KıbrısManşet

Avcıoğlu: Enterkonnekte ile ilgili yaratılan algı gerçekleri yansıtmıyor

Halkın Partisi (HP) Merkez Yürütme Organı (MYO) Üyesi ve Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (Kıb-tek) eski Asbaşkanlarından Yusuf Avcıoğlu, güneş enerji sistemi kurulum başvurularının bekletilerek, hem abone hem de firmaların zarara uğratıldığını hem de milli bir servetin yok edildiğini söyledi, “enterkonnetke” ile ilgili yaratılan algının da doğru olmadığını kaydetti

Avcıoğlu: Tüzük açık bir şekilde ihlal edilmektedir

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Avcıoğlu, “Yenilenebilir Enerji Uygulama (YEK) ve Denetim Tüzüğü”nün, 5. Maddesinin 9. Fıkrası’nın, “Bakanlık, her yılın Aralık Ayında bir sonraki yıla ait izinlendirilebilecek Yenilenebilir Enerji Kaynağı kapasitesini belirleyerek, Bakanlık Web Sayfasında yayımlar” şeklinde olduğunu hatırlattı.

Ancak takvimler 19 Ocağı gösterdiği halde; hala 2023’e ait YEK kotasının Bakanlık tarafından duyurulmadığını, 2023 yılında yapılan güneş enerjisi başvurularının ise Ekonomi ve Enerji Bakanlığı’nda bekletildiğini belirten Avcıoğlu, “Dolayısıyla tüzük açık bir şekilde ihlal edilmektedir. Bunun sebebinin ise; Kıb-tek’in YEK kapasitesi konusunda YEK Kurulu’na her hangi bir görüş vermemiş olması olduğu bilgisine ulaştık” dedi.

“Abonelerin başvuruları bekletilmekte ve izinlendirilmemektedir”

Avcıoğlu şöyle devam etti;

“Buna ilaveten; yeni ev satın alan ve yeni satın almış olduğu evde henüz 12 ayını doldurmamış olan abonelere, Yenilenebilir Enerji Uygulama ve Denetim Tüzüğü’nün, 10. Maddesi’nin 1. Fıkrası’na göre, tek faz konutlarda 4KW, üç faz konutlarda ise 6KW başvuru yapma, şebeke de eğer uygun ise bu kapasitede izin alma hakkı vermesine rağmen, Kıb-tek Genel Müdürü’nün, bölge amirliklerine sözlü olarak vermiş olduğu talimat çerçevesinde, konutunda henüz 12 ayını doldurmayan abonelerin başvuruları bekletilmekte ve izinlendirilmemektedir. Dolayısıyla yine tüzük açık bir şekilde ihlal edilmektedir.

“Vatandaşa gelince kapasite yok, sermayeye gelince kapasite çok”

Son günlerde gündeme gelen bir iddia ise; 6 ay süreyle güneş enerjisi sektörünün tamamen kapatılması ve şebeke analizi yapılması düşünüldüğü yönünde. Ne var ki; bir yanda sektörün kapatılması düşünülürken ve hane halkının 3KW-5KW’lık başvuruları reddedilirken, diğer yanda önce off-grid alınan izni, sonra izni Zero-Injection’a çevrilen, şimdi ise mahsuplaşmaya çevrilmeye çalışılan 4000KW kapasiteli güneş enerjisi sistemine sahip büyük işletmeler mevcuttur.

Tüm bunlar olurken, sözde kapasite doldu denirken ve bugüne kadar 10 binin üzerinde aboneye toplam 110 bin KW’lik (110MW) güneş enerjisi sistemi kapasitesi kurulumu verilmişken, şimdi sadece 150 işletmeye toplam 50 bin KW’lik (50MW) bir güneş enerjisi sistemi kapasitesi kullandırılmaya çalışılıyor. Yani vatandaşa gelince kapasite yok, sermayeye gelince kapasite çok.

“Hane halkı, şirketleri finanse eder konuma düşürülecektir”

50 MW gibi büyük kapasiteli güneş enerjisi santrallerinin tek noktadan şebekeye bağlanmasının, özellikle tüketimin düşük olduğu bahar dönemlerinde üretim bacağında ek maliyetler yaratması da söz konusudur.

Yaratılan bu ek maliyetler ise; bire bir mahsuplaşma yapılması sebebiyle, sistem sahibi aboneler tarafından değil güneş enerjisi sistemi sahibi olmayan hane halkının faturaları üzerinden tahsil edilecektir. Dolayısıyla hane halkı, şirketleri finanse eder konuma düşürülecektir.

