KıbrısSürmanşetYaşam

Yeşil Barış Hareketi: Dünyada su krizi çok yakında






Yeşil Barış Hareketi (YBH) 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla yayımladığı açıklamada, dünyanın dörtte üçünün su olmasına rağmen, içilebilir suyun sadece yüzde 1 olduğunu, dünya nüfusunun 1.6 milyarının temiz su kaynaklarına erişimde hala sıkıntı yaşadığını belirterek, bu sorunun sadece herkesin katkısıyla çözülebilecek bir sorun olduğunu vurguladı

YBH: Bugün; negatif etkenlere karşı ilgi çekmek için fırsat

Yazılı açıklama yapan örgüt, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından 22 Mart 1993’te kabul edilen bir karar ile 22 Mart’ın Dünya Su Günü ilan edildiğini hatırlatarak, bu isimle bir gün belirlenirken, dünya üzerindeki kıt su kaynaklarının, koruma-kullanma dengesi gözetilerek sürdürülebilir yönetimine dikkat çekilmesinin amaçlandığını kaydetti.

Örgüt, “Dünya Su Günü dünyadaki bütün ülkelerin, giderek büyüyen temiz su sorununa dikkat çekmenin yanı sıra, içilebilir su kaynaklarının korunması ve çoğaltılması konusunda somut adımlar atılmasının sağlanmasında teşvik olması amacıyla oluşturuldu. 22 Mart küresel su kriziyle mücadele etmek için harekete geçmek, doğru ve bilinçli kullanılmasına teşvik etmek, su sorunlarını anlamak ve küresel ısınma ve suyun dikkatsizce tüketimine ve diğer negatif etkenlere karşı ilgi çekmek için fırsat olarak görülmelidir” dedi.

“Tatlı suyun yüzde 70’i tarımda kullanılıyor”

Açıklama şöyle devam etti;

” ‘BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri‘ çerçevesinde 2030 yılına kadar herkes için su çağrısı yapılmaktadır. Elde edilen veriler dünya yüzeyinde su kıtlığının giderek arttığını ve 2050 yılına kadar dünya nüfusunun yarısından fazlasının, iklim değişikliklerinin etkileri ile su sıkıntısının fazla olduğu bölgelerde yaşanacağını göstermektedir.

2050 yıllına kadar suya olan talebin yüzde 55 artış göstermesi bekleniyor. Artan nüfusu beslemek için gıda ihtiyacının 2035’e kadar yüzde 69 artacağı hesaplanmaktadır.

Tatlı suyun yüzde 70’inin tarımda kullanıldığı düşünüldüğünde, üretimin de tıkanma noktasında zorlanacağı görülmektedir. Her üç yılda bir toplanan Dünya Su Konseyi, bu zorluklara dikkat çekmek için artan su krizinin, sosyal ve ekonomik kalkınmanın sürdürülebilirliğini ciddi boyutlarda tehdit ettiğini vurguladı.

“Su insan yaşamı için oksijenden sonra gelen en önemli öğedir”

Su krizi; sağlıktan açlığa, toplumsal cinsiyet eşitliğinden istihdama, eğitimden sanayiye ve afetlerden barışa kadar tüm önemli küresel konulardaki ilerlemeleri baltalamaktadır. Milyarlarca insan ve sayısız okul, işyeri, sağlık merkezi, çiftlik ve fabrika, su ve sağlıklı suya erişime ilişkin insan haklarının hâlâ yerine getirilmesini beklemektedir.

Su insan yaşamı için oksijenden sonra gelen en önemli öğedir ve beslenmemizin vazgeçilmez bir parçasıdır. Su canlıların yaşaması için hayati öneme sahiptir. Canlı organizmalar hayatta kalmak için suya ihtiyaç duyar. Dolayısıyla en küçük canlıdan en büyük canlı varlığa kadar bütün biyolojik hayatı ayakta tutan ve hayatta kalmasını sağlayan sudur.

“Yerkürenin 4’te 3’ü su olmasına rağmen içilebilir su yüzde 1’den daha az”

Nüfus artışı, sanayileşme ve iklim değişikliği gibi pek çok etken sebebiyle su kaynaklarının gerek miktar gerekse kalite açısından büyük baskı altında bulunduğu bilinmektedir.

Yaşamın temel kaynağı olan temiz, sağlıklı ve yeterli miktarda suya erişim konusunda günümüzde halen dünyanın özellikle bazı bölgelerinde ciddi sıkıntıların yaşandığı görülmektedir. Su ekosistem için vazgeçilmez olup değerini iyi bilmek gerekir. Yerkürenin 4’te 3’lük kısmı su olmasına rağmen içilebilir su miktarı yüzde 1’den daha azdır.

Bu nedenle, 7 milyarı aşkın insanı beslemek ve ihtiyacını gidermek için gezegendeki tatlı suyumuzun sadece yüzde 1’i kolayca erişilebilir durumdadır ve çoğu buzullarda, kar ve toprak altında sıkışıp kalmış durumdadır. Kullanılabilir su miktarı ise yüzde 2 buçuk olarak ifade edilir.

