Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Başkanı Güven Bengihan, ülkede öğrenci olarak kayıtlı 2 bin 500 kişinin bir gün bile okula gitmediğini, üniversite patronları dolar/euro kayıt paralarını ceplerine indirirken, suç işleyen bu kişilerin deport masrafları için 9 milyon TL’nin devletin kasasından ödendiğini söyleyerek; İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler‘in yazdığı “Güzelyurt Kültürü” kitabına atıfta bulundu; “Yakında yazacak bir kültür bulamayacaksın”
Bengihan: Ülkemizi ‘sorma gir hanına’ çevirdiniz
İçişleri Bakanlığı önünde, hükümetin nüfus politikası ve ülkedeki güvenlik sorunları nedeniyle, sendika yetkilileriyle birlikte basın açıklaması yapan Bengihan, ülkede son zamanlarda giderek artan şiddet olaylarından rahatsız olduklarını söyleyerek, bunun sebebinin de yurttaşlıkların, ülkenin kimliğinin, dokusunun bozulmasına sebebiyet verecek şekilde haksızca dağıtılması olduğunu kaydetti.
Bengihan, “Bizler, bu ülkede her geçen gün suç ve suçlu sayısının artmasından ve sosyal yönden çok kötü bir duruma gidilmesinden dolayı endişe duyuyoruz. Buna sebep olanlara geç kalmadan için ‘dur’ demek istiyoruz. Ülkemizi ‘sorma gir hanına’ çevirdiniz. Bu ülkeye kim olduğunu, ne olduğunu bilmediğimiz, nerede ne amaçla kaldığını ve ne yaptığını anlamadığımız kişiler çok rahat şekilde girmektedir” dedi.
“Uygulanan muhaceret politikası Mevlana’nın sözleri gibi; ‘Ne olursan ol, yine gel’ deniliyor”
Ülkedeki herkesin can ve mal güvenliğinin tehlikede olduğunu, hükümetin ise bu konuda sadece dilek ve temennilerde bulunduğunu kaydeden Bengihan, uygulanan muhaceret politikasını da Mevlana’nın “Ne olursan ol, yine gel” sözlerine benetti.
Bengihan, “Anlayış bu; ne olursan ol yine de gel. Bu anlayış okulların, hapishanelerin, hastanelerin ve mahkemelerin tıka basa dolmasına ve bu memleketin insanına yetmez bir durum gelmesine, hizmet verememesine neden oluyor” dedi.
“Evi üç kişi kiralamış ama polis evden 53 kişi çıkardı”
Okullarda Türkçe bilmeyen öğrenciler için adım atılmadığını, sınıfların 50 kişiye varan kalabalık bir hal aldığını, apartman dairelerinde özellikle üçüncü uyruklu kişilerin 30-40 kişilik gruplar halinde kaldıklarını vurgulayan Bengihan, polisin yaptığı uyuşturucu operasyonlarında yakalanan kişilerin büyük çoğunluğunun da öğrenci sıfatıyla ülkede kalan kişiler olduğunu belirtti.
Bengihan, “Artık ülkede kimin öğrenci, kimin işçi olduğunu ayırt etmek mümkün değil. Geçtiğimiz gün polis Hamitköy’de bir eve baskın yaptı. Evi üç kişi kiralamış ama polis evden 53 kişi çıkardı. Buna kim dur diyecek?” diye sordu.
“Devlet dairelerinde memurlar da tehdit ediliyor”
Özgür Gazete Muhabiri Kadir Sidal‘ın da sokağındaki iki alkollü kişiyi uyarması sonra bıçakla tehdit edildiğini hatırlatan Bengihan, devlet dairelerindeki bazı memurların da bir takım kişiler tarafından tehdit edildiğini belirtti.
Bengihan, “Bu devlet memurunu bile koruyamıyorsa vatandaşını nasıl koruyacak?” diye sorarak Merkezi Cezaevi’ndeki son verileri açıkladı;
725 kişilik yeni cezaevinde; (Eski cezaevi de kullanılıyor)
Mahkum ve tutuklu sayısı 785,
187 KKTC vatandaşı,
96 Çift uyruklu,
201 TC vatandaşı,
301 üçüncü dünya ülkesi vatandaşı
“Suç işleyen kişilerin deportu için cebimizden 9 milyon TL harcandı”
“Siz isterseniz bin 500 kişilik hapishane yapın, ülkenin giriş çıkışları sorma gir hanıysa, caydırıcı ceza ve denetim yoksa cezaevleri sorun çözmez diyen Bengihan, dünyanın hiçbir yerindeki hiçbir ülkenin cezaevlerinde kendi yurttaşından fazla suçlunun bulunmadığını hatırlattı.
