InstagramKıbrısManşetSiyaset

Özkunt: Metin Arhun, ‘Bu ülkenin sahibi biziz, işçiler de bizim verdiğimizle yetinecekler’ demek istiyor




Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkan Yardımcısı Nevzat Özkunt, toplumsal muhalefetin tüm unsurları ve toplumun da hareketlendirilmesi ile oluşturulması gerektiğini söyledi ve bu konuda maalesef boşluklar ve ciddi bir zafiyet olduğunu belirtti

Özkunt: Ciddi bir muhalefet zafiyeti var, CTP sessiz kaldı

Mayıs Web TV’de yayınlanan “Manşet Mayıs” programında Meltem Sakin’in sorularını yanıtlayan Özkunt, ülkedeki tek muhalif kanadın ana muhalefet partisi olmadığını ancak Meclis’te toplumun ana muhalefet olarak görev verdiği partiye önemli görevler düştüğünü söyledi.

Özkunt, “İlahiyat Koleji’nde TC Elçiliği’nin Türkiye’den atama bir öğretmeni Müdür Muavini olarak atamasına sessiz kalmıştır. Öğretmen sendikamız gereken tepkiyi gösterip, eylem yapmıştır ancak ana muhalefet sessizliğini korumuştur. İradeye yapılan dayatmacı ve baskıcı uygulamaları kabul edip sineye çekmemiz beklenmesin. Evet Türkiye ile sağlıklı ve iyi ilişkiler istiyoruz ancak aynı şeyi Türkiye yönetimi de istemelidir” dedi.

“Toplumun çağdaş ve laik yapısı artık sınanmamalıdır”

Kıbrıs Türk halkının engin bir demokrasi kültürü olduğunu, çağdaş, laik yaşam biçiminin de Anayasa ile güvence altına alındığını ve bunun artık sınanmaması gerektiğini kaydeden Özkunt, tüm bunların yanında Kıbrıs Türk toplumunun Türkiye’ye de yürekten bağlı olduğunu söyledi, yapılanların bu ilişkileri zehirlediğini ve bu bağlılığı aşındırdığını vurguladı.

Özkunt, “Türkiye bunu gözetmiyorsa; biz de irademize, toplumun onuruna, gururuna sahip çıkmalıyız. Böyle bir atama ne sistemde ne yasalarımızda vardır. Bizim sistemimizin dışına çıkılıyorsa, buna en yüksek perdeden karşı çıkmalıyız. Türkiye yöneticilerinin hatalarına ve dayatmalarına karşı çıkmak Türkiye’ye karşı çıkmak demek değildir. Bunun ayrımına varmak gerekiyor” dedi.

“Sahte reçete soruşturması toplum vicdanında yaralar açtı”

Özkunt, eczacıların geçtiğimiz gün yaptığı “Onur Yürüyüşü”nü değerlendirdi ve ilaca erişmek konusunda hali hazırda var olan sorunların “sahte reçete soruşturması”yla birlikte ayyuka çıktığını ve sistemin kilitlendiğini söyledi.

Soruşturmalar sağlıklı ve etraflıca yapılmadan ve güçlü emareler elde edilmeden tutuklamalar yapılmasının toplum vicdanında yaralar açtığına dikkat çeken Özkunt, günün sonunda kimin yolsuzluğa bulaştığının, kimin hastanın ilca erişim konusunda kolaylık yapmak için iyi niyetle hareket ettiğinin anlaşılacağını belirtti ve “Kısa sürede umarım gerçek suçlular ortaya çıkar” dedi.

“Tüm daire yöneticileri ve Bakanlar da sorumludur”

Sosyal sigortalı bir hastanın sosyal sigorta reçetesi yazdırabilmesi için özelde doktora gitmesi gerektiğini, buralardaki muayene ücretinin bin TL’den başladığını, yurttaşın doktora, sağlık hizmetine ve ilaca erişiminin sıkıntılı olduğunu kaydeden Özkunt, buna çok süratli şekilde bir çözüm bulunması gerektiğini vurguladı.

Özkunt, “Hükümet bu süreçte seyirci pozisyonunda. Sanki hiç sorumluluğu yokmuş gibi davranıyor. Sanki tüm doktor ve eczacılar yolsuzluğa bulaşmış algısı yaratıldı. Sistemi kuran, denetlemeyen gelmiş geçmiş tüm hükümetler; ortada bir yolsuzluk varsa buna çanak tutmuştur. Tüm daire yöneticileri ve Bakanlar da sorumludur” dedi.

