InstagramKıbrısManşetSiyaset

Hakkında FETÖ soruşturması olan polis, ışık hızıyla nasıl öğretmen yapıldı!




Dönemin Siyasi Polis Müdürü’nün; FETÖ soruşturmasıyla ilgili gelen “bilgi notunuPolis Genel Müdürü‘ne (PGM) aktarmadığı gerekçesiyle “Görevi İhmal” ve “Görevi Kötüye Kullanma” suçlarından yargılandığı davanın dünkü duruşmasında, Savcılığın dinlettiği bir tanık davanın ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi…

Düzmece davalar, Soyalan dönemi…

PGM’de 2016 yılında başlayan, 2017 yılında polisin kendi içinde “rakip eleme” alanına dönüştürülen, Ahmet Soyalan’ın PGM Müdürü olduğu dönemde de delilsiz, ispatsız ve yükselmesine kesin gözüyle bakılan üst rütbeli polislerin içine katılarak iyice sulandırılan sözde “FETÖ” davaları; dün gerçekleştirilen duruşmayla içinin ne kadar boş olduğunu bir kez daha kanıtladı.

Açığa alınarak, birçok insan hakkı ihlaline uğrayan, açlık sınırının altında bir maaşla yaşamaya mahkûm edilen, itibarsızlaştırılmak için medyada “FETÖcülükten yargılanıyorlar” algısı yaratılmaya çalışılan 3 üst düzey polis mensubunun 2 yıldır bilinçli şekilde Savcılık tarafından Mahkeme aşamasına getirilmeyen davalarına geçtiğimiz haftalarda başlandı.

O polislerden biri olan dönemin Siyasi Polis Müdürü V.A’nın, 3 Ekim’de başlayan davasının üçüncü duruşması dün Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde yapıldı. Daha önceki iki duruşmada Savcılık, eski istihbarat şubesi çalışanı iki polisi tanık olarak dinletmiş, şubenin çalışma tarzı ile ilgili sorular sormuştu.

Savcılığın davayla ilgili dinleteceğini söylediği onlarca tanıktan üçüncüsü olan kişinin kim olduğu da V.A’nın avukatı Mustafa Şener’in Mahkemedeki sorgulamasıyla ortaya çıktı. Mahkemede yaşananlar tarihe not düşülmesi gereken anlara dönüştü.

İlçelerden gelen ham bilgi ciddi bir süreçten geçiyor

Savcılık V.A’nın yargılandığı davanın ilk iki duruşmasında emekli Siyasi Polis Müdürleri Ahmet Demirkaya ve Cemal Gürsel Nuray’ı tanık olarak dinletti ve iki emekli polise Siyasi Şube ve Siyasi Polis Müdürlüğü’nün nasıl çalıştığına dair sorular sordu.

Tanıklar genel olarak; İlçe karakollarındaki Siyasi Şube Amirliklerinden Siyasi Polis Müdürlüğü’ne; ham ve üzerinde çalışılması gereken bilgiler geldiğini, Müdürlükte kurulan masalarda bu ham bilgilerin işleme tabi tutulduğunu, analizlerinin yapıldığını, arşiv kayıtları ile karşılaştırılarak bu bilgilerin zaten Müdürlükte var olup olmadığının araştırıldığını, bu bilgilerin teyidi ya da tekzibi için gerekirse bilginin geldiği ilçe karakollarından ek bilgiler talep edildiğini ve belli bir süre alan tüm işlemlerin sonunda çıkan sonucun yani üretilen istihbaratın da Siyasi Polis Müdürü tarafından Polis Genel Müdürü’ne aktarıldığını ve onun bilgi ve talimatıyla da diğer yetkili mercilere gönderildiğini anlattı.

Yani polisler, şubenin çalışma prensibinde ilçe karakollarından gelen bilginin sağlam bir süzgeç sürecinden geçtiğini, direkt PGM Müdürü’ne verilmediğini ifade etti.

Savcı geçen hafta tanığı neden Mahkemeye sokmadı?

İlk iki duruşmada, iki emekli polisi tanık olarak dinleten Savcılık, üçüncü tanığını dinleteceği 12 Ekim’deki duruşmada ilginç bir tavır sergilemiş, tarafların Mahkeme salonunda yerlerini almasına ve Savcılığın tanığı olan kişi Mahkemeye gelmesine rağmen ilgili tanık Savcılık tarafından Yargıç önüne çıkarılmamıştı.

