EkonomiInstagramKıbrısManşetSiyaset

Akansoy: Aman AKSA zarar etmesin!

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Sekreteri ve Milletvekili Asım Akansoy, AKSA ile imzalanan Kalecik III Sözleşmesi‘ndeki tüm maddeleri sırasıyla değerlendirdiği konuşmasında, bunun “amacını aşan” bir sözleşme olduğunu söyleyerek, üstüne üstlük yapılan ihalesiz alımlarla da ülkenin uğratıldığı zarara işaret etti

Akansoy: Ülkenin stratejik öneme sahip önemli kurumlarını tek tek yok etmeye yemin etmiş durumdalar

UBP-DP-YDP Hükümetinin talebiyle dün olağanüstü toplanan Meclis Genel Kurulu‘nda konuşan Akansoy, atanmış hükümetin Kıbrıslıtürklerin stratejik öneme sahip önemli kurumlarını tek tek yok etmeye yemin etmiş durumda olduğunu söyledi.

Akansoy, “Ulaşım ve enerji gibi alanlar bir halkın tartışmasız hakimiyet kurması gereken, belirleyici olması gereken yerlerdir. Bu konu bir toplumun toplumsal varlığı ile, bağımsızlığı ile, kendi kendini yönetmesi ile doğrudan bağlantılıdır. Her ülkenin kendi özgün koşullarına göre, halk adına devletin bu alanlar üzerindeki etkisi çok yönlü bir şekilde belirleyici olmalıdır” dedi.

Akansoy’un konuşmasının satır başları şöyle;

“Kamunun yararı ancak yönetsel yapının özerkliği, bağımsızlığı, hizmet vereceği halkın iradesi ile doğrudan ilintilidir. Burada toplumların demokratik gelişmişlik düzeyleri ve ülkede hukukun üstünlüğüne dayalı bir sistem olup olmadığı da bu süreçlerde etkileyici unsurlar olarak karşımıza çıkar.

Ülkemizdeki enerji sorunu, insanlarımızın hem cebini hem de canını yakmaktadır. Bugün elektrik faturaları karşısında ezilen halkımız, her pahalı elektrik tüketmek zorunda kalıyor hem de atanış hükümetin yönetsel zaafiyetleri yüzünden kesilen elektriklerle ciddi anlamda bir kaosa doğru yol alınmaktadır.

Tüketici yanında üretici, küçük esnaf, sanayici, asgari ücretli yani toplumun çok büyük bir çoğunluğu bu beceriksizliğin, iradesizliğin faturasını ödemektedir.

Yöntem bellidir; kamu kurumlarını önce zayıflat, sonra işlevsiz hale getir ardından satılması gerektiğine dair toplumsal algı oluştur ve en sonunda da halkı çaresizlik çemberine alarak sat. Ya parçala ve sat, ya da böl ve sat. Hem de ihalesiz bir şekilde.

İhalenin olmadığı yerde ne var? Buyurun bir ortaokul sorusu size; Bir satışta veya alımda ihale yoksa ne var?
Siyasi rant var.Bu kadar açık. Buraları yönettiklerini iddia edenler, bundan hiç rahatsız olmayacaklar.

Örneğin elektrikte yıllarca özelleştirme istediniz; üretim iletim ve dağıtımın fonksiyonel anlamda ayrıştırılmasını istediniz; uzun süredir kablo kablo dediniz, fizibilite isteyenleri bunu sorgulayanları düşman ilan ettiniz;
biz yönetelim, ortak enerji planlı hazırlayalım diyenleri ötekileştirdiniz.

2019’dan itibaren bilinçli bir şekilde Kıb-tek’deki santrallerin bakım ve onarımlarını yapmadınız; Kıb-tek’i bilinçli bir şekilde zayıflattınız; döndünüz yine kablo gelecek başımız göğe erecek dediniz ve çift yönlü olacağını halka  yalan söylediniz.

