Bağımsızlık Yolu Genel Sekreter Yardımcısı Münür Rahvancıoğlu, ülkedeki emek gücünün örgütsüz olduğunu belirtti, sermayenin ciddi paraları ellerinde tutuyor olmasına rağmen işyerlerini geliştirmek için değil kendi lükslerine harcadığını söyledi
Rahvancıoğlu: Sömüren sınıf için bir gün tatil bile bizlere fazla
Diyalog TV’de Özlem Çimendal’ın konuğu olarak sorularını yanıtlayan Rahvancıoğlu, bir toplumda egemen sınıfın düşüncelerinin her zaman egemen düşünceler olduğunu, egemen sınıf nasıl düşünürse ezilen, sömürülen sınıfların da öyle düşündüğünü söyledi.
Egemenlerin işçiyi sürekli çalıştırmak istediğini söyleyen Rahvancıoğlu, “Ellerinden gelse 24 saat çalıştıracaklar ifadelerini kullandı.
“Sömüren sınıf için bir gün tatil bile fazla” diyen Rahvancıoğlu, “bizde çok fazla tatil var” yorumu yapıldığını ancak böyle bir şeyin söz konusu olmadığını dile getirdi. Yıllık izin sayısının 14 iş günü olduğunu da hatırlatan Rahvancıoğlu, bunun çoğu yerde de uygulanmadığını ancak 14 günün bile az bir rakam olduğunu vurguladı.
“Ülkemizde emek gücü örgütsüz”
Ülkemizde emek gücünün örgütsüz olduğuna da değinen Rahvancıoğlu, sermayenin ciddi paraları ellerinde tutuyor olmasına rağmen işyerlerini geliştirmek için değil kendi lükslerine harcadığını söyledi.
Özel sektör için de resmi tatil günlerinin geçerli olduğunu söyleyen Rahvancıoğlu, yasanın özel sektörü de kapsadığını ama bunu uygulayacak sendikal gücün özel sektörde bulunmadığını, özelde sendikalaşmanın yüzde 0.5 olduğunu ifade etti. Rahvancıoğlu, bu yasanın uygulanması, diğer bütün yasaların uygulanmasında olduğu gibi fiili güç ilişkileriyle belirlendiğini de ekledi.
“Yasalar var ancak uygulamada sorunlar var”
Rahvancıoğlu, yazılı yasalara bakıldığı zaman bazı konularda ufak tefek sorunlar olsa da genel olarak büyük bir sorun olmadığını, uygulanmasında ise birçok sorunun olduğunu anlattı.
Yasanın 36. Maddesine dayanarak güneş altında sıcakta çalıştırmanın yasaklandığını belirten Rahvancıoğlu, bu yasağın saat 11:00 ve 15:00 saatlerini kapsadığını ancak ne yazık ki yasanın uygulanmadığını sözlerine ekledi.
Uygulamada yasanın güneş altında çalışmayı yasakladığını ancak inşatta gölgede çalışmayı yasaklamadığını da belirten Rahvancıoğlu, bu koşulda yasanın uygulanıp uygulanmadığını denetlemenin zor olacağını aktardı.
“Vatandaşa farklı, olmayana farklı asgari ücret etik bir uygulama değildir”
Vatandaş olana farklı asgari ücret olmayana farklı ücret gibi uygulamaların çok olumsuz bir uygulama olduğunu aktaran Rahvancıoğlu, markete gidildiğine her şeyin fiyatının ayni olduğunu dolayısıyla asgari ücretin geldiği ülkelere göre farklı olması talebinin etik bir uygulama olmayacağını söyledi.
“Kapkaççı sermaye”
Ülkedeki muhaceret politikasının inşaat şirketlerine, eğitim çalışma hayatı politikasının da üniversitelere emanet edildiğini söyleyen Rahvancıoğlu, bu yapının kapkaççı sermaye yapısının ürünü olduğunu vurguladı.
Rahvancıoğlu, sermayenin kalıcı olmayan, ileriyi düşünmeyen ve bugün ne kurtarırsam kardır düşünce yapısıyla hareket ettiğini aktardı.
“Çalışma hayatını kontrol altına alabilmemiz için veriye ihtiyacımız var”
Kayıt dışı çalışma yaşamı için Bağımsızlık Yolu’nun önerilerinden bahseden Rahvancıoğlu, çalışma yaşamının kontrol altına alınması için veriye ihtiyaçolduğunu, işe giriş çıkışlarda çipli kart sistemini savunduklarını, kayıtlı olup olmadığı, kaç saat çalıştığı, ek mesai yapıp yapmadığı, hafta sonu ve resmi tatillerde çalışıp çalışmadığı gibi bilgilerin sisteme alınacağını söyledi.
Bir diğer önerilerinin ise işverenin, kayıt dışı işçi çalıştırdığına dair kanıt varsa, o işçi için bir asgari ücret ceza ödeyeceği, ayrıca bir yıl boyunca da o işçiyi işten çıkaramayacağı bir yapıyı savunduklarını ifade etti.