Yargılanan dönemin Siyasi Polis Müdürü V.A’nın avukatı Mustafa Şener, tanığın Mahkemeye çıkarılıp dinletilmesi için çaba göstermiş hatta tanığın Savcının odasında tahkikat polisi ile birlikte olduğunu gördüğünü Mahkemeye aktararak bunun nedenini sormuştu.

Savcılık ve savunma tarafı arasında da tartışmalara neden olan bu “ilginç” gelişme sonrası Savcılığın tanığı bir anda ortadan kaybolmuş ve dava bu tanığın dinlenmesi için 18 Ekim’e ertelenmişti.

İşte; o tanık dünkü duruşmada dinlendi.

Savcının tanığı: Eski polis yeni öğretmen Özgür Türk

Duruşma başladıktan kısa süre sonra tanık olarak Savcılık tarafından Mahkemeye getirilen kişinin Özgür Türk adlı Mağusalıeski bir polis”, 4 yıllık da öğretmen olduğu anlaşıldı.

Türk, polislikten 4 yıl önce ayrılarak sürpriz(!) bir şekilde öğretmen olarak atanmış ve şu anda da Canbulat Özgürlük Ortaokulu’nda görev yapıyor.

Duruşmada 15 yıl boyunca polislik yaptığını ve bunun büyük bölümünü de Mağusa Karakolu’nun Siyasi Şube’sinde bir istihbarat polisi olarak geçirdiğini söyleyen Türk, Türkiye’de gerçekleşen 15 Temmuz 2016 darbesi sırasında da yine bu görevde olduğunu anlattı.

Henüz duruşmanın başında Savcının sorduğu sorulara cevap vermekte zorlanan Özgür Türk’e Savcı Behrat Mavioğlu’nun “Rahat olun” telkininde bulunması, 15 yıl istihbaratta görev yapan ve şimdi de çocuklara ders anlatan öğretmen pozisyonunda bulunan Özgür Türk’le ilgili ilk izlenimi de duruşma salonundakilere vermişti.

Dini gruplar ve cemaat yapılanmalarıyla ilgili yıllarca çalıştı

Türk de diğer tanıklar gibi şubenin çalışma prensibini kendi bulunduğu konuma göre anlattığı ilk cevaplarında, kendisinin sadece amirinden gelen bilgiler ışığında araştırma yaptığını ve bunun sonucunda da ya “bilgi notu” ya da “rapor” hazırladığını belirtti.

15 Temmuz öncesi de “dini gruplar” ve “cemaat yapıları” ile ilgili amiri istedikçe bilgi topladığını anlatan Türk, bu dönemde de 18 ayrı grup hakkında çeşitli istihbarat çalışmaları yaptığını, Kıbrıs’ın kuzeyinde 21 Temmuz 2016’da “yasa dışı örgüt” ilan edilen FETÖ/PYD yapılanması çerçevesinde de çalıştığını ifade etti.

Bilgi notu/rapor

Türk, davaya konu olan ve davalı V.A’nın eline geçtiği halde üstlerine bildirmediği ileri sürülen raporu da çalıştığı dönemde şube amiri olan Ali Kemal Saydam’ın talimatıyla “bilgi notu” olarak hazırladığını söyledi.

Bilgi notu” ve “rapor” arasındaki farkın da; acil ve daha önemli konularda hazırlanan çalışmanın “bilgi notu”, amirin talebi üzerine de aynı konuyla ilgili yapılan bir diğer çalışmanın da “rapor” olarak adlandırılmış olması olduğunu söyledi.

Hazırladığı bu bilgi notu ya da raporlarda, adını yazdığı kişilerle ilgili bilgileri de birkaç ayrı yerden teyit ettirerek yazdığını anlatan Türk, çünkü insanların hayatlarıyla oynanmaması gerektiğini, bu yüzden bilgilerin farklı noktalardan teyit edilerek rapor ya da bilgi notuna yazıldığını söyledi.

Türk, raporun sadece kendi amirine verildiğinden emin

Türk, FETÖ/PYD yapılanmasının Kıbrıs’ın kuzeyinde de “yasa dışı örgüt” ilan edilmesinin yani bu yapılanmanın içinde olanların bir yasa tahtında suçlanabilmesinin önünün açıldığı (Öncesinde raporlanan ve bu örgüt içinde faaliyet gösteren kişilere, Kıbrıs’ın kuzeyinde suçlama yapılamıyor) 21 Temmuz sonrası, amirinin kendisine 10 kişilik bir şüpheli polis ismi listesi verdiğini ve araştırmasını istediğini belirtti.