Yani bizim ürettiğimiz enerji fazlasını güneye olduğu gibi Türkiye’ye de satabileceğiz yalanı ile karın doyurmaya kalktınız.

Size Kamu İhale (Değişiklik) Yasası’nın neden yapılmaması gerektiğini bunun Kıb-tek’i satmak, üretimden koparmak, peşkeş çekmek anlamına geldiğini söyledik, yine yalan söylediniz hayır biz oraya yani Kıb-tek’e yatırım yapacağız dediniz.

Sürekli bir yalan dünyası; işiniz beceriksizlik, işiniz yalan işiniz bu halkın değerlerini satmak yok etmek…

Sayıştay Başkanlığı’nın, şaibelerle anılan Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nun Kasım 2021-Eylül 2022 tarihleri arasında gerçekleştirdiği akaryakıt alımlarına ilişkin denetim raporu ortada.

Söz konusu raporda, Kıb-tek’in Kamu İhalesi Yasası kapsamı dışında, fazladan 6 milyon 747 bin 535 dolar ödeyerek alımlar yaptığı vurgulanıyor.

Rapora göre, Maliye Bakanlığı tarafından ihale sürecinin başlatılmasına yönelik önergenin zamanında Bakanlar Kurulu’na sunulmaması nedeniyle farklı firmalardan 26 Haziran-20 Eylül 2022 tarihleri arasında, Kamu İhale Yasası’na aykırı şekilde toplam 54 milyon 317 bin 626 Dolar tutarında yakıt alındığı belirtildi.

Eğer yasaya uygun şekilde yapılsa idi, bu tutarın 47 milyon 575 bin 535 Dolar olacağı belirtilerek, kurumun 6 milyon 742 bin 93 Dolar daha fazla ödeyerek alım yaptığının saptandığı vurgulandı.

Soru şudur; bu aradaki farklar nerededir, kimin cebindedir?

Rapora göre Sayıştaylık, tespit edilen yasa aykırılıklarını, hukuki açıdan değerlendirilmesi adına konuyu Başsavcılığa hava edecekti. Ne oldu? Başsavcılık ne yapıyor?

Temmuz 2022; CTP Başbakanlıkta…

Başbakanlık’tan ihalesiz akaryakıt alımına ilişkin bilgi ve belgeleri aldı ve alımlara ilişkin inceleme yaptı, bulgularını kamuoyu ile paylaştı.

Bakanlar Kurulu kararı ile gerçekleştirilen 4 parti ihalesiz yakıt alımı ile fazladan 4 milyon 615 bin 896 Dolar, yani 79 milyon 393 bin 411 Türk Lirası ödendiğine vurgu yaptı.

‘Taşımacıkta da 3 buçuk kat fazla ödenmesiyle birlikte, toplamda 4 milyon 615 bin 896 Dolar zarara uğratıldık hali hazırda’ diyen Erhürman, Merkezi İhale Komisyonu’nun ihaleye çıktığını ancak o ihale tamamlanıncaya dek en az iki ay daha ihalesiz akaryakıt alınacağını ve alınacak en az 60 bin ton yakıtla, zararların devam edeceğine işaret etti.

Ülkeyi yönettiğini iddia eden gayrı meşru Hükümet’in yarattığı zararlar, tek tek açıklandı. Tüm örnekler sizin bilinçli bir şekilde yarattığınız kaosu gözler önüne sermek hatırlatmak içindir.

Gelelim, KALECİK III SÖZLEŞMESİ DEĞERLENDİRMESİ

İmza tarihi 19 Temmuz 2023

Gelin sonda söyleyeceğimi başta belirteyim; Kalecik III Sözleşmesi olarak anılan bu sözleşme elektrik enerjisi Üretiminin tamamen AKSA’ya devredileceğine dair bir belgedir. İhalesiz 15 yıl mevcut durumun uzatılması değil sadece, AKSA enterkonnekte kablo çekilecekse onun da tüm haklarına sahip olacak.