Bengihan, “Bu ülkenin İçişleri Bakanlığı güvenlikten ve muhaceretten sorumludur. Bu veriler hiç mi bir şey düşündürmüyor? 2022 yılında çoğunluğu üçüncü ülke uyruklu olan ve suç işleyen kişilerin deportu için bizim cebimizden tam 9 milyon TL harcandı” dedi.
“Üniversite patronları doları, euroyu cebine atıyor, suç işledikten sonra uçak parasını biz ödüyoruz”
Üniversitelerin öğrenci olarak getirdiği ,sonrasında ise okula gelmedikleri halde ilgilenmediği ve suç işleyen kişilerin deport ücretlerinin de devlet yani vatandaşın vergileriyle ödendiğine dikkat çeken Bengihan, “Üniversite patronları doları, euroyu cebine atıyor, suç işledikten sonra uçak parasını biz ödüyoruz” dedi.
Ülkede 22 bin civarında üçüncü dünya ülkesi vatandaşı öğrenci olduğunu, bunlardan 2 bin 500’ünün ise okula hiç gitmediğini belirten Bengihan, bu konuda üniversite patronlarının hesap vermediğini, hükümetin de hesap sormadığını anlattı.
Bengihan, “Bakan Ziya Öztürkler, ‘Mekansal adrese kayıt sistemi yapacağız, adrese bağlı olarak nüfusu bileceğiz ve kayıt dışı yaşayan ve çalışanları göndereceğiz’ demişti. Kayıt dışı yaşayan ve çalışan on binlerce insan var. Ne oldu bu proje?” diye sordu.
“O zaman müdürdün şimdi ise Bakansın, niye tedbir almıyorsun?”
İçişleri Bakanı Öztürklerin 2014-2019 yıllarında Yüksek Öğrenim Dairesi Dış İlişkiler Müdürü olduğunu hatırlatan Bengihan, Öztürkler’in o dönem “Öğrenciden değil tedbir almamaktan korkmalıyız” dediğini hatırlattı.
Bengihan, “Sadece soruyorum; öğrenci sayısının bu şekilde artmasında kendisinin bir payı var mıdır? O zaman müdürdün şimdi ise Bakansın, niye tedbir almıyorsun?” diye sordu.
“Kıbrıslıtürkleri kendi yurdunda azınlık durumuna düşürdünüz”
Ülkede, kara para, uyuşturucu, rüşvet, hırsızlık, kumar ve fuhuş olduğunu, denetim, caydırıcı ceza ve hesap sorma olmadığını belirten Bengihan, bu durumdan rahatsız olmayan hükümetin Kıbrıslıtürkleri kendi yurdunda azınlık durumuna düşürdüğünü vurguladı.
Bengihan, “Yurttaşlık politikası var mı? Muhaceret politikası var mı? Kıbrıslıtürk kültürünü, kimliğini ve siyasi iradesini korumaya yönelik bir politka var mı? Bunların hiçbiri yok. Öztürkler zamanında “Güzelyurt Kültürü’ diye bir kitap yazmıştı. Kültürüne bu kadar meraklı bir Bakan, golifa gibi vatandaşlık dağıtmaya devam ederse, ne yazacak ne de miras bırakacak bir kültür bulacak” dedi.
“Vatandaşık dağıtmada Kutlu Evren’i geçen Ziya Öztürkler’e altın madalya veriyoruz”
Konuşmasının ardından yanında getirdiği madalyayı İçişleri Bakanlığı’nın kapısına asan Bengihan, “Vatandaşlık dağıtmada şampiyon Kutlu Evren’i geçen Ziya Öztürkler’in altın madalyasını buraya bırakıyoruz” dedi.
Haber: Pınar Barut
Fotoğraflar: Enes Uyanık
