Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Finansal Düzenleme ve Risk Yönetimi Merkezi Başkanı ve Bankacılık ve Finans Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mete Feridun sön dönemde gündeme gelen et fiyatlarındaki artışı ve hükümetin bu konuda alması gereken tedbirleri Özgür Gazete’ye değerlendirdi
Feridun: Hükümetin temel görevi piyasada bir kaos ortamı oluşmasını önlemek
Ülkedeki yüksek et fiyatları konusunda hayvancının kasabı, kasabın hayvancıyı, vatandaşın ise marketleri suçladığı bir durum olduğuna dikkat çeken Feridun, hatta görünüşe göre hayvancıların da dönüp et fiyatlarından şikâyet eden tüketicileri suçladığına işaret etti.
Et fiyatlarında uzun süredir yaşanan dalgalanmaların diğer bazı sektörleri de olumsuz etkilediğini anlatan Feridun, “Örneğin Restorancılar Birliği’nin de bu konuda zaman zaman basına yansıyan sert demeçlerini görüyoruz. Dolayısıyla ülkede hayvancı, marketçi, restorancı ve tüketicilerin karşılıklı olarak birbirlerini suçladıkları bir süreç yaşanırken hükümetin gelişmeleri uzaktan izlermiş gibi bir izlenim vermesi ekonomi yönetimi açısından olumsuz bir izlenim yaratıyor” dedi.
“Ekonomiyi günübirlik tedbirlerle yönetme alışkanlığını terk etmemiz gerekir”
Temel görevi piyasada bir kaos ortamı oluşmasını önlemek olan hükümetin bu süreçte somut bir adım atmamasının piyasa dinamiklerinin de ötesinde olumsuz sonuçlara yol açtığına dikkat çeken Feridun, “Örneğin, Kıbrıs’ın güneyinden ülkemize et kaçakçılığı faaliyetlerinin son dönemde artmış olduğunu basında çıkan haberlerden görüyoruz. Ancak şunu da söylemek gerekir; Ekonomiyi günübirlik tedbirlerle yönetme alışkanlığını da artık terk etmemiz gerekir” dedi.
“Örneğin, zaman zaman hükümetin et ithaline izin verebileceği gündeme gelse de bu konuda tereddütlü davrandığını görüyoruz” diyen Feridun, bunun kısa vadede piyasayı rahatlatsa da uzun vadede hayvancılık sektörünü olumsuz etkileyebileceğini, bu tip müdahalelere böyle dönemlerde karar verebilmenin de bütün hükümetler için zor olduğunu kaydetti.
Feridun, “Dolayısıyla piyasalara yapılabilecek müdahalelerin ön çalışmasının kriz dönemlerini beklemeden gerçekleştirilmiş olması gerekir ki ihtiyaç duyulduğu anda gerekli adımlar kararlı bir şekilde atılabilsin” ifadelerini kullandı.
“Piyasa ekonomisinin oluşturduğu istikrarsızlıklara çare üretmek hükümetin sorumluluğu”
Hükümetlerin görevinin piyasa ekonomisinin oluşturduğu istikrarsızlıkların etkisini uygun ve kararlı politikalarla gidermek olduğunu, Aralık 2022’de hükümet yetkililerinin “Yaptığımız girişimler sonucunda et fiyatlarında indirime gidildi. Fiyatlar istenen düzeyde olmazsa et ithali opsiyonunu yeniden gündeme alabiliriz” diye bir açıklama yaptığını da hatırlatan Feridun, “Öyle anlaşılıyor ki buna hayvancılar yoğun tepki göstermiş ve bu konu tekrar gündeme gelmemişti” dedi.
Bu açıklamadan, 4 ay sonra ise “Et fiyatında taban ve tavan fiyatı yakında duyuracağız” diye yeni bir açıklamanın yapıldığını da anımsatan Feridun, “Bu açıklamanın üzerinden şu an itibarıyla yaklaşık bir yıl geçmesine rağmen bu konuda somut bir adım atılmamış olması piyasadaki kaos ve belirsizlik ortamını daha da kötü hale getirmiştir. Hükümetin kararsız ve tereddütlü tavrı sadece piyasalardaki karmaşayı körüklemekle kalmayıp aynı zamanda da tüketici davranışları üzerinde olumsuz bir etki yaratmaktadır” dedi.
“Hükümetin görevi piyasalardaki aksaklıkları düzelterek kamu yararını tesis etmektir”
“Serbest piyasa ekonomisini savunan biri olsam da gelinen noktada artık piyasa ekonomisinin ülkedeki sosyal refah ve adalete zarar verdiğini kabul etmek durumundayım” diyen Feridun bunu da şu örnekle açıkladı;
“Örneğin, et piyasası özelinde bakacak olursak piyasa ekonomisinin etkin bir şekilde çalışamamasının devlet müdahalesini kaçınılmaz hale getirdiğini söyleyebiliriz. Hükümetin ekonomi yönetimindeki görevi piyasalardaki aksaklıkları düzelterek kamu yararını tesis etmektir. Şu anda yaşamakta olduğumuz gibi bir takım önemli piyasa aksaklıklarının gündeme geldiği durumlarda ne piyasa dengesinden ne de ekonomide kaynakların ve refahın etkin dağılımından bahsetmek mümkün olmaz. Dolayısıyla gelinen noktada hükümetin piyasaya müdahale ederek gerek tüketicilerin fahiş fiyatlar ödemesini gerekse de hayvancıların istismar edilmesini önleyecek tedbirler alması gerektiğini söyleyebiliriz”
“Piyasalara müdahalenin ötesinde gelir ve servet dağılımında adaletin sağlanması gerekir”
Piyasalara dışarıdan müdahale edilmesi konusunda tereddütleri olsa da madem ki Mal ve Hizmetler Yasası, Tüketicileri Koruma Yasası ve Belediyeler Yasası ve 2018 yılında çıkarılan Tüketicilerin Fahiş Fiyatlardan Korunmasına İlişkin Yasa Gücündeki Kararname, yetkililere fiyat denetimi, hatta kâr marjı belirleme yetkisi veriyor, gelinen noktada bu yetkilerin piyasa dinamiklerini fazla bozmayacak şekilde kullanılmasında fayda olacağını düşündüğünü söyledi.
Feridun, “Ama piyasalara dışarıdan müdahale yapılması bir alışkanlık haline gelmemelidir. Ayrıca bu müdahale uzun vadede bu başarılı olur mu bundan da emin değilim. Neticede ekonomide bozuk olan sadece piyasa mekanizması değil. Bunun da ötesinde özellikle gelir ve servet dağılımında adaletin sağlanması için de devletin uzun vadeli mali politikalar geliştirerek gerekli müdahaleleri yapması gerekir ama bunun için bir takım siyasi bedelleri ödemeyi göze almak gerekir” dedi.