli bağlı bulunduğu yasanın amir hükmlerinden olan:
i. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü çerçevede din konusunda halkı bilgilendirmek;
ii. Atatürk devrimi ve ilkelerinin laiklik ilkesi doğrultusunda bütün siyasi görüş ve düşüncelerin dışında kalarak, toplumun dayanışmasını ve bütünleşmesini amaç edinen faaliyetler yapmaktır.
Din İşleri yasasının atıf yaptığı KKTC Anayasası’nda birtakım maddeleri de hatırlatmakta yarar var:
Devletin Şekli ve Nitelikleri
Madde 1
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan laik bir Cumhuriyettir.
Temel Hakların Niteliği ve Korunması
Madde 10
(1) Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahiptir.
(2) Devlet, kişinin temel hak ve özgürlüklerini, kişi huzuru, sosyal adalet ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayacak biçimde sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal bütün engelleri kaldırır, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli koşulları hazırlar.
Temel Hak ve Özgürlükler ile Yetkilerin Kötüye Kullanılmaması
Madde 12
Bu Anayasanın hiçbir kuralı, herhangi bir gerçek veya tüzel kişiye, zümre veya sınıfa, bu Anayasa ile güvence altına alınan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ve Kıbrıs Türk Halkının hak ve statüsünün değiştirilmesini veya bu Anayasanın kurduğu düzenin yok edilmesini veya tanınan temel hak ve özgürlüklerin ortadan kaldırılmasını amaçlayan hareketlere girişmek ve faaliyetlerde bulunmak hak ve yetkisini verir biçimde anlaşılamaz ve yorumlanamaz.
Vicdan ve Din Özgürlüğü
Madde 23
(1) Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat özgürlüğüne sahiptir.
(2) Kamu düzenine, genel ahlaka veya bu amaçla çıkarılmış yasalara aykırı olmayan ibadetler, dinsel ayin ve törenler serbesttir.
(3) Kimse, ibadete, dinsel ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlarını açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlarından dolayı kınanamaz.
(4) Din eğitim ve öğretimi, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır.
(5) Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasal veya yasal temel düzenini, kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasal ve kişisel çıkar veya nüfuz sağlama amacı ile her ne surette olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz. Bu yasak dışına çıkan veya başkasını bu yolda kışkırtan gerçek veya tüzel kişiler hakkında, yasanın gösterdiği kurallar uygulanır ve siyasal partiler, Anayasa Mahkemesi olarak görev yapan Yüksek Mahkemece temelli kapatılır.
CEZA YASASI
Fasıl 154 Ceza Yasası Kamu Görevlilerinin görevlerini kötüye kullanmasını yasaklar.
Madde105: Başkalarının haklarını haleldar etmek veya kamunun zararına sebep olmak veya kendisine veya başkalarına menfaat sağlamak amacıyla, görevinin gereklerine aykırı hareket eden kamu hizmetinde görevli kişi suç işlemiş sayılır.
Madde 150. Bir erkek veya kadının arzusu hilafına o erkek veya kadını tehdit yolu ile evlenmeye zorlayan herhangi bir kişi suç işlemiş olur.
Madde 172. Her kim bir kişiye cinsiyetine ve/veya cinsel yönelimine ve/veya cinsiyet kimliğine yönelik önyargısı veya nefreti dolayısıyla psikolojik veya ekonomik şiddet uygularsa bir suç işlemiş olur
SONUÇ
Din İşleri Dairesi başkanın sözleri çok açık bir şekilde Anayasa’nın çizmiş olduğu laiklik, temel hak ve özgürlüklerin korunması, vicdan ve din hürriyeti ilkelerini ihlal etmektedir.
Kadınları ötekileştiren, metalaştıran ve cinsiyet kimlikleri nedeni ile önyargı oluşturan; psikolojik olarak şiddet uygulayan ifadeler olduğu açıktır ve bu suçtur.
Dini değerler ve korkuları kullanarak kadınları evlenmeye zorlamak da suçtur ve bunu bir kamu görevlisinin yapması da ayrıca görevi kötüye kullanmaktır.
Yasaya göre Başbakanın önerisi ve Cumhurbaşkanı’nın onayı ile atanan Din İşleri Başkanın görevden alınmaması, onu atayanların da bu sözler altında imaları olduğunu ortaya koymaktadır.