Bir kaç gün önce basında yer alan, Özer Kanlı’nın kaleme aldığı, LGBT+ kişileri ve ailerini aşağılayan ve onurlarını zedelemeyi hedefleyen yazısını büyük bir üzüntü ile okuduktan sonra, sosyal medya üzerindeki sessizliğimi bozmak istedim.
Şöyle ki; sayın Özer Kanlı, Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan LGBT+ bireylerin ve doğal olarak onların ailerinin, toplum önünde uğradıkları ötekileştirme, ayrımcılık ve aşağılanmanın son bulması için ayrıca geçmişte LGBT+ kişilerin hayatlarını bir zindana çevirebilecek Ceza Yasası’nın ilgili maddelerinin, günümüz çağdaş hukuk anlayışına göre yeniden düzenlenmesine öncülük edenlerden birisi olarak, bunu kendime bir borç olarak görüyorum.
Lefkoşa’nın sevilen ve sayılan tanınmış ailelerinden, hayatımın her döneminde ailesine bağlı ve saygılı, çevresi ve yakınları tarafından takdir edilmiş, çalışkan, dürüst ve onurlu bir insan olarak yaşadım ve yaşamaya da devam edeceğim. Cinsel yönelimimin heteroseksüelden farklı olması bu durumu bozmaz ve değiştirmez.
Bir basın emekçisi olarak sizden; görevinizi yerine getirirken tarafsız, ilerici, doğru bilgilerle, etik ve evrensel ilkelere bağlı davranmanızı ve onurlu bir gazetecilik yapmanızı beklerdim.
Her şeyden önce de, onurunu zedelemeye çalıştığınız eşcinsel bir birey olarak benden, ailemden ayrıca kamusal alanda, siz ve sizler gibi bağnaz, hoşgörüsüz homofobik/bifobik/transfobik kişiler yüzünden görünür olamayan tüm LGBT+ bireyler ve ailelerinden de onurlu bir şekilde davranarak özür dilemenizi istiyorum.
İnsanlık tarihinin her döneminde vardık, varız ve varolmaya da devam edeceğiz. Üstelik sizin ve sizler gibilerin rızasıyla da değil.
Saygılarımla,
Hüseyin Çavuşoğlu
Kanlı’nın o yazısı
Özer Kanlı’nın nefret söylemi dolu “Milli değerlerimize aile ve toplum yapımıza saldırılar…’’ adlı 29 Aralık tarihli yazısının bir bölümü şöyle;
“Hiç kimseyi hor görüyor, aşağılıyor veya dışlıyor değilim. Allah’ın her kulu benim için değerlidir.
Ama hırsızın, hırsızlığını, ahlaksızın ahlaksızlığını, katilin katilliğini görmezden gelemeyeceğimiz, makul bulamayacağımız gibi bunlara yol açanları da mazur göremeyiz.
Neden bunları yazdım?
Çünkü birileri şu sıralarda yine öğretmenlerimiz üzerinden Milli Eğitimimizi hedef alarak aklı sırasınca toplum mühendisliğine soyundu.
“Eğitim Çalışanlarının LGBTI+lara karşı Tutum Araştırması Aşağıdaki anket Statica Araştırma ve Danışmanlık Merkezi tarafından yapılmaktadır. Aşağıdaki anket sorularının ortalama cevaplama süresi 7 dakikadır. Anketimize katıldığınız için teşekkür ederiz” başlığı ile gönderilen bir elektronik forumla bir sürü belirli gizli amaca yönelik soru anket kisvesi altında öğretmenlerimize sunuluyor.
Olmaz böyle bir şey. Buna karşı uyanık olmalıyız. Onun için bu yazıyı yazıyorum”
Yazının tamamı için TIKLAYIN