Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası‘ndan (KTÖS) bir heyet, Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası‘nı (DAÜ-SEN) ziyaret etti. Genel Sekreter Burak Maviş, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu‘nda (Kıb-tek) AKSA sözleşmesinin imzalanmasıyla sona eren süreci hatırlatarak, “DAÜ’de süreci baltalayanların kurumun varlıklarını kime peşkeş çekmek istediğidir?” diye sordu
Maviş:Süreci baltalayanlar kurumun varlıklarını kime peşkeş çekmek istiyor?
Ziyaretle ilgili yazılı açıklama yapan Maviş, adanın kuzeyinin eğitim bilimi üretiminde en önemli üniversitesi olan DAÜ ile ilgili yaşanan gelişmelerin kaygı verici olduğunu söyleyerek, kurumun sağlıklı ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşması için örgütlü sendikaların ortaya koyduğu gayret ve fedakârlığı ne rektör, ne Eğitim Bakanı, ne, ne VYK ne de hükümein gösterdiğini belirtti.
Maviş, “DAÜ’de yaşanan krizin benzerini yakın zamanda Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (Kıb-tek) sürecinde de yaşadık. Kıb-tek’te örgütlü sendilk El-sen’in tüm gayretlerine rağmen akaryakıt temini, enerji üretimi, dağıtımı, arz güvenirliği ve yatırım noktasında hükümet kanadının tüm organları süreci baltalamış ve politik rant uğruna enerjinin özelleştirilmesi için AKSA ile protokol imzalanmıştı. Burada hükümete sormak istediğimiz soru, DAÜ’de süreci baltalayanların kurumun varlıklarını kime peşkeş çekmek istediğidir?” diye sordu.
DAÜ’nün, Atatürk Öğretmen Akademisi’nden (AÖA) sonra eğitim alanında topluma kazandırılmış ikinci yüz akı olduğunu söyleyen Maviş, DAÜ’nün örgütlü yapısı, akredite bölümleri ile dünyadaki üniversiteler arasında yer aldığına, uluslararası alanda KKTC makamlarından daha itibarlı konuma geldiğine dikkat çekti.
Maviş, “Krizin bir ayağı üniversitenin doğru yönetilmediği noktası olsa da diğer ayağı kitle turizmi anlayışıyla ‘daha fazla öğrenci, daha fazla üniversite, daha az maaş, daha az personel’ düşüncesine sahip patronların eline verilmiş denetimsiz bir yükseköğrenim krizidir” dedi.
“DAÜ VYK, Rektör ve Eğitim Bakanı başarısızlığı kabul edip, görevlerini iade etmelidir”
Üniversitelere sadece ekonomiye kazanç olarak bakılmasıyla ülke üniversitelerinin eğitim ve araştırmadan çok insan ticaretiyle anılmaya başlandığı bu dönemde “eğitimi metaya, öğrenciyi müşteriye, akademisyeni de köleye” dönüştüren bu düzenin krize katkısı olduğunu açık ve net söyleyebileceklerini dile getiren Maviş, daha önce ODTÜ’de yaşananların tüm yükseköğrenimin çöküşü olacağı konusunda uyarı yapmalarına rağmen koltuklarından kımıldamayan atanmışların; bu kriz doğru yönetilmezse bütün yükseköğrenime yayılacağını bilmesi gerektiğini de vurguladı.
Maviş, “Krizin faturası emekçilere kesilemeyeceği gibi DAÜ VYK, Rektör ve Eğitim Bakanı başarısızlığı kabul edip, görevlerini iade etmelidir. Kurumun sürdürülebilir bir yapıya kavuşması için hükümet üzerine düşeni yapmalı ya da yapılması için sendikaların ortaya koyduğu vizyona teminat sağlamalıdır” dedi.