“Metin Arhun, ‘Bu ülkenin sahibi biziz, işçiler de bizim verdiğimizle yetinecekler’ demek istiyor”

Özkunt, Asgari Ücret Tespit Komisyonu masasında İşverenler Sendikası’nı temsil eden Metin Arhun’un “Maaşını beğenmeyen Avrupa’ya gidebilir” sözlerinin ve ardından masada işçi tarafını temsil eden Hür İşçi Sendikaları Federasyonu’nun (Hür-iş) eylem yaptığının hatırlatılması üzerine, Arhun’un sözlerinin “Bu ülkenin sahibi biziz, işçiler de bizim verdiğimizle yetinecekler” demek olduğunu kaydetti.

Özel sektörde çalışan emekçilerin sendikasız olduğunu, asgari ücrete verilen artışın da bir zam değil, yapılan zamlara sonrası eriyen maaşın enflasyon oranında artırılması olduğunu söyleyen Özkunt, “Komisyonun kendisinde ve patronun sömürü zihniyetinde sıkıntılar var. Hükümet bu konuda da seyirci kalıyor. Kayıt dışı ve asgari ücretin çok altında maaşla çalıştırılan işçiler olduğunu biliyoruz” dedi.

“Hem çalışanın haklarını sömürerek hem de vergi kaçırarak bu düzen sürdürülemez”

Devlet denilen mekanizmanın, işçinin kaydını, aldığı maaşı, çalıştırıldığı saati ve yatırımlarının gerçek maaş üzerinden yapılıp yapılmadığını kontrol etmesi gerektiğini belirten Özkunt, bunlar olmadığı ve sermaye kesiminin hükümet tarafından himaye altında tutulduğu için de işverenin tüm bu denetimsizlik ve laçkalıktan cesaret alarak böyle açıklamalar yapabildiğini söyledi.
Güneyde yüzde 80’i aşkın bir özel sektör sendikalaşması olduğunu, güçlü sendikalar bulunduğunu, işletmelerin verimli ve kârlı çalışmasını da gözeten bir sistem olduğunu anlatan Özkunt, “Hem sendikalar hem sosyal devlet bunu sağlıyor. Ama burada hem patronlar hem devlet özel sektör emekçisinin üzerine çullanmış durumda. Buna “artık yeter” diyoruz. Hem çalışanın haklarını sömürerek hem de vergi kaçırarak bu düzen sürdürülemez” dedi.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun gereksiz bir komisyon olduğunu, Hayat Pahalılığı’nın otomatik periyotta asgari ücrete yansıtılması gerektiğini dile getiren Özkunt, işçiyi sömürmek üzere kurulu olan bu düzeni mutlaka değiştireceklerini vurguladı.

“2024 Şubat’tan sonra ciddi bir atılım içinde olacağız. Çünkü bu toplumun TDP’ye ihtiyacı var”

TDP’nin kurultay süreciyle ilgili de bilgi veren Özkunt, kurultayın 26 Şubat 2024’de yapılmasının öngörüldüğünü ve bununla ilgili bir karar üreteceklerini söyleyerek, TDP’nin 2022 Ocak seçimlerinde baraj altı kaldıktan sonra bir yenilenme sürecine girdiğini anlattı.

Özkunt, “TDP’nin bugünkü yönetimi, solda birlik, diğer sol partilerle iş birliği ve toplumun sorunlarına sahip çıkılması noktasında her türlü açılımı yaptı. Sanırım Başkanımız Mine Atlı yeni dönemde devam etmeyecek. Şu anda isimler konuşuluyor, parti örgütleriyle de görüşmeler yapılıyor. Partimiz, güçlü kadrolarıyla ve toplumumuz tarafından kabul görecek yeni bir Genel Başkanla ülkeyi yönetmek için aday olacaktır. TDP, toplumunun yanında, toplumunun sorunlarına çözüm arayan ve çalışan bir partidir. Şubat2024’den sonra da ciddi bir atılım içinde olacağız. Çünkü bu toplumun TDP’ye ihtiyacı var” dedi.

TDP Basın Bürosu









Başa dön tuşu