Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis‘in yakın zamanda resmi olarak açıklayacağını söylediği ve Rum basınına da yansıyan Kıbrıslıtürkler için “Güven Yaratıcı Önlemler” paketi açılımının fayda sağlayabilmesi için samimiyetle yapılması gerektiğini kaydetti, aradaki dengenin sağlanması için de Cumhurbaşkanlığı’nın hangi tedbirleri aldığını sordu
Özersay: Bu adımlar atılır mı, kapsamı ve içeriği ne olur şimdiden kestirmek güç
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Özersay, Kıbrıs Rum liderliğinin Kıbrıslı Türklere dönük olarak tek yanlı “güven yaratıcı önlem” adı altında bazı açılımlar yapacağının, hem kendisi tarafından dile getirildiğini hem de Rum basınına yansıdığını söyleyerek, “Bu adımlar atılır mı, o gün geldiğinde kapsamı ve içeriği ne olur şimdiden kestirmek güç” dedi.
Özersay, konuyla ilgili görüş ve sorularını da şöyle sıraladı;
1) Basına yansıdığı kadarıyla bu adımlara bakıldığında bir bölümünün zaten insanların HAKKI olan şeylerin onlara bir LÜTUF gibi sunulmaya çalışıldığı görülmektedir;
2) Üstelik kimisi bugün AB üyesi kabul edilen ama Kıbrıslı Rumların kontrolünde olan güney Kıbrıs’ın iç hukukundan, kimisi de genel insan haklarından kaynaklanan bu hakların KEYFİ şekilde sınırlandırılacağı mesajı da verilmektedir;
3) Bu adımların yürürlüğe konulup konulmayacağı konusunda “Pile’deki gelişmelerin belirleyici olacağı”, çünkü son başkanlık seçimlerinde Hristodulidis’e destek veren kilise ve bazı siyasi partilerin bundan rahatsızlık duydukları da satır aralarında vurgulanmaktadır.
4) Belli ki Kıbrıs Rum liderliği bu konuları da değerlendirmek üzere 1 Eylül’de Rum Ulusal Konsey’ini topluyor.
Peki bizim Cumhurbaşkanlığımız siyasi parti yetkililerini ve/veya bu konularda katkı sağlayabilecek olan isimleri bir araya getirecek bir veya birkaç toplantı yapmayı düşünüyor mu? Görüş alış verişinde bulunarak bu olası adımlara ve özellikle de yetişmiş iş gücünün, sağlık ve benzeri temel hizmetlerin karşılanmasının, genel anlamda ekonominin ve vatandaşların aidiyet duygusunun güney Kıbrıs’a kaymasını önlemek için geç kalmadan bir adım atmayı düşünüyor mu?
Bu türden açılımların fayda sağlayabilmesi için samimiyetle yapılması, dengeli ilerlemesi, bizim de bu dengeyi sağlayabilecek bazı tedbirler almamız şarttır.
Aksi halde kayıtsızlık hali ya da demagoji, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Rum devletine dönüşen Kıbrıs Cumhuriyeti’ne entegre edilmesini, yani bir dönem ‘osmosis’ olarak tarif edilen ve korkulan sürecin yaşanmasını hızlandıracaktır.
Özetle Cumhurbaşkanlığı iş işten geçmeden, geç kalmadan bu konularda katkı koyabilecek kişilere ve kurumlara, geçmişte olduğu gibi özellikle de siyasi partilere acilen danışmalıdır diye düşünüyorum.
