InstagramKıbrısManşet

Savcı, kendi tanığı Burak Yılmaz’ın ifadelerinin araştırılması istedi: Gerekeni yapacağız






Ahmet Soyalan’ın PGM Müdürü olduğu dönemde, “FETÖ” davası algısı yaratılarak 3 üst düzey polise karşı açılan davalardan olan dönemin Siyasi Polis Müdürü V.A hakkındaki davanın son iki (2 Kasım – 9 Kasım) duruşmasında, Savcılığın tanık olarak dinlettiği polis Burak Yılmaz‘ın anlattıkları davanın seyrini değiştirdi, dava çökme noktasına geldi

Savcılık kendi tanığının çelişkili ifadelerinin araştırılmasını istedi

Dönemin Siyasi Polis Müdürü V.A’nın, 3 Ekim’de başlayan davasının 7. duruşması 2 Kasım‘da, 8. duruşması ise 9 Kasım‘da yapıldı.

Her iki duruşmada da dönemin Güzelyurt Karakolu‘nun Siyasi Şube polislerinden olan ve şu anda da Özel Soruşturma Birimi‘nde görev yapan polis Burak Yılmaz dinlendi ve savunma tarafından sorgulandı.

Yılmaz‘ın, V.A‘nın “ileri işlem yapmadığı ve dönemin PGM Müdürü Süleyman Manavoğlu’na iletmediği” ileri sürülen ve FETÖ/PYD araştırma raporu olduğu söylenen; 164 sayfalık raporu yazan polis olarak bulunduğu Mahkemede söyledikleri nedeniyle, bizzat Savcılık tarafından hakkında “araştırma” yapılması istendi.

Burak Yılmaz: 27 Şubat 2017’de V.A’ya sunum yaptık, raporu bilgisayarına aktardık

Yılmaz Mahkemede, 2015-2017 döneminde Güzelyurt Karakolu‘nun Siyasi Şube‘sinde “okullar masasında” görevli olarak çalıştığını, okullardaki yasa dışı yapılanmalar hakkında çalışmalar yaptığını, dönemin Siyasi Polis Müdürü V.A‘dan Güzelyurt Karakolu‘na, “Bölgenizdeki FETÖ/PYD yapılanması hakkında araştırma yapın” talimatı gelmesi üzerine, konuyla ilgili masada görevli S.U adlı polisin araştırma yaptığını anlattı.

S.U‘nun hazırladığı raporda “Bölgemizde herhangi bir FETÖ/PYD faaliyetine rastlanmamıştır” denmesi üzerine, amirine giderek konuyla ilgili elinde bazı bilgiler olduğunu söylediğini ve bunları araştırmak için zaman istediğini belirten Burak Yılmaz, sonraki süreçte 164 sayfalık bir rapor hazırladığını ve 23 Şubat 2017 tarihinde de bu raporu amiri Numan Örü ile birlikte Lefkoşa PGM‘ye giderek dönemin Siyasi Polis Müdürü V.A‘ya sunduklarını ileri sürdü.

Yılmaz ilgili raporun, Kingston marka 16 GB bir USB içinde olduğunu, bu USB‘yi V.A‘nın bilgisayarına takarak kendisine sunum yaptıklarını ve sonra da USB içindeki raporu V.A‘nın bilgisayarına kopyaladıklarını iddia etse de Mahkemenin ilerleyen safhalarında durumun hiç de böyle olmadığı anlaşıldı.

Çünkü Burak Yılmaz Mahkemeye emare olarak; Kingston marka 16 GB bir USB değil Verbatim marka bambaşka bir USB getirdi.

Avukat Şener: Sadece bu raporda mı bilgi sızma ihtimali vardı da elden götürdünüz?

İlgili USB Mahkemede açılmadan önce; savunma avukatı Mustafa Şener‘in “Raporun neden her zaman yapıldığı gibi torba içinde posta yoluyla gönderilmediği” sorusuna Yılmaz; “Çünkü bilgi sızma ihtimali vardı, şubede benzer şeyler yaşanmıştı” cevabını verdi.

