Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, tüm meslek gruplarının geç kalmadan Kıbrıs Türk toplumunun meslek gruplarına karşı yürütülen bu itibarsızlaştırma, hedef gösterme çalışmalarına ve yasaları değiştirip karşı çıkanların Mahkemelerin önüne getirilmesine karşı ses çıkarıp, birlik olması gerektiğini kaydetti
Maviş: Sadece öğretmenin değil her zaman her aman grubunun yanında olduk
Öğretmenler Ankara‘dan gelen talimatla, öğretmen haklarını ve sendikal mücadeleyi zayıflatmak amaçlı Öğretmenler Yasası‘nda yapılmak istenen değişikliğe karşı geçtiğimiz yıl Eğitim Bakanlığı‘nda eylem yapan öğretmenlerden 22’sine “2 polisi darp ettikleri” gerekçesiyle açılan ve ilk duruşması da 24 Kasım Öğretmenler Günü‘ne denk getirilen davalar nedeniyle Mahkemeler önünde toplandı.
Burada basına konuşan KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, buraya ilk defa gelmediklerini ve bunun son defa da olmadığını belirterek, sadece öğretmen için değil toplumun her kesimi için her zaman öğretmenler olarak, tüm meslek gruplarının itibarsızlaştırılması çalışmaları karşısında, o meslek gruplarının yanlarında olduklarını kaydetti.
Maviş, “Basın ve ifade özgürlüğüne darbe vurup, mesleği itibarsızlaştırmaya çalışanlara karşı gazetecilerin yanında olduk. Meslek odalarını itibarsızlaştırmak için yasa çalışması yapan hükümete karşı, kurumlarımızın, mimar ve mühendislerimizin yanında olduk. TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın yargıyı itibarsızlaştırmasına karşı hukukçularımızın yanında durduk, Anayasa Mahkememizin kararını savunduk. Bizler doktor ve eczacımızın itibarsızlaştırılmalarına karşın da yanlarında olmaya devam edeceğiz” dedi.
“Mücadelemizden onur duyuyoruz ve burada olmaktan gocunmuyoruz”
Öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırılmaması ve öğretmenin haysiyeti için ortaya koydukları mücadeleden onur duyduklarını ve bugün burada olmaktan da gocunmadıklarını kaydeden Maviş, sınıfta, okulda, sokakta ve mahkeme salonlarında sözlerini söylemeye devam edeceklerini söyledi ve Alman Papaz (Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi seçmeni) Niemöller‘in şu sözlerini hatırlattı;
“Naziler önce komünistleri tutukladılar; komünist değilim diye ses çıkarmadım. Sonra Yahudileri tutukladılar, Yahudi değilim dedim, sesimi çıkarmadım. Sosyal demokratları tutukladılar, savunmak bana mı kaldı dedim, sesimi çıkarmadım. Sıra bana geldiğinde çevrede tutuklanmama ses çıkaracak kimse kalmamıştı…”
“Arka planda Çavuşoğlu‘nun yasa değişikliği tasarısına karşı gösterilen direniş var”
Bu sözlerin bir iç hesaplaşma ve pişmanlığı yansıttığını belirten Maviş, tüm meslek gruplarının geç kalmadan Kıbrıs Türk toplumunun meslek gruplarına karşı yürütülen bu itibarsızlaştırma, hedef gösterme çalışmalarına ve yasaları değiştirip karşı çıkanların Mahkemelerin önüne getirilmesine karşı ses çıkarıp, birlik olması gerektiğini kaydetti.
Maviş, “Bugün burada olmamız bir sonuçtur. Süreç içinde; kendimizi 2 yıl önce gerçekleşen bir eylem sırasında, 2 polis memuruna karşı darp suçlamasıyla karşı karşıya bulduk. Polis örgütünün şikayeti nedeniyle buradayız. Bu olayın arka planında Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu‘nun öğretmen haklarını hedef alan yasa değişikliği tasarısına karşı gösterilen direniş yer almaktadır” dedi.
“Bu iddialar; öğretmen hareketinin meşru sesini bastırmaya yönelik bir girişimdir”
Arka planda; Eğitim Bakanı Çavuşoğlu’nun öğretmen sendikalarıyla diyaog kurmak yerine, anti demokratik ve ‘ben yaparım olur’ zihniyetiyle yürüttüğü yasa değişikliğine karşı çıkmaktlarının yattığını belirten Maviş, bugün Mahkemeye çıkarılan öğretmenlerin; yapılmak istenen tek taraflı değişikliklerle ilgili endişelerini dile getirdiğini ve kamusal okullardaki eğitimin niteliğini savunmak için mücadele ettiğini hatırlattı.
Maviş, “Bu suçlamaların zamanlaması, niyete ilişkin soru işaretleri yaratıyor. Toplumdaki muhalif sesleri bastırmak için yasal yollara başvurmak yerine, açık diyalog teşvik edilmelidir. Barışçıl protestoların demokratik toplumların temel taşı olduğunu, vatandaşa endişelerini ve fikirlerini dile getirecek bir platform sağladığını kabul etmek gerekiyor. Bu iddiaların ülkemizde öğretmen hareketinin meşru sesini bastırmaya yönelik bir girişim olduğuna inanıyoruz. Demokrasi ilkelerini, ifade özgürlüğünü, hayatlarını gelecek nesillerin daha iyi yaşamasına adayan öğretmenlerin haklarını savunmakta, sendikalar olarak her türlü mücadeleyi vermeye devam edeceğiz” dedi.
“Öğretmenler; gelecek nesillerin değişimi yaratma potansiyelini örgütlemeye devam edecek”
Maviş sözlerini şöyle sonlandırdı;
“Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Başöğretmen’ unvanı aldığı bugünde, başta Nazım Çavuoğlu olmak üzere herkes sussun ve öğretmeni dinlesin.
Öğretmenler direnecek, öğrencilerine ilham verecek ve gelecek nesillerin değişimi yaratma potansiyelini örgütlemeye devam edecektir”
Özgür Gazete Haber Merkezi