Kıbrıs Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Derneği (KEMA) Mütevelli Heyeti Başkanı İlkay İlseven, Mersinlik yangınından sonra ülkeyi yönetenlerin ve sivil toplum örgütlerinin birçoğunun günlerce sosyal medyada şov yaparak yanan alanın yeniden yapılandırılacağı söyleyip gündemi meşgul ettiğini hatırlattı, “Çölleşme karşısında insanoğlunun tek silahı; ağaçlandırmadır” dedi
İlseven: 78 bin hektar olan orman alanını ağaçlandırmalarla 100 bin hektara çıkarmalıyız
Yazılı açıklama yapan İlseven, küresel ısınmanın etkilerini azaltma yönünde alınacak tedbirlerin başında hiç şüphesiz ağaçlandırmanın geldiğini söyleyerek, bu nedenle dünyada geniş çaplı ağaçlandırma kampanyaları yürürlüğe koyulduğunu, milyonlarca fidan dikildiğini kaydetti.
İlseven, “Ülkemizin küresel ısınmadan en çok etkilenecek ülkeler arasında yer alması nedeniyle bu çevre felaketinin etkisini azaltmak yönünde radikal önlemler alarak her türlü tehlikeye karşı ormanlarımızı korumamız ve 78 bin hektar olan orman alanını ağaçlandırmalarla 100 bin hektara çıkarmalıyız” dedi.
“Güzelyurt fidanlığının fidan üretim kapasitesi 4 milyondan 200-500 binlere düştü”
Bunu gerçekleştirmek için ülkede potansiyel alanların mevcut olduğunu ancak bunu hayata geçirecek bir iradenin olduğunu söylemenin mümkün olmadığını söyleyen İlseven, orman alanlarını artırmak bir yana, mevcutlarını bile korumaktan aciz yönetimlerle karşı karşıya bulunulduğunu vurguladı.
“Her yıl ağaçlandırma alanlarını biraz daha azaltarak durdurma noktasına getirmek üzeredirler” diyen İlseven, 1990’lı yıllarda Güzelyurt fidanlığının fidan üretim kapasitesinin 4 milyonlara kadar çıkmışken, bugün bu rakamın 200-500 binlere gerilediğini, bunun sebebinin de ağaçlandırmaya ayrılan bütçenin çok yetersiz olması ve her yıl azaltılarak devam etmesi olduğunu kaydetti.
“Çölleşme ile mücadelede insanoğlunun elinde tek bir silah vardır; ağaçlandırma”
Bu yıl fidan üretimi için bütçe ayrılmadığını, ülkede orman yangınlarının ormanlarda yaptığı tahribatın, böceklerin ormanlara verdiği zararın, başıboş otlatmanın, usulsüz kesimlerin ve orman katliamlarının hiç durmadan artarak devam ettiğini belirten İlseven, tüm bunların da ormansızlaşmayı tetikleyen olgular olduğunu dile getirdi.
İlseven, “Eğer fidan üretimi ve ağaçlandırmaya her yıl gerekli bütçe ayrılmaz ve bu böyle devam ederse ülkemiz yakın gelecekte çölleşme olgusu ile karşı karşıya kalabilir. Çok iyi bilinmelidir ki; çölleşme ile mücadelede insanoğlunun elinde tek bir silah vardır, o da ağaçtır, ağaçlandırmadır. Her gün havaya bakarak yağmur yağsın diye dua ediyoruz” dedi.
“Ülkemizde bunu gerçekleştirecek bir iradenin olduğuna inanmak saflık olur”
Ormanların bu yöndeki faydasının hiç dikkate alınmadığını, uzun yıllara dayalı bir araştırmada ormanların yağmuru getirdiğinin kanıtlandığını hatırlatan İlseven, sadece tek bu faydalı yönü dikkate alındığında bile radikal tedbirler alarak gerekli olan bütçenin derhal oluşturulması ve ağaçlandırmayı artırmanın yollarının bulunmak zorunda olduğunu vurguladı.
