EkonomiInstagramKıbrısManşet

Yarkıner: AKSA’nın getirdiği santralin yeni ve 17.5 MW olmadığı tespit edildi






Makina Mühendisleri Odası (MMO) Başkanı Ayer Yarkıner, AKSA’nın getirdiği 17.5 MW olduğu söylenen “yeni” santralin teknik muayenede yeni ve 17.5 MW olmadığının tespit edildiğini kaydederek, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu‘nun (Kıb-tek) Yönetim Kurulu’nun bu santralini reddetmemesi halinde suç işleyeceğini belirtti

Yarkıner: Kıb-tek bu santrali reddetmezse suç işlemiş olacaktır

Oda adına yazılı açıklama yapan Yarkıner, “Kıb-tek’i uyarıyoruz” diyerek, Kabul Komisyonu’na sözleşmeye aykırı santralin kabulü için baskı yapmamaları uyarısında bulundu.

Yarkıner, “Yasal haklarımıza halel gelmeksizin, AKSA’nın sözleşmeye aykırı olarak getirdiği santralin; 24 yaşında, düşük kapasitede olduğu ve testleri geçmediğini basından öğrendik. Kıb-tek bu santrali reddedecektir aksi halde suç işlemiş olacaktır” dedi.

“Getirilen santralin yeni ve 17.5 MW olmadığı tespit edildi”

Testleri geçmeyen santralin sanki uygunmuş gibi kabul edilerek kira bedeli ödenemeyeceğini, bu konuda Kabul Komisyonu’na baskı yapılamayacağını kaydeden Yarkıner, basına yapılan bilgilendirmede kurulum için gelen santralin 17.5 MW ve yeni olduğu bilgisinin verildiğini ancak teknik muayenede yeni ve 17.5 MW olmadığının tespit edildiğini kaydetti.

Yarkıner, “Kıb-tek Yönetim Kurulu‘nca bu santral reddedilmelidir, reddedilmesi halinde herhangi bir kapasite sorunu yoktur. Reddi müteakip AKSA’nın alacağı olumsuz işletme yöntemlerinin sözleşmenin feshi olacağı ve diğer yasal sorumlulukları kendilerine yazılı olarak iletilmelidir” dedi.

“Çalışanlar beceriksiz, üretemez, fazla maaş alıyorlar gibi ifadelerle yıpratılıyor”

Özel sektöre teşvik vererek kurulacak sistemler yerine Kıb-tek’e mali destek vererek kamuya hizmet edecek sistemler ve depolama tesisleri kurulması gerektiğine işaret eden Yarkıner, Kıb-tek’in acilen bakım, onarım, rehabilitasyon ve yenileştirme faaliyetleri ile üretim kapasitesinin tam olarak hizmete amade edilmesi gerektiğini ve böylece sermayeye bağımlılığın da ortadan kalkacağını dile getirdi.

Yarkıner, “Kıb-tek Yönetim Kurulunun yetersizliği nedeniyle; çalışanlar beceriksiz, üretemez, kapasitesini verimli kullanamaz, fazla maaş alıyorlar gibi geçersiz ifadelerle yıpratılmaktadır. Kıb-tek çalışanlarının sorumluluklarındaki tesisler örnek seviyededir. Mühendisleri de Tteknisyenleri de tüm çalışanları da memleketlerine karşı sevgi ve sorumluluk aşkı ile görev yapmaktadırlar. Makina Mühendisleri Odası olarak bunu bizzat yerinde tespit ettik” dedi.

“Kira bedelinin 20 misli Kıbrıs Türk halkı tarafından ödeniyor”

Abartılı imzalanan ve ödenen kira bedelinin yarısından bile istifade edilmeden, vahşi sermayenin eski tesislerine değerinin onlarca misli bedel ödendiğine işaret eden Yarkıner, abartılı ve kamu yararı korunmadan imzalanan Kalecik (II ve III) sözleşmeleri ile yakıt bedelinin iki misli kira bedelinin 20 mislinin ise Kıbrıs Türk halkı tarafından ödendiğini kaydetti.

Yarkıner, “Kalecik III Sözleşmesi’ni imzalayanlar ile Kalecik II Sözleşmesi’ni yetkisizce imzalayan o dönemin bakanı da yargı önünde attığı imzanın kamu yararına ve ihtiyacına uygun olduğunu ispat etmelidir. Enerji verimliliği her safhada olmalıdır. Üretim safhasında enerji verimliliği yüzde 60 zafiyetlidir. Bu zafiyet göz ardı edilerek sadece ‘kullanım safhasında verimlilik’ çağrısı yeterli değildir” dedi.

“Kalecik I Sözleşmesi ‘sarı öküz’ emsali Kıb-tek’in içerisine AKSA’yı sokmak için yapılmıştı”

Yarkıner şöyle devam etti;

“Söylemle çelişen gerekçeler ile 2027 yılına kadar devam eden Kalecik II Sözleşmesi varken zamanından evvel ve Kalecik II Sözleşmesi ve yasal mevzuata aykırı şekilde Kalecik III imzalanmıştır. Bu konu da odamızın takibindedir ve yasal süreç devam etmektedir. Adalet tecelli etmediği sürece bu vahşi soygun devam edecektir. Yargımız elini çabuk tutmalıdır.

Kıbrıs Türk halkı emsali görülmemiş uygulamalar ile sömürülmektedir. Kalecik I Sözleşmesi ‘sarı öküz’ emsali Kıb-tek’in içerisine AKSA’yı sokmak için yapılmış bir anlaşma idi.

Enerji konusunda ülkemizin ilgililerinin birinci öncelikli görevi Kalecik sözleşmeleri ile uğradığı zararı talep etmek ve gerçek ihtiyaca uygun şeffaf, kamuya açık usuller ile enerji ihtiyacını karşılamaktır.

Uğruna yüzlerce canımızı yitirdiğimiz nice bedeller ödediğimiz yurdumuzda kimseye biat etmeden, ayrımsız ve kayırmasız, çevremizi kirletmeden, güven içinde yaşamak için hep birlikte mücadele etmeliyiz”









Başa dön tuşu