Hazırladığı çalışmayı bilgisayar ortamında yazdığını ve kaydettiğini belirten Türk, bu çalışmanın bir çıktısını alıp amirinin yardımcısı polise verdiğini ve onun da kendi amirine ilettiğini savundu ancak hiyerarşik olarak raporun ilerlemesi konusunda emin olduğu tek şeyin, raporu kendi amirine vermiş olması olduğunu da belirtti.

Avukat Şener’in itirazı: Bu fotokopi bilgisayar çıktısı emare olamaz

Savcı Behrat Mavioğlu’nun, 10 sayfalık ilgili rapor/bilgi notunun Mahkemeye emare olarak sunmak istemesiyle duruşmada ilginç anlar yaşanmaya başladı.

Çünkü dönemin Siyasi Polis Müdürü V.A, bu rapor/bilgi notuyla yargılanacak ve Özgür Türk’ün sadece kendi üst amirine verdiğinden emin olduğu bu rapor/bilgi notunun V.A tarafından PGM Müdürü’ne iletilmediği ileri sürülecekti.

V.A’nın avukatı Mustafa Şener bu noktada yaptığı itirazda; ilgili dokümanın bir fotokopi olduğunu, aslının olmadığını, başlıksız, gayri resmi ve bilgisayarın “Word” programında hazırlandığını, fotokopi üzerine de Savcılık eliyle Özgür Türk tarafından imza attırıldığını, bunun bir emare olarak kabul edilmesi durumunda dokümanın Mahkemede okunacağını ve burada adı yazılı olan 35 polisin isminin herkes tarafından duyulacağını, bunun da “Özel Hayatın Gizliliğine” aykırı olacağını ve suç işleneceğini savundu.

Savcılığın tanıdığı Özgür Türk, V.A’yı övdü

Savcı Mavioğlu’nun rahatsız olduğu bu savunma sonrası karar verilmek üzere Mahkemeye ara verildi ve verilen aradan sonra Yargıç, dokümanın emare olarak kabul edildiğini ancak kapalı oturumda okunacağını söyledi.

Mahkeme salonu sadece iddia ve savunma taraflarının kalacağı şekilde boşaltıldı ve bu sırada doküman okundu.

Sonrasında yine açık şekilde devam eden duruşmada bu kez Savcılığın tanığı Özgür Türk’ü sorgulaması sırası V.A’nın avukatı Şener’e geçti.

Tanık Özgür Türk’ün, avukat Şener’in V.A’nın polis kişiliği hakkında sorduğu sorulara; V.A’nın herkesten çok daha iyi bir polis olduğu, işini titizlikle yaptığı, kimsenin haksızlığa uğramaması için çaba sarf ettiği şeklinde yanıt vermesi Savcılığı bir kez daha rahatsız etti.

Çünkü V.A’yı; kendisine iletilen bir rapor/bilgi notunugizlemekle” suçlayan Savcının tanığı, tam tersine V.A’nın ne kadar iyi ve işini hakkıyla yapan bir polis olduğunu anlatmaya başlamıştı.

Her soruya “bilmem” yanıtını veren Özgür Türk ülkede yıllarca polislik yaptı!

Bu noktadan sonra avukat Şener ve tanık Özgür Türk arasında yaşanan diyalog ise dinleyen herkesi şaşırtan, Savcı Mavioğlu’nu ise oldukça rahatsız eden cinstendi;

Avukat Şener: Siz, FETÖ/PYD ülkemizde yasa dışı cemiyet ilan edildikten sonraki süreçte herhangi bir rapor/bilgi notu hazırlamadınız değil mi?

Özgür Türk: Evet, hazırlamadım.

Avukat Şener: Yani hazırladığın dokümanlar FETÖ/PYD’nin ülkemizde yasa dışı cemiyet ilan edilmesinden önceydi yani dokümandaki bilgileriniz zaten arşivde olan bilgilerdi değil mi?

Özgür Türk: Evet.

Avukat Şener: Size amiriniz tarafından araştırma talimatı verilen bu konuyla ilgili amirinize talimat veren kişi V.A’dır desem ne dersiniz?

Özgür Türk: Bilmem.

Avukat Şener: Siz FETÖ ile ilgili; 2016 yılında 16, 2017 yılında da 21 yani toplamda 37 rapor hazırladınız doğru mu?

