2016 yılında KKTC polisi içinde başlatılan bir FETÖ soruşturması… Kimlerin hazırladığı bilinmeyen onlarca, yüzlerce kişilik “FETÖ’cü Polis” listeleri… Teşkilatın en iyi eğitimli 3 üst düzey polis mensubunun kendileri rakip görenler tarafından “şüpheli” denilerek açığa alınması… Yanıltılan Güvenlik Kuvvetleri Komutanları… Yıllardır tek bir suç dahi “yapıştırılamadığı” için bilinçli şekilde Mahkemeye götürülmeyen dosyalar… Ekonomik, psikolojik ve sosyal açıdan sıfırlanmak istenen polislerin hak mücadelesini duymayanların sessizliği…
İki senedir açıktalar ama haklarında tek bir delil yok!
Türkiye’de 2016 yılında gerçekleşen 15 Temmuz “darbe girişimi”nden sonra KKTC polisi içinde aynı yıl başlatılan bir “FETÖ soruşturması”, 2017 yılında bazı polislerin kendisine rakip olarak gördüğü iyi eğitimli ve yüksek rütbeli polisleri tasviye aracı olarak kullanmaya çalışmasıyla ve bu krizi bir fırsat olarak görmesiyle tam bir fiyasko ve hak ihlaline dönüştü.
Önümüzdeki günlerde ilk Mahkemesi görülecek olan 3 üst düzey polis mensubunun hak arayışı ise yıllardır sürüyor. Bu polisler hakkında ne bir delil ne bir ispat ne de dişe gelir bir suçlama bulunuyor.
Bu 3 polisin ortak özelliği ise 4 yıllık akademi mezunu olması, tahsillerinin de master/doktora düzeyinde olması, her birinin Müdür konumunda olması ve ileride kimisinin PGM Müdürü kimisinin de PGM Müdür Yardımcısı gibi görevlere getirilecek olmasına kesin gözüyle bakılması.
Bu 3 polis de iki seneyi aşkın süredir, haklarında tek bir delil olmadığı halde açığa alınmış durumda.
Düzmece olduğu düşünülen bir dava; ekonomik ve psikolojik açıdan işkence edilen 3 üst düzey polis…
Her biri evli ve çocukları olan 3 polis, ek iş yapma yasağı nedeniyle gerçek maaşlarının 3’te 1’ine dahi denk gelmeyen bir parayla (asgari ücretin altında) geçinmeye mahkûm bırakılmış şekilde o gün bugündür evlerinde oturuyor.
Giderlerini dahi karşılayamaz duruma getirilen polisler, eşlerinin ve aile yakınlarının desteğiyle hayatlarını idame ettirirken, basına konuşma yasağı nedeniyle de haklarını kamuoyu desteği alarak arayamıyor.
Sadece işlerinden değil adeta sosyal hayattan da tecrit edilen polisler, kendilerine karşı kurulan ve “düzmece” olduğu izlenimi her geçen gün kuvvetlenen bir dava nedeniyle itibarsızlaştırılma ile karşı karşıya bırakılıyor, psikolojik açıdan baskı altında tutularak mücadele azimleri düşürülmek isteniyor.
Onlar hakkında “uydurma” dosyalar hazırlayanların kimileri onların boşluğundan yararlanarak teşkilat içinde yükselirken, kimileri ise emekli olarak vicdan rahatlığıyla torunlarını seviyor.
Delil yok, ispat yok, bahane çok: “Oradan bir şey bulamadık, bari buradan yargılansınlar”
İşte bu 3 üst düzey polis mensubu, yıllardır haklarını savunmak için Mahkemeye çıkartılacakları günü bekliyor.
Ancak iki senedir devam eden tecrit dönemi; bulunmayan o deliller, ispatlanamayan o suçlar nedeniyle “Polis-Savcılık” marifetiyle çeşitli bahaneler sunularak uzatılıyor, dosya bir türlü Mahkeme huzuruna getirilmiyor.
Hal böyle olunca; FETÖ’cülükten haklarında ortaya koyulacak tek delil bulunmayan polislerle ilgili; 10 yıllar önce “izinsiz karakoldan ayrıldı” gibi iddialarla yeni davalar açılıyor, adeta “Oradan bir şey bulamadık, bari buradan yargılansınlar” denilerek kişisel hırs ve intikam duyguları ve akla hayale sığmayan gerekçelerle süreç uzatıldıkça uzatılıyor.
Dava nihayet başlıyor
İşte bu “krizi fırsata çevirmek” isteyenlerin yarattığı adaletsiz süreçte önümüzdeki günlerde yeni bir döneme girilecek ve nihayet dava görüşülmeye başlanacak.
Bizzat amirleri tarafından da yalnızlaştırılan polislerin “FETÖ” davalarına basın da çok ilgi göstermiyor. Bunun elbette birkaç sebebi var.
Bunlardan biri; polislerinin basına konuşamaması ve ailelerin de bu baskı ortamından payını alması.
Ancak en etkili sebebin; teşkilat içindeki “istikballeri” için kendi mesai arkadaşlarına bu süreci hazırlayanların, sivildeki herhangi biriyle ilgili yapabileceklerinin kestirilememesi.
Özgür Gazete olarak başından bu yana takip ettiğimiz ve haberlerini yapıp kamuoyuna aktardığımız süreçle ilgili yeni başlayacak yargı sürecini takip edecek ve yaşananları da bire bir okuyucularımızla paylaşmaya devam edeceğiz.
“ADALETİN PEŞİNDE 3 POLİS” yazı dizisinin “ANAHTAR YENİ GKK KOMUTANININ ELİNDE” başlıklı ikinci bölümünü yarın gazetemizden takip edebilirsiniz.