KıbrısManşet

Yağcıoğlu: Pandemi Hastanesi dökülüyor, peki kimden hesap soracağız?






Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği‘ne (KTMMOB) bağlı İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Başkanı Gürkan Yağcıoğlu, Kıbrıs Türk toplumunun ilk defa bu kadar kendi içinden hançerlendiğini söyleyerek, bununla da mücadeleyi öğreneceklerini söyledi

Yağcıoğlu: Vize önemlidir ama yapılmak istenen daha farklı şeyler var

Özgür Web TV‘de yayınlanan Özgür Yorum programında Damla Dabis‘in sorularını yanıtlayan Yağcıoğlu, KTMMOB Yasası’nda yapılmak istenen değişiklikle ilgili değerlendirmelerde bulundu, yaşananları sadece “vize” olarak değerlendirmemek gerektiğini kaydetti.

Yağcıoğlu, “Evet, projelere vize almak önemlidir ve KTMMOB da Kıbrıslıtürklerin önemli bir kalesidir. Ama yapılmak istenen daha farklı şeyler var. Kıbrıs Türk toplumunu yok edecek adımlar atılıyor.

“Pandemi Hastanesi dökülüyor, kimden hesap soracağız?”

Vizesiz, izinsiz ve dışarıdan gelen projeyle yapılan Pandemi Hastanesi’nin bugünkü durumunu örnek veren Yağcıoğlu, buranın henüz bir buçuk yıllık bir bina olduğunu ancak tabandan tavana çatlaklar, nem, rutubet, duvarlarda parmak girecek genişlikle oyuklar oluştuğunu söyleyerek, bunun Kıbrıs Türk toplumuna muhtemelen “borç” olarak geri döneceğini kaydetti.

Yağcıoğlu, “Burayı yapan benim üyem olsaydı, yasal olarak hesabını çoktan sormuş olacaktık. Daha da ileri gidelim ve diyelim ki bu bina yıkıldı ve altında insanlar kaldı; kimden hesap soracağız? İnşaat mühendisliği bir yandan da can ve mal kaybından sorumlu tutulabilecek bir meslektir” dedi.

“Gerekçeler yanlış değil tamamen yalan”

Yasada değişiklik için sunulan gerekçelerin de yanlış değil tamamen “yalan” olduğunu, bu gerekçelerden birinin “devlet projelerinde tıkanıklık yaşandığı” şeklinde olduğunu belirten Yağcıoğlu, bunların gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

Yağcıoğlu, “Devlet projeleri sıra beklemez, vize harcından muaftır. Devlet projesi geldiği gün diğer tüm projelerin önüne geçer ve aynı gün o dosyaya bakılır. Değişikliğin bir amacı da yasa dışı yaptıkları şeyleri yasaları kendilerine uydurarak yasallaştırmak. Demek ki bizim dediğimiz doğruydu; yaptıkları bu işlerin hepsi yasa dışıydı” dedi.

Vize onayı neden olmalı?

“Vize onayı neden olmalı?” sorusuna da cevap veren Yağcıoğlu, bunun mesleki bir iç denetim olduğunu, projenin yasal yönetmeliğe, mevzuatlara ve imara uyumluluğu ve sahada uygulanabilirliğinin uygunluğu gibi birçok noktaya bakıldığını söyledi ve Türkiye’deki yeni deprem yönetmeliğine işaret etti.

Yağcıoğlu, “Bizim de 2015 yılında hazırladığımız bir deprem yönetmeliği var. Türkiye’deki yönetmelikle çok ciddi farklılıkları içeriyor. Mesela Türkiye’den gelen bir proje bizim mevzuat ve yasalarımıza ve deprem yönetmeliğimize ne kadar uyumlu olacak?” diye sordu.

