KıbrısManşet

Topcan: Fotoğrafa baktıkça bakıyorum, gözlerime inanamıyorum, saç tellerim diken diken






Şehir Planlama Dairesi‘nde de uzun yıllar üst kademelerde görev yapan Şehir Plancısı Layik Topcan, Girne Antik Limanı‘na, “restorasyon” çalışmaları kapsamında “beton döküldüğünü” gösteren fotoğraflara işaret ederek, Eski Eserler Dairesi‘nin ne kadar işin içinde olduğunu ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun (AYK) nerede olduğunu, yoksa “devlet projesi” denilerek devre dışı mı bırakıldığını sordu, duruma isyan etti

Topcan: Bu da nee?

Sosyal medya hesabından “Bu da nee?” başlığıyla bir açıklama yapan Topcan, Eski Eserler Dairesi’nin ne kadar işin içinde olduğunu ve AYK’nın nerede olduğunu sordu ve “Yoksa devre dışı mı bırakıldı?” dedi.

Topcan, “Bu iş kentsel koruma konusu, sadece mimarı koruma değil. O yüzden projeyi hazırlayan ekipte sadece mimarlar değil kentsel koruma konusunda bilgi ve deneyim sahibi kent plancılarının, kentsel tasarımcıların, restorasyon mimarlarının, arkeologların ve mühendislerin olması gerekir” dedi.

“Öyle herkes bu iş yapamaz”

Şartnamenin, ihale sürecinin, proje süreci yönetiminin ve kontrolorlüğün uzman ekip işi olduğunu söyleyen Topcan, işi yüklenecek olanın da koruma ve restorasyon alanında deneyimli olması, özgün malzemeleri bilmesi ve tanıması, nasıl müdahale edileceği konusunda bilgi ve deneyim açısından yetkin olması gerektiğini kaydetti.

“Öyle herkes bu iş yapamaz” diyen Topcan, fotoğrafta gördüklerinin kesinlikle kentsel koruma esaslarına uygun malzemeler olmadığını söyledi ve “Nedir bu tanrı aşkına?” diyerek duruma isyan etti.

“Bu malzemeye nasıl onay verildi, şartnamede yazıyor muydu?”

Eski Eserler Dairesi’nin bu malzemeye nasıl onay verebildiğini, teknik şartnamede böyle bir malzeme yazıp yazmadığını, Eski Eserler Yasası uyarınca AYK’nın onayı olup olmadığını soran Şehir Plancısı Layik Topcan, eğer onay varsa; nasıl olur da Eski Eserler Yasası hilafına, Koruma Çevre Planı esasları göz ardı edilerek bu aykırı malzeme ve çevre ile uyumsuz tasarıma onay verebildiğini de sordu.

Topcan, “Yoksa, ‘devlet projesi’ olduğu gerekçesi ile AYK’ya gönderilmedi mi proje? Eski Eserleri Yasası’nın emredici kuralları hilafına da uyulmadı mı? Peki ya Koruma Çevre Planı’na uygunluk için Şehir Planlama Dairesi ile istişare edildi mi? Koruma Çevre Planı’na uygun olup olmadına ilişkin bir değerlendirme yapıldı mı Şehir Planlama Dairesi tarafından? Plana uygunluğu teyit eden bir yazışma ya da planlama onayı var mı?” sorularını sordu.

“Fotoğrafa baktıkça bakıyorum, gözlerime inanamıyorum, saç tellerim diken diken”

İdarenin ne yaptığını bilmediğini, müteahhidin ise işi şartnameye uygun olarak yürütüp yürütmediğinin belli olmadığını kaydeden Topcan, “Şartname, kentsel koruma esaslarına ne kadar uygundur?” diye de sordu.

Topcan, “Burada kim suçlu diye dövünürken, tarihi, kültürel çevre özgün özelliklerini yitiriyor göz göre göre. Yazık hem de çoook yazık. Fotoğrafa baktıkça bakıyorum, gözlerime inanamıyorum, saç tellerim diken diken. Kaç yüz yıllık kale duvarının dibinde bu ne?” iyerek tepkisini dile getirdi.









Başa dön tuşu