KıbrısManşet

‘Çocuklar hastanedeymiş’ dediler. ‘Nasıl olur?’ dedik, ‘Biz hep buradaydık, enkazın başından hiç ayrılmadık…’

Adıyaman Isias Otel‘de kızı Selin’i kaybeden anne Ruşen Karakaya ve kendisi de otelde olan ve kafileden kurtulan dört kişiden biri olan ancak oğlu Aras’ı kaybeden Murat Aktuğralı, depremin yaşandığı gün çıkan yalan haberlerin kendilerini nasıl etkilediği anlattı, sorumluların yargılanmasını istedi

Ruşen: Murat bana “Bina yok, çocuklar yok, bulamıyorum” dedi

Genç TV‘de Nazar Erişkin‘in konuğu olan Karakaya ve Aktuğralı, 6 Şubat’ta Türkiye‘de yaşanan Kahramanmaraş merkezli cinayet gibi depremlerde, Adıyaman’da Isias otelde bulunan Melekler Takımı‘ndaki evlatlarıyla ilgili yayılan yalan haberlere özellikle dikkat çekti.

Anne Ruşen Karaya o günü şu sözlerle anlattı;

“Sabah deprem haberini aldık, hemen Selin’e mesaj attım; ‘Annem beni ara’ diye, cevap yok.

Murat’a da ilk biz ulaştık. Murat bana ‘Bina yok, çocuklar yok, bulamıyorum Ruşen’ dedi.

Uçarak Enver’le evden çıktık ve havaalanına gittik. Bütün aileler de gelmeye başladı. Amacımız bir uçak bulup gidip çocuklarımızı almak.

O sırada Murat’a da ulaşamamaya başladık, haber alamıyoruz.

“O yalan haber bizi mahvetti”

Yana yana herkes uçak ararken tam bu arada sosyal medyada bir haber gördüler insanlar.

Haberi bana ilk okuduklarında; havaalanında ağlamaya başladım, ‘Tamam çocuklarımız iyi, 13 çocuğumuzu buldular çıkarmışlar’ dedik ve bir rahatlama geldi. Birbirimize sarıldık, ağladık, ‘Tamam çocuklarımız iyidir’ dedik.

Sonra gerçeği öğrendik ve hala bugün öfke var içimde o kişiye karşı. Çünkü biz umutlandık, belki eli ayağı kırılmıştır ama alıp geleceğiz çocuğumuzu diye bir fikir oluşmuştu kafamızda.

O yalan haber bizi mahvetti.

Aktuğralı: İletişim yok, inanılmaz soğuk, elektrik yok, su yok, ıslanmışız, enkaz başında bekliyoruz

Enkazdan sağ çıkan 39 kişilik Kıbrıs kafilesindeki dört kişiden biri olan ancak oğlu Aras’ı kaybeden baba Murat Aktuğralı ise o günü şöyle anlattı;

“Önce kişi enkazdan çıktık, sonra Esra öğretmen enkazdan kurtuldu. Biz Kızılay Kan Bağış Ünitesi olan 10 metrekarelik bir yere sığındık, iletişim yok, inanılmaz soğuk, elektrik yok, su yok, ıslanmışız, bekliyoruz.

Biz o şekilde beklerken gün içinde bir deprem daha oldu, dışarıya attık kendimizi, birkaç kurtarma ekibinin dolaştığını gördük, Gaziantep KKTC temsilciliğinden Fatma Hanım geldi, ‘uçak ve kurtarma ekibi gelecek’ dedi.

Kıbrıs’la iletişimimiz sıfır, akşama kadar çocuklarımızın içinde olduğu enkazından başında bekledik, oradan hiç ayrılmadık.

“‘Çocuklar hastanedeymiş’ dediler. ‘Nasıl olur?’ dedik, ‘Biz enkazın başından hiç ayrılmadık’ “

Sonra Kıbrıs’tan aileler geldi, ‘Çocuklar hastanedeymiş’ dediler. ‘Nasıl olur?’ dedik, ‘Biz hep buradaydık, enkazın başından hiç ayrılmadık’ dedik.

Yok çocuklar AFAD çadırına götürüldü, yok yaralı çocuklar Ankara’ya Adana’ya hastaneye götürüldü dediler ama imkanı yok.

Ama biliyor musunuz; ben enkazın başında biri olarak o an benim bile için ferahladı.

Bir ekip bizim yanımıza geldi. Düşünün; ekipte hemşire olan bir anne, doktor olan Mağusa Belediye Başkanı Süleyman Uluçay, direkt hastaneye gittiler. Havaalanından direkt ambulansa binip çocukların durumlarına bakmak için hastaneye gittiler.

“Orada yaşadığımız hayal kırıldığını anlatamam”

Bir kaç beğeni almak, popüler olmak almak için yapılan bu şey fırsatçılıktır.

Toplum bu kişileri çok iyi biliyor, umarım yasa önünde de bu insanlar gerekli cezayı alır ve bir kez daha bu fırsatı bulmazlar”

Neler olmuştu?

Atanmış Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın o dönem İletişim Danışmanı olan Kartal Harman, depremin olduğu gün ve ertesi gün gün boyu kişisel sosyal medya hesabından acılı aileler dahil tüm kamuoyuna doğruluğu teyit edilmemiş yalan bilgiler vermişti

Haberin ayrıntIları için TIKLAYIN











Başa dön tuşu