Ülkedeki baskıcı ve gerici uygulamalara ülkenin en önemli üniversitesi Doğu Akdeniz Üniversitesi de (DAÜ) dahil oldu. Üniversite öğrencisine, “okul servisinde kız arkadaşını öptü” diyerek disiplin soruşturması başlattı, savunma istedi. Kıbrıslı genç T.Y, yaşadığı baskıyı Özgür Gazete‘ye anlattı
Gericiliğin yeni adresi DAÜ mü olacak?
Ülkede her gün kaçak Kur’an kursları açılırken, ne idüğü belirsiz kişilerce 18 yaş altı çocuklar ofis ve apartman dairelerinde toplanıp sözde dini eğitim verilirken, Ülkü Ocakları, Akıncı Ocakları gibi aşırı milliyetçi siyasi yapılanmalar yine 18 yaş altı çocukları örgütlerken, ülkenin en güvenilir eğitim kurumu olması gereken DAÜ de bu gerici rüzgarın içine girdi.
DAÜ Öğrenci İşlerinden Sorumlu Rektör Yardımcılığı, İnşaat Mühendisliği son sınıfta okuyan 22 yaşındaki Kıbrıslı genç T.Y’ye, Girne-DAÜ-Girne seferi yapan öğrenci servisinde “kız arkadaşını öptüğü” gerekçesiyle 6 Kasım’da sözlü, 27 Kasım’da da yazılı bildirimle disiplin soruşturması açtı, T.Y‘nin savunmasını istedi.
“Güvenlik görevlilerinin zorbalığına uğradım”
Yaşadıklarını gazetemize anlatan T.Y, karşılaştığı suçlamayla büyük bir şok yaşadığını söylerken, soruşturma açılmadan önce de güvenlik görevlilerinin zorbalığına maruz kaldığını, 6 Kasım’da okuldan ayrılmak üzere servis otobüse bindiği anda güvenlik görevlilerinin gelip kendisini otobüsten indirdiğini söyledi.
“Otobüse 3 yıldır 7-8 kişilik bir arkadaş grubuyla biner ve en önde otururuz” diyen T.Y’ye, o gün de yine aynı grupla otobüse bindiklerini ve servislerin yetersizliğinden dolayı haftanın birkaç günü tekrarlanan şekilde ayakta yolculuk ettiklerini anlattı.
T.Y aynı gün önce Öğrenci İşlerinden Sorumlu Rektör Yardımcılığı tarafından arandığını ve sözlü olarak kendisine hakkında şikayet olduğunun söylendiğini, okul çıkışında da servise bindikten sonra 2 güvenlik görevlisinin yanına geldiğini, kendisi ile kız arkadaşını otobüsten indirdiğini anlattı.
Otobüsten indikten sonra güvenlik görevlisinin “Otobüste kız arkadaşını öpüyormuşsun” şeklindeki sözlerine itiraz ettiğini ve bu suçlamaları kabul etmediğini söyleyen T.Y, bunun üzerine güvenlik görevlisinin telefonla başka güvenlik görevlilerini de olay yerine çağırdığını ve bir anda 3 araba eşliğinde 10 kişilik bir güvenlik ekibinin geldiğini söyledi.
Adeta bir terörist muamelesi gördüğünü, kız arkadaşının da otobüsten indirildiğini belirten T.Y, öğretmen bir annenin çocuğu olarak nerede nasıl davranması gerektiğini bildiğini, kız arkadaşını sadece öptüğünü ancak kendisine sanki otobüste müstehcen davranışlar sergilemiş gibi muamele yapıldığını, bu durumu asla kabul etmediğini kaydetti.
“Ben suç işlemedim, bunun için kendimi savunmak istemiyorum”
O gün yaşananların ardından olayın kapandığını düşündüğünü söyleyen T.Y, olaydan tam 3 hafta sonra 27 Kasım tarihinde kendisine gelen yazılı ihbarla bir şok daha yaşadığını, bunun üzerine ihbarda belirtilen sınıfa gittiğini ve karşısında Öğrenci İşlerinden Sorumlu Rektör Yardımcılığı’nda görevli Prof. Dr. Gökhan İzbırak‘ı bulduğunu söyledi.
İzbırak‘ın, “suç” olarak nitelediği “kız arkadaşını öpmek”ten dolayı savunmasını istediğini anlatan T.Y, İzbırak‘ın kendisine bir kalem ve kağıt vererek “Savunmanı yaz” dediğini ancak “işlemediği bir suç için savunma yapmak istemediğini” belirtmesi üzerine de İzbırak‘ın, “Bazı şeyler yasak değildir ama yapmaman gerekir” dediğini kaydetti.
T.Y, İzbırak ve yanında bulunan 2 kadın görevliye durumu anlatmaya çalışsa da kendisini dinletemediğini söyleyerek, mecburen bir savunma yazdığını anlattı ancak hem okul bünyesinde hem de hukuki alanda hakkını arayacağını belirtti.
Bu arada T.Y sadece kendisinin değil kız arkadaşının da savunmasının alındığını kaydetti.