“Ancak ülkemizde bunu gerçekleştirecek bir iradenin olduğuna inanmak saflık olur” diyen İlseven, iki yıl önce meydana gelen Mersinlik yangınından hemen sonra ülkeyi yönetenlerin ve sivil toplum örgütlerinin birçoğunun günlerce sosyal medyada şov yaparak yanan alanın yeniden yapılandırılacağı (rehabilite) ve ağaçlandırılacağı ile ilgili bilgisi olsun veya olmasın demeçler vererek, vaatlerde bulunarak gündemi meşgul ettiğini hatırlattı.
İlseven, “Bugün ne yapıldığına baktığımızda sadece Orman Dairesi yetersiz imkanlarla bir kısım çalışmalardan başka hiçbir çalışma yapılmamıştır. Bilimsel olarak, yanan bir alanın aynı yıl içerisinde ağaçlandırma zorunluluğu vardır. Ancak aradan 2 yıl geçmesine rağmen hala daha yanan alan enkazdan tamamen temizlenmemiş ve ağaçlandırma yapılamamıştır” dedi.
“Bu yöneticiler ancak ormanları birilerine peşkeş çekmeyi çok iyi beceriyor”
Beceriksiz bir yönetimin idare ettiği ülkede ormanlarda bilimsel ve toplum yararına faydalı işler yapılmasını beklemenin aptallık olacağına işaret eden İlseven, bu yöneticilerin ancak ormanları birilerine peşkeş çekmeyi çok iyi becerdiklerini belirtti.
İlseven, “1995 yılında Girne Beşparmak’larda çıkan yangın sonucu yanan alan, Mersinlik’te yanan alanın 5 misli fazlasıdır. O dönemde oluşturulan yangın fonu sayesinde Türkiye’den getirilen kesim ekipleri ile olağanüstü bir çalışma yürütülerek yanan alan 7-8 ay gibi çok kısa bir zamanda enkaz kaldırılarak sahanın ağaçlandırılması aynı yıl içerisinde tamamlanmıştır” dedi.
“Ormanlarımız kaderine terk edilmiş durumda”
İlseven şöyle devam etti;
“Bu örnek şunu ifade ediyor; 1995 yılında ülkeyi idare edenler bilimsel ve teknik bir çalışma için gerekli olanakları sağlayarak bu işin kısa sürede tamamlanmasını başardılar. Ancak 2 yıl önce meydana gelen Mersinlik yangınında maalesef bunu göremedik.
Bugünkü beceriksiz yönetimler aynı başarılı çalışmayı yapamadılar. Bugün ormanlarımız kaderine terk edilmiş bir şekilde durmaktadır;
“Bütçeye her yıl yeterli ödenek koyulmalı, ağaçlandırma yapılmalı”
Özetle;
– Ormanların sürdürülebilir yönetim ilkeleri doğrultusunda planlanarak yeniden yapılanmasına ihtiyaç vardır.
– ‘Kamu yararı kavramı’nın yanlış değerlendirilerek ormanların amaçları dışında kullanılmasına izin veren yasal düzenlemeler de değişiklik yapılarak düzeltilmelidir.
– Orman yangınları ile mücadelede ve yangın alanlarının yeniden ağaçlandırılması için her yıl bütçeye yeterli ödenek konmalıdır.
– Son yıllarda popülasyonu artan çam kese böceği ile mücadele kapsamında havadan mücadele için yeterli bütçe oluşturulmalıdır.
Ormanlarımızın çok yönlü hizmetlerinden sürekli yararlanması, erozyonun önlenmesi, su rejiminin düzenlenmesi; Ormanların sağlık ve estetik işlevlerini yapabilmesi ve ormancılıkta sürdürülebilirliğin sağlanması ancak doğal gençleştirme ve ağaçlandırmalarla mümkündür.
Bunun için bütçeye her yıl yeterli ödenek konmak suretiyle ağaçlandırmalara hız verilmeli ve orman alanları artırılmalıdır”