Mevcut santrallerin daha çevre dostu bir yakıt olan LNG’ye dönüşümü için de AKSA’ya kıyaklar sağlanmıştır.
Oysa Kablo ve LNG’nin her ikisi de yüksek yatırım maliyetli işlerdir. Neden bu şekilde bir akılsızlığa tevessül ediliyor.

Bu sözleşme şartlarına bakıldığında; Kablo yatırım maliyeti ve geri ödeme süresi dikkate alındığında (800 MW için 450 milyon Dolar), mevcut santrallarla ve çok az yatırım ile (2×17,5 MW için yaklaşık 15 milyon dolar)… Burada ekonomik değerlendirme ya da sizin deyiminizle ekonomik akıl nerede?

Eğer kablo konusu siyasi bir motivasyon ile yapılacak ise ona çok daha fazla kazançlar sağlayacak bir anlaşma yapılacaktır.

Şunu çok açık belirtmekte yarar var. Kim ne derse desin ENTSO-E’den izin alınmadan, çift yönlü kablo asla söz konusu olamaz. Birbirimizi kandırmayalım.

Bu izni de alamayacaksınız. Ben yaptım olur ile çift yönlü bir kablo söz konusu olamaz.

Kalecik III, genel olarak Kalecik II Sözleşmesi’nin aynısıdır. İlave değişiklikler yapılmıştır. En önemli ilavesi enterkonnekte sistemi de içermesidir.Bu çerçevede, tespit ettiğimiz noktaları genel olarak maddeler halinde sıralamaya çalıştım;

1. Giriş kısmı 2. Paragrafta sözleşme dayanağı olarak, yakın zamanda yapılan kamu ihale yasası değişikliği olduğu açıkca yazılmıştır. Kamu İhale Yasasındaki madde ise, adrese teslim bir yasa düzenlemesi yapıldığı ortaya koymaktadır.

2. Amaç başlıklı Madde 1’de enterkonnekte konusunda sadece “fizibilite raporunun hazırlanması ve makamlara sunulması “ denilmesine rağmen ileriki maddelerde bu projenin AKSA’ya verileceğinden ve bu enterkonnekte projede AKSA’nın dizel jeneratörlerden elde ettiği haklarının korunacağından bahsediyor.

3. Ayrıca Madde 19.9 LNG’ye de dönüşümden bahsediyor ve adres yine aynı firma.

4. Sözleşme ile AKSA 2×17,5 MW santral kuracağını taahhüt etmektedir ve Madde 10’da da kurulum tarihleri mevcuttur ancak bu santralların gireceği binalara ilişkin inşaata başlamak için ÇED raporu şartı vardır. Yine aynı maddenin son paragrafında Kıb-Tek istemesi durumunda AKSA 2×17,5 MW jeneratörü de yedek güç olarak kuracaktır. Ancak AKSA aynı paragrafta kurulumu yapmaz ise ceza almayacağını yazıyor.

5. Madde 19.9’da Kıb-Tek Yönetim Kurulu kararına bağlı AKSA’nın LNG ye geçmesi istenecek diyor. Ancak bu durumda AKSA’nın yapacağı yatırımı karşılamak için sözleşme süresini ve içeriğini değiştirme taahhütü verilmiştir.

6. Madde 19.10 KKTC ile TC arasında enterkonnekte kablonun yapılmasını düzenlemektedir. Dolayısı ile ortada bir fizibilite ve maliyet çalışması yokken bu işin de AKSA’ya verileceği taahhüt edilmiştir. Madde 19.10.4’te kablo konusunun ihalesiz bir şekilde AKSA’ya verileceği yazılmaktadır.

7. Madde 19.10.5 Enterkonnekte sonrası adanın tüm elektriği kablodan olacak demektedir. Dolayısı ile %100 enerji üretimi AKSA’ya geçmektedir. Bu madde Bakanlar Kurulu kararında olan %49 – %51 oranlarını da yok saymaktadır.