Bunun üzerine avukat Şener Yılmaz‘a, “Sadece bu raporla ilgili mi bu risk vardı? Diğer raporlar hep usulüne uygun şekilde gönderildi, onlardan bilgi sızma ihtimali yok muydu?” sorusunu iletti ancak Yılmaz buna şu ilginç cevabı verdi;

“Raporda adı geçen ve o dönem araştırdığım bir isim olan O.A, kendisini araştırdığımı öğrenip benim olmadığım bir vakitte şubeye gelerek, ‘Burak Yılmaz adlı polis beni araştırıyormuş‘ dedi ve numarasını bıraktı. Ben de aradım ve konuştum. O zaman anladık ki dışarıya bilgi sızıyor”

Avukat Şener bu ifade üzerine Yılmaz‘a, O.A‘yı aramasının nedenini sordu, Yılmaz “Soruşturmaya müdahale edemesin diye” cevabını verdi.

Yılmaz amirini öne attı: O emir verdi, o yüzden özel bilgisayarımda çalışma yaptım

Avukat Mustafa Şener Burak Yılmaz‘a, hazırladığını iddia ettiği 164 sayfalık raporla ilgili bilgileri nerede tuttuğunu, araştırma yaparken elde ettiği bilgileri nereye yazdığını ve bunların PGM arşivinde olup olmadığını sorduğunda ise Yılmaz; bunları ajandasına not ettiğini ancak ajandasının şu anda nerede olduğunu bilmediğini söyledi.

Yılmaz Mahkemede bu raporu kendi özel bilgisayarı olan Toshiba marka bir bilgisayarda hazırladığını ve bunu da “bilgi sızmasına” karşı bir tedbir olarak yine amirinin bilgisinde yaptığını ileri sürdü.

Şener bunun üzerine içinde 164 sayfalık raporun olduğu USB‘nin Mahkemede açılmasını istedi. USB‘nin açılmasıyla, içinde “Müdür Sunum” olarak kayıtlı bulunan raporun hazırlanma tarihine girilmesini isteyen Şener, burada yazan tarihin okunmasını istedi.

“23 Şubat’ta hazırladık” denilen raporun hazırlanma tarihinin 27 Şubat olduğu ortaya çıktı, Yılmaz; “Nasıl böyle tarih yazıyor bilmiyorum” dedi

Şener‘in bu talebi üzerine; V.A‘ya sunum yapılıp bilgisayarına aktarıldığı ve V.A‘nın da ileri işlem yapmadığı ve dönemin PGM Müdürü Süleyman Manavoğlu‘na iletmediği yani bilinçli şekilde görmezden geldiği ileri sürülen ve bu suçlamayla hakkında dava açılan raporun, Burak Yılmaz‘ın “Sunum yaptık ve bilgisayarına kaydettik” dediği 23 Şubat 2017 tarihinden 4 gün sonra 27 Şubat 2017 tarihinde hazırlandığı anlaşıldı.

Avukat Şener Yılmaz‘a “Nasıl olur da 23 Şubat 2017’de sunum yaptık dediğiniz bir raporun hazırlanma tarihi 27 Şubat olur?” sorusunu yöneltti, Yılmaz ise “Teknik bilgim yok, neden böyle bir tarih yazıyor bilmiyorum” cevabını verebildi.

Yılmaz’ın, “Özel bilgisayarımda hazırladım” dediği raporun, Lefkoşa PGM’ye ait “Amir 9” adlı bilgisayarda hazırlandığı ortaya çıktı

Şener‘in USB üzerinde bakılmasını istediği bir başka noktada, USB‘nin takılı olduğu ve raporun hazırlandığı bilgisayar adının yazdığı bölüm oldu.

Mahkemede bu açıdan da incelemesi yapılan USB‘yle, Burak Yılmaz‘ın dediği gibi Toshiba marka bir bilgisayarda değil, PGM‘ye kayıtlı “Lefkoşa Amir 9” adlı bir bilgisayarda çalışma yapıldığı anlaşıldı.

Burak Yılmaz‘ın bu noktada verdiği “bilgiler” ise Mahkemede olan kimse tarafından inandırıcı bulunmadı.

Yılmaz özel ekibi öne attı, imha ettiği USB’nin yanında kalmasını onların istediğini söyledi

Yılmaz raporu, söylediği tarihte kendisine ait Toshiba marka bir bilgisayarda hazırladığını, bunu Kingston marka 16 GB‘lık Güzelyurt Karakolu‘nda kullanılan bir USB‘de sakladığını hatta raporu Güzelyurt Şube’nin bilgisayarına da aktardığını ve bunun orada da kayıtlı olduğunu ileri sürdü.

