Bağımsızlık Yolu Genel Sekreter Yardımcısı Münür Rahvancıoğlu, atanmış Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın “İki devletli çözümü kabul etmiyorlarsa, diğer yol entegrasyondur” açıklaması değerlendirerek, “Tatar’ın vaadi KKTC’yi tanıtmaktı, tanıtamadıklarını ve bunun mümkün olmadığını, vaat olarak verdiği şeyin yalan olduğunu itiraf edemiyor” dedi
Rahvancıoğlu: Son üç yılda AKSA’ya ödenen parayla yeni santral kurulabilirdi
Mayıs TV’de Meltem Sakin’in sunduğu Gazete Sohbetleri programına katılarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Rahvancıoğlu, AKSA ile olan sözleşmenin yenilenmesi ile ilgili bir sürecin söz konusu olduğunu, elektrik kesintilerinin bu döneme gelmesinin de tesadüf olmadığını vurguladı.
Rahvancıoğlu, “Benzeri şeyler; tüpe veya benzine zam geleceğinde de yaşanıyor. Son üç yılda AKSA’ya ödenen parayla yeni santral kurulabilirdi. Buna rağmen bu paraları ödüyoruz ve elektriksiz kalıyoruz. Elektrik ihtiyacımızı Türkiye Cumhuriyeti’nden alma sürecine bizi yıldırarak razı etmeye, bu halkın değerlerini, birikimini deniz ötesi sermaye kuruluşlarına peşkeş çekmeye çalışıyorlar. AKSA’nın derhal kamulaştırılmasını ve kamusal elektrik üretiminin sağlanması için gerekli adımların derhal atılması gerekiyor” dedi.
“Yol vergisi yola harcanması gerekirken, işverenlere teşvik olarak veriliyor”
Ülkede kamusal toplu taşıma olmadığından, bireysel araba kullanımının zorunlu olduğunu söyleyen Rahvancıoğlu, seyrüsefer harçlarına yapılan zammın düpedüz soygun olduğunu, “Yol vergisiyle maaş ödeniyor” söyleminin de yanlış olduğunu belirtti.
Rahvancıoğlu, “Vergiler işverenlere teşvik olarak veriliyor. Kamunun üzerindeki yükün kamu emekçileri olduğu algısı hükümetin çıkarınadır ancak rakamlarla da ortaya konulduğu gibi bu doğru değildir. Hükümet edenler, kamu çalışanlarını hedef olarak göstermek istedikleri için bu tarz söylemler yapıyor ancak bir kamu sendika başkanının bu tarz söylemde bulunması ve kendi üyelerini hedef göstermesi yanlış ve gerçeği yansıtmıyor” dedi.
“Acilen Çocuk İzlem Merkezleri kurulmalıdır”
Rahvancıoğlu, 18 yaşından küçük herkesin yasal olarak çocuk sayıldığını, çocuklardan anne ve babalardan önce Sosyal Hizmetler Dairesi Müdürü’nün sorumlu olduğunu belirterek, çocuk izlem merkezlerinin acilen kurulması gerektiğini kaydetti.
Rahvancıoğlu, “Vatandaş olsun, olmasın çocukların bu merkeze kayıtlı olup, anbean takip ediliyor olması gerekiyor. Bu sosyal devlet olmanın gereğidir. Dinsel gericilik ve muhafazakarlaşmanın ilk hedefinde kadınlar ve çocuklar vardır. Muhafazakar bir zihniyet, sonunda şiddet ve ölüm olan her türlü erkek otoritesini kadına uygulanabileceğini net şekilde ortaya koyan bir anlayıştır. Dinsel gericiliğin yükselmesiyle kadına şiddetin, çocuğa istismarın artıyor olması bir tesadüf değildir” dedi.
“Tek gerçekçi ve uygulanabilir çözüm modeli; federasyondur”
Rahvancıoğlu, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi söylese ya da söylemese de ülkede gerçekçi, uygulanabilir tek çözümün federasyon olduğunu söyledi.
Rahvancıoğlu, “Federal bir çözüm için müzakereler gereklidir. Müzakerelerin yanında olması gerekenler de vardır. Masadan çözüm değil gerilimin de çıktığını gördük. Masanın, sokaktan, halkın bağrından, vicdanından desteklenmesi için yapılması gerekenlere bugünden başlanmalıdır” ifadelerini kullandı.
Atanmış Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın “Siyasal eşitliğe dayalı iki devletli çözüm önerisini kabul etmiyorlarsa, diğer yol entegrasyondur” açıklaması da değerlendiren Rahvancıoğlu, “Tatar’ın vaadi KKTC’yi tanıtmaktı, tanıtamadıklarını bunun mümkün olmadığını, vaat olarak verdiği şeyin yalan olduğunu itiraf edemiyor. Onun yerine, ‘Biz de entegrasyon yaparız’ diyerek kabahati uluslararası toplumlara, başka halklara yükleyemeye çalışıyor. Tatar, sürekli söylediğinden çark eden pozisyondadır” dedi.
“Vergi dilimleri konusu dahi elçiliğe soruluyor”
Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (KTMMOB) Yasası ve vergi dilimleriyle ilgili de hükümetin bir iktidar odağı olmadığını, memleketi yönetenin de hükümet olmadığını söyleyen Rahvancıoğlu, “Vergi dilimleri dahi Elçinin onayına tabii tutuluyor” dedi.
Rahvancıoğlu, “Bu ciddiyetsizlik değil iradesizliktir. Bu ülkenin halkına duyarlılık göstermekte olan KTMMOB gibi kurumları bypass etmek istiyorlar. Yasayı değiştirmek istediler ancak halkın ciddi tepkisiyle karşılaşınca geri adım atmak zorunda kaldılar. Bu ciddi bir başarıdır ancak tetikte olunması gerekir, sözlerine güven olunmaz” şeklinde konuştu.