Özgür Türk: Bilmem.

Avukat Şener: Siz raporu darbeden önce hazırladığını ancak darbeden sonra amirinize ilettiğiniz değil mi?

Özgür Türk: Evet.

Avukat Şener: Yani bu 2018 yılı olabilir mi?

Özgür Tük: Hatırlamıyorum.

V.A’nın gizlediği söylenen dokümanı zaten arşivdeki bilgilerle hazırlamış!

Bu sorgulama sırasında; avukat Mustafa Şener’in sorduğu soruların büyük kısmına “bilmem” cevabını veren Türk’ün hazırladığı ve V.A’nın da PGM Müdürü‘ne iletmediği iddia edilen dokümanın, aslında hali hazırda Siyasi Polis Müdürlüğü’nde olan arşiv bilgileriyle hazırlandığı Mahkemede anlaşılmaya başlandı.

Yani aslında bu cevaplar; ilk iki duruşmada tanık olarak dinletilen emekli Siyasi Polis Müdürlerinin; şubenin çalışma sistemi hakkında verdiği bilgiye bir dayanak olmuş, Siyasi Polis Müdürü’nün ilçelerden gelen her bilgiyi olduğu haliyle PGM Müdürü’ne iletmediği, belli bir süzgeç ve çalışma safhasına tabi tuttuğu bir kez daha ortaya koyulmuştu.

FETÖ listelerinde şu an Bakanlık ve vekillik yapan kişilerin adı da var!

Avukat Şener’in Savcılık tanığı Özgür Türk’e soruları ve aldığı/alamadığı cevaplar şu şekilde devam etti;

Avukat Şener: Sizin daha önce hazırladığınız bu raporlarda şu anda hali hazırda kabinede Bakanlık yapmaya devam eden iki Bakan’ın ismi var mıydı?

Özgür Türk: Hatırlamıyorum.

Avukat Şener: Herhangi biri değil, bir Bakan’dan bahsediyorum. Yazdığınız bu ismi hatırlamıyor musunuz?

Özgür Türk: Bilmiyorum.

Avukat Şener: Peki, yine adını sizin yazdığınız Mağusa’da bulunan çok ünlü bir inşaat şirketinin sahibi olan iş insanının ismini hatırlıyor musunuz?

Özgür Türk: Onu da hatırlamıyorum.

Avukat Şener: Peki, FETÖ ile ilgili 37 rapor hazırlayan bir polis olarak size “FETÖ nedir?” diye sorsam?

Özgür Türk: Terör örgütüdür.

Avukat Şener: Tamam ama yapılanması nedir? Neler yapar?

Özgür Türk: Ben bilmiyorum, benden ne istenirse onu hazırladım.

Avukat Şener: Yani hazırladığınız listelerde adı geçen insanları neye suçladınız ya da şüpheli olarak yazdınız? Bunu bilmiyor musunuz?

Savcılığın tanığı Özgür Türk bu soruların hiçbirine cevap veremediği ve sürekli “anlamadım/bilmiyorum” dediği için Yargıç bir ara Türk’e müdahale etti ve Avukat Şener‘in ne sormak istediğini bir kez de kendisi Türk’e anlattı ancak alınan cevap yine “Bilmem” oldu.

“Bay Bilmem” Özgür Türk!

Bu soru-cevap bir süre daha devam etti;

Avukat Şener: FETÖ kimi hedef alır?

Özgür Türk: Bilmem.

Avukat Şener: Yapılanması nedir?

Özgür Türk: Bilmem.

Avukat Şener: Bu soruşturma kapsamında hangi eğitim kurumları ya da gazete ve dergiler kapatıldı?

Özgür Türk: Bilmem.

Avukat Şener: Raporda yazdığın Türkiye TV kanallarından “Kanal 7” kapatıldı mı mesela?

Özgür Türk: Bilmem.

Avukat Şener: Raporda adı geçenleri “şüpheli” olarak yazmana gerekçe gösterdiğin “Yenişafak ve Star” Gazetelerini okuyor dediğin bu gazeteleri okumak kişiyi FETÖcü yapar mı?

Özgür Türk: Bilmem.

Savcılığa ağır darbe: Bilgiler zaten V.A tarafından gerekli her yere iletildi

Avukat Mustafa Şener’in sorduğu sorularla ortaya çıkan gerçekler aslında insanların nasıl düzmece sebeplerle FETÖcü ilan edildiğini de ortaya sermişti.