Yılmaz sonrasında ise dönemin PGM Müdürü Ahmet Soyalan‘ın talimatıyla kurulan Özel Soruşturma Ekibi‘nin V.A hakkında bir soruşturma başlatması üzerine kendisini çağırdığını, raporu görmek istediklerini ve bunun üzerine 164 sayfalık raporun bulunduğu USB ile özel ekibe gittiğini, özel ekibin talebiyle bu raporu onların bilgisayarına aktardığını ve ekibin “USB sende kalsın, sakla, soruşturma yargı aşamasına gelirse isteyeceğiz” dediğini anlattı.

Yılmaz Kingston marka USB‘yi neden imha ettiğiyle ilgili de iki farklı ifade kullandı; önce “içinde başka özel bilgiler vardı” sonra da “bozuldu” dedi.

Yılmaz, imha ettiğini söylediği USB içindeki 164 sayfalık raporu, Mahkemeye emare olarak getirdiği Verbatim marka bir USB‘ye aktardığını ileri sürdü.

Avukat Şener: Delil imha etti, suç işledi, üstelik bunu şubede görevli olmadığı dönemde yaptı, dışarı bilgi çıkardı

Duruşmanın seyri bu noktadan sonra değişti ve V.A‘nın avukatı Mustafa Şener, emare olarak kullanılabilecek bir nesneyi imha etmenin “delil karartma” olacağını söyledi ve bunu yaparak Yılmaz‘ın suç işlediğine işaret etti.

Şener, Yılmaz‘ın bunu; Siyasi Şube‘de bile değil, görevlendirildiği Metehan Sınır Kapısı‘nda bir güvenlik görevlisi olduğu dönemde yaptığını da belirtti.

Şener, istihbarat bilgilerinin şube dışına çıkarılamayacağını, hiçbir polisin kendi özel bilgisayarında bu istihbarat çalışmasını yapamayacağını, üzerinde bu bilgileri taşıyamayacağını ve sonunda da emare olabilecek bir delili imha edemeyeceğini söyledi ve tanık Burak Yılmaz‘ın suç işlediğini bir kez daha ileri sürdü.

Avukat Şener: Husumetli olduğu herkesi rapora yazdı, bu insanlar masum çıktı, şüpheli kişiyle kendisi görüştü

Avukat Mustafa Şener ayrıca, Burak Yılmaz‘ın hazırladığı raporda adı geçen isimlerden birinin asker olduğunu, Yılmaz‘ın bu kişiyle husumeti bulunduğunu, adını rapora bu yüzden yazdığını ve bu askerin sonraki süreçte soruşturmaya tabi tutulduğunu, masum çıkması üzerine de görevine iade edildiğini anlattı.

Burak Yılmaz, adlarını rapora yazdığı bu kişilerin; sonradan masum olduğu anlaşılarak görevine iade edildiğini basından öğrendiğini belirtti.

Şener; Yılmaz’ın husumetli olduğu kişilerin adını ilgili rapora “mış- miş” gibi net olmayan uydurma delillerle eklediğini, FETÖ şüphelisi olduğu için eşi E.A ile birlikte adadan ihraç edilen O.A adlı şahısla “Telefon görüşmeleri var” gerekçesiyle birçok kişiyi rapora şüpheli olarak eklediğini ancak Yılmaz‘ın bizzat kendisinin O.A ile hem yüz yüze hem de telefonda görüşmeleri olduğunu ileri sürdü.

Burak Yılmaz bu iddialara ise “Yurtlarla ilgili araştırma yaptığım dönemde görüşmüş olabilirim, hatırlamıyorum” dedi.

Avukat Mustafa Şener bu noktada Savcı Behrat Mavioğlu‘na dönerek, “Savcılık senin bu ifadelerini kullanan bir polise dava okudu ve o polis geçtiğimiz aylarda Mahkemede mahkum oldu” dedi.