8. Madde 19.10.7 enterkonnekte sonrası tüm üretim AKSA’ya geçmesi yetmezmiş gibi Kalecik tesisleri için de hazırda yedek bulundurma karşılığı olarak kira ödemesi yapılacaktır.

9. Sözleşme içerisinde enterkonnekte sistemin çift taraflı çalışacağı veya ileride değişebilecek üretim maliyetleri ile daha pahalıya enerji gelmesi halinde ne olacağı belirtilmemiştir. Tam tersine kablonun da alım garantili bir sözleşme olacağı görülmektedir. Madde 19.10.9 bunu açıkça belirtmektedir.

10. Faturalama Madde 26.2’de ABD doları olarak düzenlenecek deniyor. Dolayısı ile AKSA’nın değer kaybeden TL karşısında korunması sağlanırken, ülke geneli TL ısrarı ile eziliyor.

11. Mevcut sözleşmede (kalecik II) 4,3 c/kWh olan kira bedeli 3,5 c/kWh’a indirildiği görülüyor ancak, 2009 da Kalecik II imzalanırken mevcut makineler 6-7 yaşlarında idi. Ancak şimdi mevcut makinelerin 20 yaşlarında olduğu ve kendilerini ödeme veya amortisman bedellerini çoktan çıkardığı düşünülürse 3,5 c/kWh kira bedeli çok yüksek olduğu net bir şekilde söylenebilir.

12. Ek 1 Fiyat Dağılım Tablosunda; kira bedeli 3,5 c/kWh ve yakıt bedeli de 6,177 c/kWh olmak üzere toplam 9,68 c/kWh görünüyor (bu durum kalecik II’de de aynı idi). Ancak hizmet bedeli olan kira bedeli + yakıt bedeli hesaplamaları ve uygulanacak eskelasyonlar Madde 24 altında düzenlenmektedir. Kira bedeli olarak görülen 3,5. c/kWh’e her yıl Ocak ayında ABD “Yıllık Tükedici Endeksi) ile eskelasyon uygulanacaktır.

Aynı şekilde yakıt bedeli de yine madde 24 altında “Yakıt Eskelasyon Förmülü” başlığı ile detaylandırıldı. Dolayısı ile sözleşme Ek1 Tablosunda görülen toplam 9,68 c/kWh rakamı aslında güncel yakıt bedelleri hesaplanırsa yaklaşık 18,5 c/kWh olarak hesaplanabilir.

“Kıbtek’te vurgunu önleyeceğim, kablo ile ucuza elektrik getireceğim” yalanı ile tarihin en büyük vurgununa, dünyanın en pahalı elektriğine mahkum edecek, vatandaşın kanını emecek bir sözleşmeye imza attılar.

Bilinçli ve organize bir biçimde enerji konusunda yatırım yapmayan bunun yerine Kamu İhale Yasası’nda değişiklik yaparak ihaleleri iptal eden, doğrudan ve adrese teslim alımların önünü açan, ihalesiz alımlarla Kıb-tek’i milyonlarca dolar zarara uğratan UBP-DP-YDP Hükümeti, halktan gizli bir şekilde, aldığı talimat doğrultusunda, yangından mal kaçırır gibi kamuoyuna hiçbir bilgi vermeden AKSA ile sözleşme imzalamıştır.

Kıb-tek’e itibar suikastlığı yaptıran, oluşan elektrik kesintileri ile halkı bezdiren ve bu kesintilerin nedenini Kıb-tek’te alın teri döken çalışanların üzerine atmaya çalışan sözde hükümetin AKSA ile imzaladığı sözleşmenin koşulları, beklenilenden çok daha kötüdür.

Hükümet, AKSA şirketinin ortağı ve temsilcisi gibi davranıyor. 15 yılda bu ülkede elektrik faturası ödeyen herkesin cebinden fazladan çıkacak olan 1 milyar dolara yakın para, AKSA’nın kasasına girecektir.