“Berova ne cüretle bu değişikliği öneriyor? Bu gerçekten hadsizliktir”

Yağcıoğlu son olarak şunları söyledi;

“Diyorlar ki; ‘Bizim insanımız bu projeleri yapamaz, dışardan getirelim yaptıralım’. Bu yasa değişikliğini veren isimlerden biri bir üniversite sahibi olan Serhat Akpınar. O zaman eğitim kurumlarımızı da kapatalım, demek ki iyi yetiştiremiyoruz bu insanları.

Bir diğeri Özdemir Berova. Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) Başkanlığı yapmış bir doktor ve kendi meslektaşları Pandemi Hastanesi’nin açılışına gittiklerinde kapıdan çevrilirken ağzını açmamış biri; KTMMOB Yasası’nı hangi cüretle değiştirmeyi önerir? Bu gerçekten hadsizliktir.

“Bu toplum ilk defa bu kadar içten hançerleniyor sırtından”

Yasalarda; Kıbrıs Türk toplumunu koruyan ne varsa kaldırılmak amaçlanıyor. Yıllardır zaten hep bir direnç gösteriyor bu toplum.

Direnmeyle hayatta kaldı ancak en ağır olanı nedir bilir misiniz; İlk defa bu kadar içten hançerleniyor sırtından bu toplum ve her gün bir yenisi daha yapılıyor.

Ama bununla mücadele etmeyi de öğreneceğiz ki ayakta kalabilelim”

(Not: Bu röportaj sonrası atanmış Başbakan Ünal Üstel önerinin geri çekildiğini açıkladı ve KTMMOB’un eylemi de askıya alındı)

Neler olmuştu?

UBP-DP-YDP Hükümeti, ülkedeki tüm kurumları ve meslek odalarını by-pass etmek için yeni bir hamle yaptı ve “kaçak külliye” ve TOKİ’nin ülkemizde yapacağı öngörülen mimari projelerde karşılarına problem(!) çıkmaması adına “vizeye gerek duyulmaması” için yasa önerisi hazırlamış ve Meclis’e sunmuştu.

Yerli kurumları by-pass etmek için dört koldan saldırıyorlar!

“Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (Değişiklik) Yasa Önerisi”, Ulusal Birlik Partisi‘nden (UBPÖzdemir BerovaDemokrat Parti‘den (DPSerhat Akpınar ve Yeniden Doğuş Partisi‘nden (YDPTalip Atalay‘ın imzasıyla Meclis‘e sunulmuştu.

Öneriye göre; “Devlete ait projeler ve uluslararası antlaşmalar veya bunlara dayanan protokoller uyarınca yapılacak projeler için vize alınması gerekmez” ibaresi yasaya eklenecek.

Yasa değişikliği yapılırsa, mimarı vatandaş olmayan, ülkemizde hazırlanmayan, yerli meslek odalarından onay ve vize almayan her türlü proje hayata geçirilebilecek ve yerli tüm kurum ve meslek odaları by-pass edilmiş olacak.

Mimar dava açtı!

TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın geçtiğimiz sene KKTC Meclisi‘nde yaptığı konuşma sırasında “müjde” olarak duyurduğu, Türkiye’deki “kaçak külliye”nin bir benzerinin ülkemizde yapılacağı haberi sonrası, “yavru külliye” projesinin Türkiyeli mimarı Hilmi Güner Bakanlar Kurulu tarafından usulsüzce ‘KKTC’ vatandaşı yapılmıştı.

Edoğan KKTC Meclisi’nde konuşma yaparken

Mimarlar Odası tarafından “meslek etiğine aykırı” denilerek dava edilen vatandaşlık sonrası projesine vize almak isteyen mimar, Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne bağlı Mimarlar Odası’na üye olmak için başvurmuş ancak Oda’nın şartlarını yerine getirmediği ve dava süreci devam ettiği gerekçesiyle reddedilmişti.

İlgili Bakanlar Kurulu kararı

Bunun üzerine ilgili mimar, geçtiğimiz aylarda Mimarlar Odası’na dava dosyaladı. Bu arada külliye de tüm hızıyla devam ediyor.

Hilmi Güner
Foto: Pınar Barut

 









Başa dön tuşu