Biyologlar Derneği (Bio-Der) Başkanı Hatice Benan, 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle yayımladığı mesada, alınması gereken ciddi ve radikal kararları madde madde sıraladı
Benan: Bu 5 Haziran’da, plastiklere son!
Dernek adına yazılı açıklama yapan Benan, “Bu 5 Haziran’da, plastiklere son” diyerek, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından çevre farkındalığı yaratmak için her sene 5 Haziran’ın Dünya Çevre Günü olarak ‘kulandığını’ hatırattı.
Benan, “Kutlama kelimesi kullanılsa da aslında 5 Haziran 2023 Dünya Çevre Günü; tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de plastik atıkların, orman yangınlarının, vahşi çöp toplama alanlarının ve fosil yakıt kullanımının her gün çığ gibi büyüyen etkilerini gözler önüne seriyor” dedi.
“Plastik atıklar deniz ve su kaynaklarımızı kirletip ve canlıların yaşam alanlarını yok”
Benan açıklamasına şöyle devam etti;
“2023 Dünya Çevre Günü teması, BM tarafından ‘Plastik Atıkların’ azaltılmasına yönelik çözümler olarak belirlenmiştir. Ne mutlu ki; bu sene hazırlanan ‘Tek Kullanımlık Plastik Ürünlerin Çevre Üzerindeki Etkisinin Azaltılmasına İlişkin’ tüzük 11 Temmuz 2023 tarihinden itibaren yürürlüğü geçecek ve ülkemizde plastik poşet ve tek kullanımlık plastik ambalaj kullanımı son bulacaktır.
Çevre ve halk sağlığını bu denli negatif etkileyen plastiklerin, bu tüzük ile hayatımızdan uzaklaşması ülkemizin çevre konusunda attığı belki de en önemli adım olacaktır.
Çünkü bu plastik atıklar, deniz ve su kaynaklarımızı kirletip ve canlıların yaşam alanlarını yok ederken; üretimi ve taşıması sırasında iklim krizine büyük katkı sağlıyor. Kanser vakalarındaki artışa ve üreme bozukluklarına sebep oluyor.
Almamız gereken ciddi ve radikal kararlar;
Bu nedenle, plastik kullanımını azaltmak için bireysel olarak da daha fazla çaba göstermeliyiz. Ada ülkesi olarak global iklim krizine olan etkimiz düşük olmasına rağmen, sonuçlarını maksimum seviyede yaşamamız bekleniyor.
Bu etkileri azaltmak adına, plastik kararında olduğu gibi almamız gereken ciddi ve radikal kararlar vardır;
1. Karbon emisyonlarının azaltılması: Fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltmak ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmak.
2. Su kaynaklarının korunması: Su kaynaklarının kirletilmesinden kaçınılmalı ve su kaynaklarının verimli bir şekilde kullanılmasını sağlamak için su yönetimi stratejileri geliştirilmelidir.
3. Biyoçeşitliliğin korunması: Biyoçeşitlilik, doğal yaşamın devamı için kritik öneme sahiptir. Biyoçeşitliliğin korunması için ormanların, doğal yaşam alanlarının ve denizlerin korunması gerekiyor. Ayrıca; sulak alanlar, yumurtlama alanları, endemik türlerin habitatları gibi bölgeler ivedilikle ve gerçek sınırlarıyla ÖÇKB olarak düzenlenmelidir. Ormanlarımızı her sene çıkan yangınlardan önceden alınacak önlemlerle korumalıyız.
4. Atık yönetimi: Geri dönüşüm ve atık azaltma stratejileri kullanarak atık miktarını azaltmak.
5. Eğitim ve bilinçlendirme: İnsanların çevre konusunda daha sorumlu davranmalarına ve çevreye daha fazla saygı göstermelerine yardımcı olacaktır.
“Temiz ve yeşil bir Kıbrıs o kadar da imkansız değildir”
Son olarak, iklim krizi, gezegenimizdeki yaşamı tehdit eden en büyük sorun haline gelmiştir. İklim değişikliğinin etkileri, dünya genelinde artan sıcaklıklar, deniz seviyesi yükselmesi ve ekstrem hava olayları şeklinde kendini göstermektedir. İleriki seviyelerde kuraklık, açlık, temiz su sorunu gibi problemler ortaya çıkacaktır.
Gezegenimiz ve adamız bizimle birlikte yaşıyor ve onu korumak bizim sorumluluğumuzdadır. Her konuda olduğu gibi çevre sorunlarına çözüm bulma konusunda da Dünya ülkelerinin çok gerisinde olabiliriz. Fakat, hükümet edenlerin Dünya vizyonuna sahip olmaması yaşanılabilir bir çevreye engel olmamalıdır.
Hükümet ettiği toprakları seven ve yaşayanların sağlığını önemseyen kişi; yaşanılabilir bir çevre adına okur, araştırır ve öğrenir ve ülkeyi Dünya standartlarına yaklaştırır. Plastik örneğine bakılırsa, “Temiz ve yeşil bir Kıbrıs o kadar da imkansız değildir. Yeter ki isteyelim”