Özgür Türk hazırladığı raporlara “FETÖcü” ya da “Sempatizan” olarak adını yazdığı insanlar için “Kanal 7’yi izliyor”, “Eşinin başı örtülü”, “Yenişafak Gazetesini okuyor”, “Şu polis şu kişilerle herkesin görebileceği şekilde bir yerde yemek yedi” gibi gerekçeler yazmıştı.

Kişiler sadece bu ele avuca gelmez nedenlerle FETÖcü ilan edilmiş ve adları raporlara girmişti.

Şener devam etti;

Avukat Şener: Adını yazdığını kişilerle ilgili ileri işlem yapıldı mı?

Özgür Türk: Bilmem.

Avukat Şener: Siz 10 isim yazdığınız. Peki diğer ilçelerden de gelen bilgilerle bu sayının 35’e çıktığını biliyor musunuz?

Özgür Türk: Bilmem.

Avukat Şener, Savcılığın emare olarak sunduğu bu 35 kişilik listenin, daha önce de anlatıldığı gibi derin bir tahkikat sürecinden geçtiğini, V.A’nın liste ile ilgili çapraz kontrolleri yaptığını, arşivle karşılaştırdığını, arşivlenmesi gerekenleri arşivlediğini ve ileri işlem yapılması gerekenler için de ileri işlem başlattığını, bunun sonucunda 48 kişiye çıkan isim listesinin o dönem bu soruşturmadan sorumlu olan Gökay Karagil’in ekibine verildiğini ve raporun hem PGM Müdürü’ne hem TC İstihbaratı ve Terörle Mücadele Dairesi’ne gönderildiğini anlattı ve Özgür Türk’e bunu bilip bilmediğini sordu.

Türk, buna da “bilmem” cevabını verdi.

Özgür Türk hakkında müthiş gerçek Mahkemede ortaya çıktı: Aslında Türk FETÖ şüphelisiymiş!

Avukat Şener’in sorularıyla Mahkemede güvenilirliğini yitiren ve hiçbir şey bilmediği anlaşılan Savcılığın tanığı Özgür Türk hakkında yine Şener’in ortaya çıkardığı bir başka gerçekse olayı bambaşka bir boyuta taşıdı.

Avukat Şener Türk’e, Mart 2019 yılında neden öğretmenliğe geçtiğiniz sordu, aldığı cevap ise “Öğretmenlik benim hayalimdi” oldu.

Ancak Şener’in aktardığı bazı bilgiler bunun bu kadar masum bir süreç olmadığını da net şekilde gösterdi.
Şener, Savcılığın Mahkemede “tanık” olarak dinlettiği Özgür Türk’ün aslında bir FETÖ şüphelisi olarak listeye yazıldığını, adının Türkiye makamlarına kadar gittiğini ve tam bu sırada öğretmenliğe hızlıca bir geçiş yaptığını anlattı.

Hakkında FETÖ soruşturması olan Türk ışık hızıyla öğretmen yapıldı!

Avukat Şener Mahkemede, polis sayısının çok az olduğu, ülkede güvenlik zafiyeti bulunduğu, yüzlerce akademi mezunu öğretmen adayının atanmayı beklediği bir dönemde, nasıl olurda öğretmenlik konusunda hiçbir tecrübesi olmayan Özgür Türk’ün kısa sürede polislikten öğretmenliğe geçtiğini sordu.

Ayrıca öğretmenlik maaşının polis maaşından da düşük olduğunu ve bunun ekonomik krizin derinleştiği bir dönemde tercih sebebi olamayacak bir başka nokta olduğunu da belirtti.

Avukat Şener “Eğitim Bakanlığı sizin hakkınızda yeterli bir soruşturma yapsaydı sizi öğretmen olarak atamazdı” sözünün altını da şöyle doldurdu;

“2016 Temmuz ayında Gökay Karagil’in amirliğinde Özel Soruşturma Birimi tarafından hazırlanan “FETÖcü polis” listesinde Özgür Türk’ün de şüpheli sıfatıyla adı vardı.

2017 yılında dönemin PGM Müdürü Ahmet Soyalan’ın ekibine devredilen ve sayısı da 76’ya çıkan isim listesinin olduğu dosyada da Özgür Türk ismi hala duruyordu.