Dolar üzerinden imzalanan sözleşme; ilgili şirketin kurulu santrallerinin bedelinin tümünü 1 yıl içerisinde bu halka ödetecek bir rantın ve peşkeşin belgesidir. Sözleşme ile maliyet artışları da elektrik fatura bedelleri de katlanarak artacaktır.

Sözleşmeye eklenen ‘kablo’ kelimesi, ilgili maddelerde yapılan kelime oyunları; elektrikte kesintisiz üretimi ve kapasite arttırımını değil, vatandaşın cebindeki parayı gasp ederek AKSA’nın kasasına koymayı hedeflemektedir. Bunun adı düpe düz vurgundur, peşkeştir, siyasi ranttır.

Kalecik III Sözleşmesi madde madde değerlendirme;

1. Amacını aşan bir sözleşme!

2. 3.21 Kira bedeli (daha sonraki maddelerde maliyeti değerlendirilecek) enterkonnekte geldiği zaman “ek sözleşme yapılarak belirlenecek” deniliyor. Neye göre? Kaç yıllığına? Maliyetlerimizi nasıl etkileyecek?

3. 3.24 ilk paragraf enterkonnekte, elektrik enerjisi alış-verişidir diyor. Ama ilerideki maddeler böyle söylemiyor.

4. Madde 9 vergiler. İlk paragraf. “İlave edilecek üniteler için vergi muafiyeti KIBTEK tarafından sağlanacaktır” deniliyor, KIBTEK vergi muafiyeti sağlayabilecek bir kurum değil! Makinalar geldi, vergi muafiyeti sağlanamadı sağlanamayacak. Elektriksiz mi kalacağız?

5. 19.9 LNG’ye geçiş KIBTEK ve AKSA için eş zamanlı olma zorunluluğu getiriyor. AKSA’ya kurulacak sistem, LNG depolama.. vs maliyetler için ek sözleşme ve süre istenecek !!!

6. 19.10 ÇOK ÖNEMLİ!!! ENTERKONNEKTE İŞİNİ İHALESİZ AKSA ALACAK. Rekabet yok 600 milyon $ üzeri bir yatırımın ilgili şirkete peşkeşi ve bunun yaratacağı mali külfeti bu halkın ve işletmelerin ödemesi demek. Siz bir santral kiralama sözleşmesi imzalıyorsunuz ama 5 yıl sonraki bir işi ihalesiz bir şirkete peşkeş çekiyorsunuz? Neden?

7. 19.10.4 enterkonnektede yine kira bedeli olacak, bütün yatırımı faizi ile, karı ile bu halka ve işletmelere ödettirecekler

8. 19.10.6 “kablo gelince bütün elektrik kablodan sağlanacak” diyor. Hani alış-verişti? İmzalanan sözleşmenin bu maddesi güneş enerjisini kullanmamıza izin vermeyecek. Hani TC’ye solardan enerji üretip satacak ve enerji maliyetlerimizi düşürecektik?

9. 19.10.7 son cümlesi. Kablo geldi, kalecikte aksa’nın makinalarına “yatış parası” ödeyeceğiz.

10. 19.10.8 ÇOK TEHLİKELİ!!! Enterkonnekte geldi, AKSA’nın hakları korunacak yani fahiş kira bedeli de korunacak anlamı taşıyor. TC’den spot piyasadan elekrik alsak bile bizim enerji maliyetlerimizi katlayacak.

11. 19.10.9 yukardakinin devamı

12. Madde 26 ödemeler. Önceki sözleşmede, her ay fatura kesilir, TL’ye çevrilir ve ödenene kadar üzerine yasal faiz işlerdi.

Şimdi ise Kıb-tek’in borcu dolar kalacak ve ödeme tarihinden bir gün önce TL’ye çevrilecek. Aman AKSA zarar etmesin. Bir önceki protokolde TC ile TL’nin kullandırılmasının yaygınlaştırılması için anlaşma imzaladınız. AKSA için geçerli değil mi?”











Başa dön tuşu