Avukat Şener’in ortaya koyduğu iddialar Mahkemenin seyrini değiştirdi

Avukat Şener Mahkemede, Yılmaz’ın tüm iddialarının teknik gerçeklerle çeliştiğini ve ne söylerse söylesin emarenin onu yalanladığını belirterek, bunları şöyle sıraladı;

-Burak Yılmaz “Raporu 23 Şubat 2017 tarihinde sundum” diyor ama USB içindeki rapor 27 Şubat 2017 tarihinde hazırlandı

-Burak Yılmaz “Bunu kendi bilgisayarım olan Toshiba adlı laptopta hazırladım” diyor ancak USB üzerinde “Lefkoşa Amir 9” adlı bilgisayarda çalışıldığı anlaşılıyor

-Burak Yılmaz raporu amirinin emriyle kendi özel bilgisayarında hazırladığını söylüyor ancak yasaya göre böyle bir şey yapması suç

-Burak Yılmaz şubeden ayrıldığı halde (Kasım 2017) içinde istihbarat bilgisi olan USB’yi yanında götürdüğünü söylüyor ve yasaya göre bu da suç

-Burak Yılmaz ilgili USB’yi Soyalan‘ın Özel Soruşturma Birimi‘nde görevli polislerin bilgisayarına aktardığını ve sonra da o USB‘yi imha ettiğini söylüyor, bu da delil karartmaya giren büyük bir suç

-Burak Yılmaz, hazırladığı raporun Güzelyurt Şube‘deki bilgisayarlarda da olduğunu söylüyor ama rapor orada da yok

-Burak Yılmaz ilgili raporu V.A‘nın bilgisayarına yüklediğini söylüyor ancak V.A‘nın bilgisayarında da böyle bir rapor tespit edilemiyor

-Burak Yılmaz V.A‘ya sunum yaptıkları USB‘nin evrak senedine “USB teslim edilmiştir” yazıyor ancak şimdi “USB’yi teslim etmedik, sunum yaptık, bilgisayarına kopyaladık ve USB’yi geri aldık” diyor

Savcı Mavioğlu, kendi tanığının ifadelerinin araştırılması istedi: Gerekeni yapacağız

Avukat Mustafa Şener tüm bunların üzerine tanık Burak Yılmaz‘ın, Lefkoşa PGM‘ye ait “Lefkoşa Amir 9” adlı bilgisayarda, Soyalan‘ın kurduğu Özel Soruşturma Ekibi‘yle birlikte, V.A hakkında sahte delil ürettiğini söyledi, tanık Burak Yılmaz ve Savcı Behrat Mavioğlu buna itiraz etti.

Avukat Şener, bu sahte delil hazırlanırken, hazırlayanların bu tarih bilgilerini gözden kaçırdığını da sözlerine ekledi.

Bunların üzerine Savcı Behrat Mavioğlu Mahkemeye, kendi tanığının ifadelerinin teknik olarak araştırılması talebini yaptı, Avukat Mustafa Şener bu talebi olumlu karşıladı ve Mavioğlu‘na şu soruyu yöneltti;

“Eğer yaptığınız araştırmada, tanığın söylediklerinin yalan olduğu tespit edilirse -ki benim iddiam odur- tanığınız hakkında gereken değerlendirmeyi yapacak mısınız?”

Savcı Mavioğlu da; “Elbette, olayın aydınlatılması için gereken neyse onu yapacağız” cevabını verdi.

Mahkeme 16 Kasım 2023 Perşembe günü saat 11.30’a ertelendi.

***

Özgür Gazete süreci takip etmeye devam edecek.

Size okuyucularımıza; aşağıda sırasıyla bu süreçle ilgili yaptığımız araştırma haberlerini paylaşıyoruz.

6 EKİM 2021 TARİHLİ HABERİMİZ İÇİN TIKLAYIN

15 KASIM 2022 TARİHLİ HABER İÇİN TIKLAYINIZ

4 EYLÜL 2023’DE BAŞLATTIĞIMIZ “ADALETİN PEŞİNDE 3 POLİS” YAZI DİZİSİNİN I.BÖLÜMÜ İÇİN TIKLAYINIZ

II.BÖLÜM İÇİN TIKLAYINIZ

III.BÖLÜM İÇİN TIKLAYINIZ

IV.BÖLÜM İÇİN TIKLAYINIZ

22 EYLÜL 2023 TARİHLİ HABERİMİZ İÇİN TIKLAYINIZ

16 EKİM 2023 TARİHLİ HABERİMİZ İÇİN TIKLAYINIZ

19 EKİM TARİHLİ MANŞETİMİZİN TÜM DETAYLARI İÇİN TIKLAYINIZ

27 EKİM TARİHLİ MANŞETİMİZİN TÜM DETAYLARI İÇİN TIKLAYINIZ

31 EKİM TARİHLİ HABERİMİZ İÇİN TIKLAYINIZ

31 EKİM TARİHLİ MANŞETİMİZ









Başa dön tuşu