Bağımsızlık Yolu Lefkoşa Bölge Sorumlusu Cansu N. Nazlı, bugün 40’ı aşkın örgütün yapacağı yürüyüşe destek çağrısı yaptı
Nazlı: Devlet, dini kurumlara taraf olmamalı ve finanse etmemeli
Özgür Gazete’de ‘Damla Dabis’le Özgür Yorum’ Programına konuk olan Nazlı, depremden önce gericilik karşıtı eylemlerin devamı olarak Cumhurbaşkanlığı önünde eylem gerçekleştirileceğini hatırlatarak, depremden ötürü toplumsal yasta olunduğundan bu eylemlerin askıya alındığını söyledi.
Birçok çocuğun depremden dolayı ailelerini kaybettiği bir ortamda, Türkiye’deki Diyanet İşleri Başkanı’nın “evlatlıkla evlenmenin mubah” olduğunu açıkladığını söyleyen Nazlı, “Bunların hepsini bir arada konuşmalıyız, deprem var diye gericilik karşı meseleden geri kalmamalıyız” dedi.
Nazlı, çocukların güvenliği, eğitimi ve geleceğiyle ilgili kaygı duyulurken, “evlatlık olarak alın” diye yol gösterilirken, bunun Kıbrıs’ın kuzeyine yansımasının da Ahmet Ünsal olduğunun altını çizdi.
“Ahmet Ünsal görevden alınınca her şey bitmeyecek fakat bu bir adımdır” diyen Nazlı, gericilik karşıtı eylemlerin taleplerinden biri Ünsal’ın görevden alınmasıysa bir diğerinin devletin hiçbir şekilde dini kurumlara taraf olmaması ve finanse etmemesi gerektiğini söyledi.
“Özgür ve eşit bir yaşam için hesaplaşacağız”
8 Mart’ta Lefkoşa’da örgütlerin ortak düzenlediği, gericilik karşıtı yürüyüş olacağını söyleyen Nazlı, her 8 Mart’ta olduğu gibi kadın özgürleşmesi için kadın bedeninin sömürülmesine karşı protestoların yükseltileceğini vurguladı ve deprem sonrası İsias katillerinin yargılanmasının, ülkede olası bir deprem durumunda yapılması gerekenlerle ilgili talepleri de yükseltileceğini aktardı.
Nazlı, Emekçi Kadınlar Günü eyleminin 8 Mart Çarşamba günü, saat 17.30 itibariyle, Dereboyu Kumsal Park girişinde toplanılacağını aktarırken, eyleme özel sektör emekçilerinin de katılabilmesi için yürüyüşün 18.00’da başlayacağını belirtti.
8 Mart yürüyüşünün, gericilik karşıtı eylemler düzenleyen örgütlerin ortak organizasyonuyla gerçekleştiğini belirten Nazlı, yürüyüş bittikten sonra da eylemlerin bitmeyeceğini, gericilik ve yobazlığa karşı mücadeleye devam edeceklerini söyledi.
8 Mart’ın sadece bir protesto durağı olduğunu ve gericilik karşıtı taleplerin süreceğini ekledi. Nazlı, Kıbrıs’ta tarikat istemediklerini belirtirken, dinin hiçbir şekilde devletin dahil olması gereken bir alan olmadığını söylemeye devam edeceklerinin altını çizdi.
Bunun yanında, din derslerinin zorunlu ders olmaktan çıkarılmasını ve dünya dinlerinin olduğu gibi seçmeli ders haline getirilmesini, özel sektörde kadınların hamileyken işten çıkartılmasının yasaklanmasını, Mobing Yasas’ının bir an önce geçmesi gerektiğini de söyleyeceğiz dedi.
“Türkiye ile imzalanan Sosyal Hizmetler Protokolü ciddi bir tehdit barındırıyor”
Programın sonunda Türkiye ile imzalanan Sosyal Hizmetler Protokolüne de değinen Nazlı protokolü, “Sosyal Hizmetler’in saha çalışmasına, elçiliğin görevlendireceği personel ile vakıflardan atanacak personel eşlik edecek. Bu devlet eliyle bizim en fazla sosyal desteğe ihtiyaç olan kesimi tarikatlara açıyoruz demek” şeklinde açıkladı.
Nazlı, sosyal hizmetlerde bulunan bütün kayıtların Türkiye’yle paylaşılmasının da bir diğer sıkıntılı nokta olduğunu vurguladı. Nazlı, yapılan araştırmalar sonucunda bu uygulamanın sadece Sosyal Hizmetlerde değil başka dairelerimizde de uygulandığını öğrendiklerini belirtti.
Sosyal Hizmetlerle imzalanan bu protokol kesinlikle arada kaynamamalıdır diyen Nazlı, protokollün doğrudan kadınlara, çocuklara ve yaşlılara vakıfların üzerinden tarikatların erişimi sağlayacak bir zemin hazırladığını belirtti. Protokolün uygulanmasının önlenmesi gerektiğini vurguladı.