“Hem bir milli servet kaybediliyor hem de aboneler ve firmalar mağdur oluyor”

Bilindiği üzere 30 Aralık 2022 tarihinden beridir, yaklaşık üç haftadır da güneş enerjisi sektörü Kıb-tek ambarlarında sayaç olmaması nedeniyle başlatılan eylem çerçevesinde tamamen durmuş durumda.

Kıb-tek Yönetim Kurulu başta olmak üzere bu konuya çözüm üretmekle mükellef olanlar ise ilgisizliğini ve acizliğini koruyor.

Sonuç olarak vatandaşların bir kısmı aylardır çıkacak iznini, bir kısmı kurulan sisteminin tesisat kontrole girmesini, diğer bir kısmı ise üretim sayacı takılmasını beklemektedir. Böylece bahse konu güneş enerjisi sistemleri ile üretim yapılamadığı için ülke olarak hem bir milli servet kaybediliyor hem güneş enerjisi başvurusuna sahip aboneler mağdur oluyor hem de güneş enerjisi ürünleri ithal eden firmalar mağdur oluyor.

Burada yapılması gereken; kurum eğer üretim sayacı konusunda hala ısrarcı ise sayaç tedarikinin düzene sokulacağı güne kadar, üretim sayacı olmaksızın bu sistemlerin şebekeye bağlantısına izin verilmesi, yeniden sayaç tedariki düzene girdiğinde ise bahse konu sistemlere sayaçlarının takılması olacaktır.

 

Kaldı ki hali hazırda ülkede kurulum bulunan 10 bin kadar güneş enerjisi sisteminin 9 binden fazlasında üretim sayacı bulunmamaktadır ve bu sistemlerin bir çoğu mevcut hali ile üretim sayacı takılmasına müsait de değildir.

Dolayısıyla bugün tüm inverterlerin internet bağlantısı yapısına sahip olduğunu da göz önünde bulundurursak, hiç sayaç olmaksızın tüm bu sistemleri internet üzerinden izlemek mümkündür. Mevcut tüketim sayaçlarının üretimi de ölçme yeteneği olduğunu ve kurumun içine düşürüldüğü konumu da göz önünde bulundurursak, üretim sayacı uygulamasına son verilmelidir.

*İzni mevzuatta belirtilen yasal süre içerisinde çıkmayan,
*İzin hakkı olmasına rağmen keyfi uygulamalar neticesinde izni verilmeyen,
*Büyük işletmelere kıyak geçilirken şebeke müsait olmasına rağmen izin verilmeyen,
*Verilmeyen/Geciktirilen izni sebebiyle üretim kaybına uğrayan tüm abone ve kurulumcu firmalar eğer bu tarz mağduriyetlere uğramasalar; gerek Ekonomi ve Enerji Bakanlığı, gerekse Kıb-tek Genel Müdürlüğü hakkında, görevi ihmal ve/veya tazminat davası açma hakları vardır.

Hakkınızı hukuk yoluyla aramanız gerekmektedir. Emsal olarak, 2022’de benim dosyaladığım bir dava da mevcuttur.

“Enterkonnekte ile ilgili yaratılan algı gerçekleri yansıtmamaktadır”

Güneş enerjisi sistemi kapasitelerinin enterkonnekte ile birlikte sonsuz olacağı şeklinde yanlış lanse edilmesine de değinmemek olmaz.

Enterkonnekte çift yönlü enerji alışverişine imkan verse de, evinin/işyerinin çatısına solar sistem kurmak isteyip de izin alamayan vatandaşların sorununu ortadan kaldırmayacaktır.

Elektrik enerjisinin üç bacağı vardır; Üretim, iletim ve dağıtım.

Güneş enerjisinde mevcut sorun; alçak ve orta gerilim seviyesinde (dağıtım şebekesinde) yaşanmaktadır. Enterkonnekte, iletim şebekesi (yüksek gerilim şebekesi) üzerinden bağlanacağı için, çift yönlü enerji alışverişine imkan vermesi durumunda dahi, sadece doğrudan iletim şebekesine (yüksek gerilim şebekesi) bağlanabilecek büyük çaplı güneş santrallerine imkan verebilecek, konutlara ve işyerlerine yapılan kurumlarda bir çözüm olmayacaktır.

Alçak ve orta gerilim seviyesinden şebekeye bağlanan güneş enerjisi sistemlerinin sorunu ancak alçak ve orta gerilim seviyesinde yapılacak yatırımlar ile giderilebilir.

Kamuoyunda bilerek veya bilmeyerek, bu sorunların otomatik olarak ortadan kalkacağı yönünde yaratılan algı gerçekleri yansıtmamaktadır”











Başa dön tuşu