Hatta, daha önce de haberlerimize konu olan, sonraki dönemlerde ilginç şekilde adı listeden yok edilen “GKK Hukuk Müşavirinin eniştesi olan polis O.S“nin de adının yazılı olduğu bu rapor, 2018 yılında bugün Özgür Türk’ü ‘tanık’ olarak dinleten Başsavcılık tarafından ışık hızıyla İçişleri Bakanlığı’na, oradan da dönemin Müsteşarı Hüseyin Amcaoğlu tarafından Türkiye’nin tüm ilgili makamlarına gönderildi”

Aynı çatı iki farklı Savcı: Biri “FETÖ’cü” dedi öbürü sözde FETÖ davasında “tanık” yaptı!

Şener’in bu sözleri sonrası Mahkeme salonu adeta buz kesti. Yani aynı Savcılık daha birkaç sene önce “FETÖcü” diye adını Türkiye makamlarına kadar gönderdiği bir şüpheliyi şimdi bir sözde FETÖ davasında bir Polis Müdürü’nü suçlaması için “tanık” olarak getirmişti.

Peki FETÖ şüphelisi olarak hakkında soruşturma yürütüldüğü bir süreçte Özgür Türk nasıl olur da Eğitim Bakanlığı tarafından öğretmen olarak atanabilirdi?

Avukat Şener bu noktada çok kritik bir soru daha sordu; “Hazırladığınız önceki raporlara adını yazdığınız siyasilerden bir talebiniz oldu mu?

Özgür Türk bu soruya gülerek “Olmadı” yanıtını verince Yargıç tepki gösterdi ve “Mahkemede gülmeyin, sadece sorulara cevap verin” çıkışını yaptı.

Şener: Sen bu kurgunun bir parçasısın, karşılığında da öğretmenlik aldın

Avukat Şener’in Özgür Türk’e dönerek, “Hakkında bir FETÖ soruşturması varken öğretmenlik mesleği size adeta hediye edildi. Zaten FETÖ yapılanması da en çok eğitim faaliyetlerinde kendisini gösteren bir yapı. Bu dava V.A’ya karşı bir kurgu şeklinde hazırlandı ve sen de bu kurgunun bir parçası oldun. Karşılığında da öğretmenlik hediyesi aldın” demesi Mahkemede yankılanan son sözler oldu ve dava 24 Ekim’e ertelendi.

Tarihe not düşülmesi gereken bu duruşmada yaşananlar dönemin 4’lü hükümeti ve Eğitim Bakanlığı hakkında da birçok soru işareti yarattı.

Özgür Türk hakkında yeterli soruşturma yapılmamış mıydı?

FETÖ şüphelisi olarak hakkında soruşturma olduğu bilinmiyor muydu?

Öğretmenlik mesleğine alınması için kimler aracı olmuştu?

Bu şüphede biri çocukların arasında gönderilerek nasıl öğretmen yapılmıştı?

Bu duruma öğretmen sendikalarının da diyecek bir sözü olacağı tahmin ediliyor.

Özgür Türk’ün dosyasının akıbeti belli değil

Ama aslında en önemli soru; Özgür Türk’ün adının yazdığı soruşturma dosyasının akıbeti ne oldu?

Yoksa Şener’in iddia ettiği gibi; V.A’ya karşı açılan bu düzmece davada tanık olması karşılığında Özgür Türk’e öğretmenlik mesleği sus payı olarak hediye mi edilmişti?

Özgür Gazete süreci takip etmeye devam edecek.

Size okuyucularımıza; aşağıda sırasıyla bu süreçle ilgili yaptığımız araştırma haberlerini paylaşıyoruz.

6 EKİM 2021 TARİHLİ HABERİMİZ İÇİN TIKLAYIN

15 KASIM 2022 TARİHLİ HABER İÇİN TIKLAYINIZ

4 EYLÜL 2023’DE BAŞLATTIĞIMIZ “ADALETİN PEŞİNDE 3 POLİS” YAZI DİZİSİNİN I.BÖLÜMÜ İÇİN TIKLAYINIZ

II.BÖLÜM İÇİN TIKLAYINIZ

III.BÖLÜM İÇİN TIKLAYINIZ

IV.BÖLÜM İÇİN TIKLAYINIZ

22 EYLÜL 2023 TARİHLİ HABERİMİZ İÇİN TIKLAYINIZ

16 EKİM 2023 TARİHLİ HABERİMİZ İÇİN TIKLAYINIZ









Başa dön tuşu