KıbrısSağlıkSürmanşet

KTTB “Nadir Hastalıklara İlişkin Politikalar-Tohum Çalıştayı”na katıldı




Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB), Evrensel Hasta Hakları Derneği‘nin düzenlediği “Kıbrıs’ın Kuzeyinde Nadir Hastalıklara İlişkin Politikalar-Tohum Çalıştayı“na katıldı, KTTB’yi Genel Sekreter Prof. Dr. Ceyhun Dalkan‘ın temsil ettiği çalıştayda, nadir hastalıklarla ilgili ihtiyaç duyulan politika ve eylem planına tartışılıp öneriler hazırlandı

KTTB çalıştaya katıldı

Prof. Dr. açılışta yaptığı konuşmada özellikle sağlık sistemindeki sorunlardan ve çözüm yolları için sağlıktaki tüm örgütlerin birlikte çalışması gerektiğini vurguladı.

Yapılan konuşmanın tam metnini şöyle;

“Öncelikle böyle bir çalıştayı düzenlediği ve ülkemizdeki nadir görülen hastalıklarla ilgili veri toplama, sorunları saptayıp çözümler üretmek için harcadığı çabalar için Evrensel Hasta Hakları Derneği’ni ve bünyesindeki nadir hastalıklar çalışma grubunu tebrik ederim.

Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan her insanın sağlıklı olma hakkı anayasada güvence altına alınmış ve devlete bu güvenceyi sağlama görevi yüklenmiştir. Sağlık işleri ile ilgili bakanlık olan Sağlık Bakanlığı’nın, görevini yürütürken bu temel ve esaslara dayanması gerektiğini belirtmek isterim.

Anayasamızın 8.maddesinin 1. fıkrası: ‘Herkes, hiçbir ayırım gözetilmeksizin, Anayasa ve yasa önünde eşittir, hiçbir kişi, aile, zümre veya sınıfa ayrıcalık tanınamaz’ demektedir.

“Sağlık reformu gerçekçi, sürdürülebilir ve adil olmalı”

Yapılmaya çalışılan son sağlık protokolü ile Türkiye Cumhuriyeti kimliği olanlara Türkiye’deki sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı tanınması anayasamızın bu maddesine aykırı olacağına dikkat çekmek isterim. Kendi Kıbrıs’ımızda biz Kıbrıslı Türklerin ötekileştirilmiş olmasını kabul etmemizi ve sessiz kalmamızı kimse bizden beklememelidir.

Ülkemizde, sağlıkta sistemsizlik içinde tüm sağlık çalışanları kamu özel fark etmeksizin düzensizlik içinde zorluklarla ve ödünler vererek çalışmaktadır. Bu noktada, sağlık sisteminde ciddi reform ihtiyacı olduğu herkesin hemfikir olduğu, tartışmasız bir konudur.

Fakat dışardan gelen protokollerin uygulandığı, zoraki bir sağlık reformu değil, biz Kıbrıslı Türkülerin özne olduğu, karar verici, planlayıcı ve yapıcı olduğu, sağlık sistemindeki paydaşların etkin katıldığı, dışlanmadığı bir sağlık reformunun gerçekçi, sürdürülebilir ve adil olabileceğini belirtmek isterim.

Bu bağlamda, Sağlık Bakanlığı, topluma karşı sorumluluğu olan şeffaf, hesap verilebilir, bilimsel verilere dayalı bir yönetim biçimi benimsenmeli ve meslek örgütlerine yapılan protokolleri resmî gazetede okursunuz cevabını vermek yerine, örgütlerle uyumlu ve birlikte çalışılmayı prensip haline getirmelidir.

Sağlık sisteminde sağlıklı olma durumunun korunması esas hedef olmalıdır. Ülkemizde eskiden beri sağlık hizmeti sunumunda tedavi edici hizmetlere odaklanılmış ve daha ucuz olan koruyucu sağlık hizmetleri ikinci plana itilmiştir.

Bu amaçla erişkin aşılamalarının, ana-çocuk sağlığı programlarının, aile planlaması hizmetlerinin, tarama programları, koruyucu diş hekimliği hizmetlerinin vb. geliştirilerek uygulamaya girmesi hedeflenmelidir.

Yenidoğan tarama programları, tüm dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde halk sağlığı programları içerisinde çok önemli yeri olan koruyucu sağlık hizmetleridir.

“Numuneler aileler tarafından ücreti ödenerek özel laboratuvarlar aracılığıyla gönderiliyor”

Üzülerek söylemek isterim ki dünyada yenidoğan metabolik-endokrin tarama programının devlet güvencesi ile ücretsiz yapılmadığı nadir ülkelerdeniz.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Fenil ketonüri taraması 1987, Konjenital hipotiroidi 2006, biyotinidaz 2008, kistik fibroziz 2015, Konjenital Adrenal Hiperplazi 2017, Spinal müsküler Atrofi ise 2022 Mayıs ayından itibaren her doğan çocuğa ücretsiz olarak uygulandığına dikkatinizi çekmek isterim.

