KıbrısManşetYaşam

Rahvancıoğlu: Zaman zaman sözde ‘çalışma yasağı uygulandığı’ aldatmacası yaratılıyor




İşçinin El Kitabı” adlı bir kitabı da bulunan “Emekçinin Partisi” sloganına sahip Bağımsızlık Yolu‘nun Genel Sekreter Yardımcısı Münür Rahvancıoğlu, vaşırı sıcaklarda iş yerlerinin açık olması ve işçi çalıştırılması konusunda, yasaya işaret ederek, “açık havada çalışılmasının yasaklanmasının” dahi tam uygulama olmadığını, 11.00-16.00 saatleri arasında bu iş yerlerinin tamamen kapalı olması gerektiğini belirtti

Rahvancıoğlu: Çalışma Bakanlığı‘nın konuya eğilmemesi kabul edilemez

Özgür Gazete‘ye konuyla ilgili hem yasal mevzuat hem de işçi ve insan hakları bakımından değerlendirmelerde bulunan Rahvancıoğlu, 40 dereceyi aşan hatta 50 dereceye yaklaşan sıcaklar altında işçi çalıştırmanın her bakımdan yanlış ve olumsuz bir tutum olduğunu, bu oranda bir hava sıcaklığı söz konusuyken ve Meteoroloji Dairesi bile halkın sıradan işlerini yerine getirdiği esnada mecbur kalmadıkça dışarıya çıkmamasını ve güneş altında çalışılmamasını tavsiye eden bir bildiri yayınlamışken; İşçi sağlığı ve güvenliği bakımından, Çalışma Bakanlığı‘nın konuya eğilmemesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı.

Rahvancıoğlu, Meteoroloji Dairesi’nin 13 Temmuz tarihli “Ultraviyole radyasyonu çok yüksek. Gerekli tedbirler alınmadan özellikle 11:00-16:00 saatleri arasında 10 dakikadan fazla güneş altında kalınmaması gerekmektedir” şeklindeki açıklamasını hatırlatarak, “Aşırı sıcaklarda çalışmak, kişilerin dikkatini olumsuz etkileyen ve iş kazalarına neden olan bir faktördür” dedi.

“İşçi aşırı sıcaklarda çalıştırılmamalı ve bu saatler için tam ödenmeli”

Özellikle tansiyon, kalp ve benzri hastalıkları olan kişilerin sürekli ve aşırı sıcağa maruz kalmasının, kaza gerçekleşmese dahi sağlık için tehlikeli bir durum olduğuna, böylesi durumlarda işçilerin çalıştırılmasının yasaklanması ve iş yapmadan geçirdikleri sürelerin maaşının da tam olarak ödenmesi gerektiğine işaret eden Rahvancıoğlu, bunu yapmak için de hükümetin elinde yeterli yasal araçların mevcut olduğunu belirtti.

Rahvancıoğlu, “İş Yasası’nın 26. Maddesinde ‘Zorlayıcı nedenler dolayısıyla çalışamayan veya çalıştırılamayan işçiye işveren tarafından iki haftaya kadar her gün için en az yarım ücret ödenir’ şeklinde açık bir ifade vardır ancak bu madde sadece pandemi döneminde uygulanmıştır” dedi.

“Zaman zaman sözde bir ‘çalışma yasağı uygulandığı’ aldatmacası yaratılıyor”

Rahvancıoğlu değerlendirmesine şöyle devam etti;

“Mevsim normallerinin 7-8 derece üzerinde seyreden aşırı sıcakların, normal kişilerin çalışmadıkları halde 10 dakikadan fazla güneş altında durmamaları gereğinin ifade edildiği koşulların, zorlayıcı bir neden olduğu ise tartışılmasına bile gerek olmayan açık bir olgudur.

Aşırı sıcaklar konusunda ilk kez 2015 yılında UBP-CTP hükümeti döneminde, İş Yasası’nın 36. Maddesine dayandırılan bir Bakanlar Kurulu kararı yayınlandı ve o yıldan beridir de bu karar çerçevesinde zaman zaman sözde bir çalışma yasağı uygulandığı aldatmacası yaratılıyor.

“İş Yasası’nın 36. Maddesi dahi yasal içeriğine uygun olmayan şekilde hayata uyarlandı”

İş Yasası’nın ‘İş yerlerinin yaz dönemi öğleden sonra kapalı bulundurulması’ yan başlıklı 36. Maddesi aynen şöyle;

‘Bakanlık, tüm işyerlerine veya saptanacak işyerlerine veya belirlenecek bölgelere uygulanmak üzere, 15 Mayıs-30 Eylül tarihleri arasındaki yaz dönemi süresince ve 12:00-16:00 saatleri arasında belirlenecek bir süre için işyerlerinin kapalı bulundurulmasını, Resmi Gazete’de yayımlanacak bir kararla saptayabilir’

Bu madde okunduğunda açıkça görülebileceği gibi, söz konusu olan yaz dönemi çalışma saatlerinin düzenlenmesi ile ilgilidir.

Uygulanmaya çalışıldığı gibi aşırı sıcaklarda iş sağlığı ve güvenliği önlemi sağlamak maksatlı değildir. İşçilerin sağlığı ve hastalıkların ve kazaların önlenmesi için İş Yasası’nda 26. Madde dahil çok daha elverişli maddeler vardır.

Ancak bugüne kadarki uygulamalarda bu madde dahi yasal içeriğine uygun olmayan şekilde hayata uyarlanmıştır.

“Yasa ‘açıkta ve güneşte çalışma yasağı’ değil bu saatlerde iş yerlerinin tamamen kapalı olmasını öngörüyor”

2015 yılındaki CTP-UBP hükümeti döneminden beridir Resmi Gazete’de yayınlanan tüm kararlar şu cümleden ibarettir; ‘Dışarıda çalışan işçilerin sağlığının korunabilmesi amacıyla, 22/1992 Sayılı İş Yasası’nın 36’ncı Maddesi’nin verdiği yetkiye dayanarak, 12.00-16.00 saatleri arasında dışarıda, açıkta (güneş altında) çalışma yapılmasını yasaklamıştır’

36. Madde’de açıkça ‘İş yerlerinin kapalı bulundurulması’ gerektiği belirtilmesine rağmen, Bakanlık bunu uygulamada ‘açıkta (güneş altında) çalışma yapılmaması’ olarak hayata geçirmektedir.

Yani inşaatların çalışmasını yasaklanmamakta, işçilerin gölgede kalmasını zorunlu kılınmakta, güneşe çıkması yasaklanmaktadır.

“Söz konusu işyerleri, 12:00-16:00 saatleri arasında tamemen kapalı bulundurulmalıdır”

Kısacası karkasın içinde harç yoğurmak, sıva yapmak, tuğla taşımak, beton dökmek serbesttir. Tente gererek dışarda çalışmak, bahçıvanın ağacın altında çapa yapması, çöpçünün araç içinde çalışması serbesttir.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği kaygısı olan herhangi bir hükümetin yapması gereken ise açıktır;

Sektörel bazda yaz döneminde çalışması yasaklı işyerlerinin listesi yayınlanmalı ve söz konusu işyerleri, 12:00-16:00 saatleri arasında kapalı bulundurulmalıdır.

Ancak işçilerin sağlığını değil sermayenin karını düşünen gelmiş geçmiş hiçbir hükümet, böyle bir kararı bugüne kadar almamıştır”









Başa dön tuşu