Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Mine Atlı, Turizm Bakanlığı bünyesinde aylardır tadilatı devam eden Girne Antik Limanı’nda yapılan çalışmalarla ilgili bugün basına düşen fotoğrafa işaret ederek, “Basite, kolaya ve ucuza kaçarak yapacağınız iş; restorasyon değil tarihin üzerine bir avuç çimento dökmek olur” dedi
Atlı: Çalışmalar; gerekli araştırma, hazırlık ve ihale aşamalarını tamamlamadan apar topar başlandı
Yazılı açıklama yapan Atlı, Kıbrıs’ın kuzeyindeki en iyi korunmuş ve turizmin de simge imajlarından birisi olan Girne Antik Liman Caddesi’nin rehabilitasyonun, uzmanlar ve bilim insanlarıyla birlikte, ciddi araştırma ve katılımcı karar verme süreçlerini içermesi gereken çalışma olduğuna vurgu yaptı.
Atlı, “Bu çalışmaya gerekli araştırma, hazırlık ve ihale aşamalarını tamamlamadan apar topar başlanması, elbette ki beraberinde birçok sorun ve hatayı da beraberinde getirmektedir” dedi.
“Yapılan yanlışların geri dönüşü yok”
Limanın ve içinde bulunan Girne Kalesi’nin tarihi bir miras olduğunu, restorasyon çalışmalarının da orijinaline bağlı kalınarak yapılması gerektiğini hatırlatan Atlı, yapılan çalışmaları endişeyle takip ettiklerini belirtti.
Atlı, “Yapılan yanlışların geri dönüşünün olmadığı bu tip koruma ve rehabilitasyon çalışmalarının, yetkinliği olmayan müteahhitlere iş yaratmak için, bilimsel araştırmadan yoksun bir biçimde, el yordamıyla yürütülmesi kabul edilemez. Eşi benzeri olmayan, turizmin gözbebeği ve çok sayıda esnafın da ekmek kapısı olan bu kadar değerli bir liman caddesinde çok önemli bir fırsatın kaçırılmasına, bu alanın değerinin arttırılması şansının yitirilmesine ilişkin üzüntülerimizi kamuoyu ile paylaşırız” dedi.
“Ağaçları katlettiniz, kurumları batırdınız yetmedi, sıra tarihi miraslarımıza mı geldi?”
Bugün basına yansıyan ve Girne Kalesi etrafına beton döküldüğünü gösteren fotoğrafın basit ve düz bir işçilikten ibaret olduğunu vurgulayan Atlı, “Ağaçları katlettiniz, kurumları batırdınız yetmedi, sıra tarihi miraslarımıza mı geldi?” diye sordu.
Atlı, “Tarihine, tarihi dokusuna sahip çıkmak içgüdüsü o ülkeyi ne kadar sevdiğiniz ve ne kadar sahip çıktığınızla alakalıdır. Basite, kolaya ve ucuza kaçarak, geçmiş izler üzerinde restorasyon yapamazsınız. Yaparsanız bunun adı restorasyon değil tarihin üzerini bir avuç çimento ile kapatmak olur, vizyonsuzluk olur, beceriksizlik olur. Ya bu ülkeyi tüm tarihiyle, kültürüyle sevin, yapamıyorsanız da elinizi eteğinizi çekin” dedi.
TDP Basın Bürosu