Peki bizde durum ne? Kıbrıs dışındaki bir laboratuvara numuneler aileler tarafından ücreti ödenerek özel laboratuvarlar aracılığıyla gönderilmektedir.

Yaşanan ekonomik kriz, enflasyon ve alım gücünün düşmesi neticesinde erken tanı ile normal yaşam sürebilecek olan bu çocukların geç tanı alıp kaybedilmesi veya sekelli yaşam sürmesi sonucunu doğurmasından endişe etmekteyiz.

“Glukoz 6 fosfat dehidrogennaz ve talasemi taramaları da programa eklenmelidir”

Yenidoğan metabolik-endokrin ve SMA taramalarının ücretsiz ve kolay ulaşılabilir olmasının sağlanması sağlık bakanlığının görevidir.

Tarama programının hayata geçirilmesindeki problemler aşılmalı ve adanın kuzeyinde doğan tüm çocuklar ücretsiz olarak taranmalı, etkin ve efektif sistem alt yapısı kurulmalıdır, Akdeniz ülkesi olmamız nedeni ile Glukoz 6 fosfat dehidrogennaz ve talasemi taramaları da bu programa eklenmelidir. Bu taramalara devlet bünyesinde ivedi başlanmalıdır.

Çocukların sağlıklı ve engelsiz olmasının en ucuz, güvenilir ve kabul gören yolu aşılamadır. Erişebilir, ücretsiz aşı sağlama görevi de Sağlık Bakanlığı’na aittir. Çocukluk çağı aşılarının 18 Ocak 2023 tarihli Sağlık Bakanlığı kararı ile sadece Sağlık Bakanlığı kurumlarında yapılacağı, ücretsiz özel kuruluşlara verilmeyeceğine karar verilmiştir.

Sağlık Bakanlığı aşı kampanyası verileri…

Gerekçe olarak aşı takip sistemi ve soğuk zincir sisteminin olmaması gibi nedenler gösterilmiştir. Sağlık alt yapısını kurmak ve denetlemek bakanlığın görevidir. Bahsedilen sağlık alt yapısındaki yetersizlikleri düzeltmek de bakanlığın görevidir.

Sağlık alt yapısında ve denetlemedeki sorunlar, çocukların ücretsiz sağlığa erişim hakkını elinden almamalı, alınan karar ivedilikle geri çekilmelidir. Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanlığı yaptığı aşı kampanyası verilerini açıkladı.

MMR örneğini aldığımızda 682 çocuğun rapel dozlarının yapıldığı belirtilmiştir. Aslında o yaş grubunda yaklaşık 4000 çocuk olduğunu vurgulamak, çocukların aşılarını başka yollarla yaptırdığını belirtmek ve sistemdeki aksaklığa dikkat çekmek isterim.

Kıbrıs’ın kuzeyindeki çok ciddi ilaç sıkıntısı malumunuzdur. Biz hekimler artık kılavuzlarda önerilen ilk tercih tedavileri değil, maalesef eczanelerde bulunan ilaçları tercih etmek zorunda kalmaktayız. Hastalarımızın sağlığından ciddi anlamda endişe etmekteyiz.

“Sağlık sisteminin yeniden kurulması gerekiyor”

Ülkemizde sağlık alanında kayıt ve veriler oldukça kısıtlıdır. Kendi durumumuzun saptanması, sorunların ve çözüm yollarının belirlenmesi için sağlıkla ilgili istatistiki verilerin tutulup değerlendirilmesi hayati öneme sahiptir.

Ülkemizdeki sık ve nadir görülen hastalıkların takibi ve sıklığının bilinmesi sağlık politikalarının saptanması, tedavi ihtiyaçlarının belirlenmesi için vazgeçilmezdir.

Hasta sağlık verileriyle kamu, özel fark etmeksizin hastanın başvurduğu hekimlerin erişebileceği şekilde bir ağ kurulmalıdır. Bunun sağlanmasıyla gereksiz tetkik ve görüntüleme masraflarının önüne geçilmiş olacak ve hasta takibinin kolaylaştırılmasını sağlayacak bir adım niteliğindedir.

Yukarıda saymaya çalıştığım ve daha birçok sorunla boğuşan sağlıkta bir sistemsizlik mevcuttur. Bilimin ışığında, modern tıp yolunda tüm paydaşların aktif katılımcı olduğu, eşitlikçi, kapsayıcı, ayrıştırmayıcı bir sağlık reformu ile ülkemizdeki sağlık sisteminin yeniden kurulması gerektiğini tekrardan vurgulamak isterim”









Başa dön tuşu