“Dünya nüfusunun 1.6 milyarı güvenli ve temiz su kaynaklarına erişemiyor”

Yapılan araştırmalara göre dünya nüfusunun ortalama 1.6 milyarlık kısmı güvenli ve temiz su kaynaklarına erişimde sorun yaşıyor. Yaklaşık 4 milyar insan ise yılda en az 1 ay boyunca ciddi su kıtlığı çekiyor. 748 milyon kişinin gelişmiş bir su kaynağına, 2,5 milyar insanın ise gelişmiş bir sıhhi tesisata ulaşım imkânı yok.

Bu durumu acil olarak çözüme kavuşturmak ve suyun önemine vurgu yaparak insanları harekete geçirmek gerekmektedir.

Bu yıl Dünya Su Günü teması olarak; su ve sağlıklı suya erişim krizini çözmek için değişimi hızlandırmakla ilgili seçildi. 2023 Dünya Su Günü teması ‘Değişimi Hızlandırın‘ olarak belirlendi.

“Su hepimizi etkilediği için herkesin harekete geçmesine ihtiyacımız var”

Yeryüzündeki tatlı su kaynakları hızla tüketilirken; gıdaya erişimden enerji güvenliğine, ekonomik büyümeden iklim değişikliğine kadar birçok alanda, geleceğimiz için çok büyük bir önemi olan yaşam kaynağını korumak hepimizin görevidir.

Su hepimizi etkilediği için herkesin harekete geçmesine ihtiyacımız var. Bu ancak her tek bireyin katılımı ve katkıları ile mümkündür.

Siz, aileniz, okulunuz ve çevrenizdeki herkes, yaşamınızdaki suyu kullanma, tüketme ve yönetme şeklini değiştirerek bir fark yaratabilir. Bu, dünyanın su etrafında birleşmesi için bizim neslimize denk gelen ve tek bir kez görülebilecek bir an.

Dünya ne yazık ki, ‘2030 yılına kadar herkes için su ve sağlıklı suya erişim’ hedefine ulaşma rotasından sapmış durumdadır. Milyarlarca insan hala güvenli su ve tuvalete sahip değil. Değişimi hızlandırmak için hepimiz bir şeyler yapabiliriz ve yapmalıyız.

Hatta dünyadaki alıştığımız refahı ve konforu sürdürebilmek istiyorsak bunu mutlaka yapmak zorundayız!

“Bu; herkesin emek ve katkı koymasıyla çözülebilecek bir sorun”

Son veriler hükümetlerin; ‘Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri 6’ gereklerini zamanında yerine getirmek için ortalama dört kat daha hızlı çalışması gerektiğini gösteriyor ancak bu, herkesin emek ve katkı koymasıyla çözülebilecek bir sorun. Su herkesi etkiler, bu yüzden herkesin harekete geçmesine ihtiyacımız var. Bir birey olarak veya bir kuruluş adına bugün harekete geçin!

Değişimin küresel kampanyası, insanları suyu kullanma, tüketme ve yönetme biçimlerini değiştirmek için harekete geçmeye çağırmaktadır. Bireylerden ve topluluklardan gelen katılım, hükümetler, şirketler, kuruluşlar, kurumlar ve koalisyonların daha büyük taahhütlerinin yanı sıra Küresel Su Eylemi gündemine katkıda bulunacaktır.

“Türkiye kısa süre içinde su fakiri ülkeler listesine girecek”

Bu eylem birliği, dağılan dünyayı ‘su krizini çözme‘ etrafında birleştirmek için bir fırsattır. Ulusal hükümetler ve toplumun her seviyesinden paydaşlar, SDG 6 ve suyla ilgili diğer uluslararası kabul görmüş amaç ve hedefler konusunda ilerlemeyi hızlandırmak için gönüllü taahhütlerde bulunmak üzere işbirliği yapmalıdır.

Bu gönüllü taahhütler, bu on yılın geri kalanında hızlı, dönüştürücü bir değişim sağlamak için tasarlanan Su Eylemi Gündemini oluşturacaktır.

Ülkemizde bu çağrıyı duyan var mı? Ne yazık hayır ve resmi makamlardan da bu konuda hiçbir ses yok!. Ada dışından taşınan suya rağmen ülkemizde hiçbir tasarruf kaygısı da yok!

BM raporlarına göre, Türkiye’nin kısa bir süre içinde su fakiri ülkeler listesine gireceği dikkate alındığında, oradan taşınan suyun sonsuza kadar bize kadar gelmesinin mümkün olmadığı çok açıktır. O nedenle biz de ülkemizden başlamak üzere ‘Su Eylemine’ hemen başlayarak, ‘Su Ayak İzimizi’ azaltmalıyız…

• Kendi enerjimizi bir dünyalı olarak bu eyleme eklemeye hazır mısınız?
• İlk iş ‘Su Ayak İzinizi’ azaltmaya çalışın.
• Ve su hepimizi etkilediği için herkesin harekete geçmesine ihtiyacımız var.
• Bu sen demektir! Tek tek hepimize görev düşmektedir.
• Dünyada görmek istediğiniz değişime kendinizden başlayınız.
• Siz, aileniz, okulunuz ve çevrenizdekiler, yaşamınızdaki suyu kullanma, tüketme ve yönetme şeklinizi değiştirerek bir fark yaratabilirsiniz.
• Bu, dünyanın su etrafında birleşmesi için bu nesilde bir kez görülen bir fırsattır.
• Sorumluluğunu yerine getir, elinden geleni yap! Dünya yaşanılabilir olmaya devam etsin…









Başa dön tuşu