Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), 11 Temmuz Basın Günü nedeniyle yayımladığı mesajda, ifade ve basın özgürlüğünü her gün biraz daha daraltmaya çalışan iktidar ve sermaye odaklarına dikkat çekti, gerçek ve doğru haber alınmak, demokrasiyi güçlendirmek isteniyorsa ve algılarla yönetilmek istenmiyorsa; özgür basına ve gazetecilere sahip çıkmanın bir mecburiyet olduğunu vurguladı
TDP: İfade özgürlüğü iktidar odakları tarafından her gün biraz daha daraltılmaya çalışılıyor
TDP’nin yaptığı yazılı açıklamada, ilk Türkçe gazete olan Saadet’in yayınlanmasının yıldönümü olan 11 Temmuz’un “Basın Günü” olarak kutlandığını ifade ederek, bugün ülkede her geçen gün azalma tehlikesiyle karşı karşıya kalınan basın ve ifade özgürlüğünün en yüksek sesle savunulması gereken günlerden biri olduğu kaydedildi.
TDP açıklamasında, dünyanın gelişmemiş ve baskıcı otoriter rejimlerin hüküm sürdüğü ülkelerinde olduğu gibi Kıbrıs’ın kuzeyinde de ifade özgürlüğünün iktidar odakları tarafından her gün biraz daha daraltılmaya çalıştığına vurgu yaparak, muhalefetin de artık sadece savunmada kalmaması, demokrasinin vazgeçilmezi olan özgür basının alanlarının genişletilmesi için yasal düzenlemeler hazırlaması gerektiğini vurguladı.
“Özgür basına sahip çıkmaya ve destek vermeye mecburuz”
Açıklamasında siyasi odakların; hoşlarına gitmeyen haberleri yapan özgür gazeteler ve gazetecilere linç kampanyası yaptığına, onları hedef gösterdiğine, itibarsızlaştırmaya çalıştığına, künyesiz ve ne idüğü belirsiz sözde gazetelerle ırkçı, ayrılıkçı, nefret ve hakaret söylemleriyle dolu yayınlar yaptırdığına dikkat çeken TDP, Afrika Gazetesi’ne saldırı davasının istinaf kararının hala beklendiğine, birçok gazetecinin de ya Türkiye’ye alınmayarak ya da Mahkeme koridorlarında yargı sopası gösterilerek saçma nedenlerle cezalandırılmaya çalışıldığına dikkat çekti.
TDP açıklamasında, “Büyük bölümü sermayenin güdümünde olan bir ortamda, teknik imkansızlıklarla, asgari ücret düzeyindeki düşük maaşlarla ve mesai mefhumu olmadan çalışan, büyük fedakarlıklarla toplumu aydınlatma görevini üstlenen gerçek gazetecilerin; ifade ve basın özgürlüğü alanını daraltmak isteyen bir Meclis çoğunluğu ve sözde iktidarın yıllardır ülkemizde var olması, Kıbrıs Türk basını ve toplum için büyük bir tehlikedir. Siyasetçisinden sade vatandaşına, sendikacısından sivil toplum örgütlerine kadar herkese; eğer özgürlük, barış, adalet, eşitlik ve doğru haber almak istiyorsak; özgür basına sahip çıkmaya ve destek vermeye mecbur olduğumuzu hatırlatırız. İcazetsiz ve özgür basını selamlıyoruz” ifadelerini kullandı.