Doğu Akdeniz Üniversitesi Finansal Düzenleme ve Risk Yönetimi Merkezi Başkanı ve Bankacılık ve Finans Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mete Feridun hayat pahalılığının hesaplanmasında yanlışlık yapıldığının ilgili Meclis Araştırma Komitesi tarafından kesin olarak tespit edilmiş olmasını değerlendirdi
Feridun: Hayat pahalılığının hesaplanmasında hata yapılmış olmasının bir takım siyasi sonuçları olacaktır ama ilk aşamada sağduyulu davranmakta fayda var
Hayat pahalılığının hesaplanmasında hata yapılmış olmasının bir takım siyasi sonuçları olacaktır ama sağduyulu davranmakta fayda olduğunu düşünüyorum.
Ana muhalefet partisi lideri Tufan Erhürman geçtiğimiz gün mecliste yapmış olduğu kısa açıklamada hayat pahalılığının hesaplanmasında yanlışlık yapıldığının İstatistik Kurumu Verilerinin Gerçeği Yansıtıp Yansıtmadığına Yönelik Meclis Araştırma Komitesi tarafından kesin olarak tespit edildiğini ifade etmiştir ancak herhangi bir detay paylaşmayarak kamuoyunu merak içinde bırakmıştır.
Resmi enflasyon hesaplamalarında hata yapılması sadece geçici bir güvensizlik yaratmakla kalmaz, aynı zamanda geniş ekonomik sonuçlar doğurarak toplumun bütün kesimlerini etkiler.
Bu bakımdan hatayı görmezden gelemeyiz ama hatanın tespit edilmiş olması kadar bu hatanın boyutu, hangi dönemi ilgilendirdiği ve bundan sonra izlenecek sürecin nasıl yönetileceği de önemlidir.
“İstatistik Kurumu’nun hayat pahalılığının hesaplanmasında hata yapmış olması kuruma olan güveni erozyona uğratacaktır ancak söz konusu hatanın büyüklüğü de önemlidir”
Bu yüzden sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için hatanın tam olarak ne olduğu ve ne kadar önemli olduğunu görmek gerekmektedir.
Hatanın büyüklüğü ne olursa olsun İstatistik Kurumu verilerine olan güveni bir ölçüde erozyona uğratacaktır ancak sözkonusu hatanın büyüklüğü de önemlidir. Kaydadeğer bir hata olmamasının yaratacağı tepki başkadır, kasti olarak yapılmış olduğu şüphesi uyandırabilecek nitelikte bir hata varsa bunun yaratacağı tepki başkadır.
Bu konuda sağduyulu davranıp ilgili Meclis Araştırma Komitesi resmi bir detay paylaşmadan toplumda spekülasyonlara yol açabilecek tepkilerden kaçınmak gerekir. Konunun siyasi boyutundan ayrı olarak şunu da ifade etmek gerekir ki İstatistik Kurumu’nun itibarsızlaştırılması kimseye bir fayda getirmez.
“Hayat pahalılığının hesaplanmasında yapılan hatanın tespit edilmesinin ardından izlenilecek sürecin iyi yönetilmesi gerekir”
Hayat pahalılığının hesaplanmasında yapılan hatanın detaylı olarak açıklanmasının ardından izlenilecek sürecin nasıl yönetileceği de önemlidir.
İlgili Meclis Araştırma Komitesi’nin nihai sonuçları toplumda gerçekçi olmayan beklentilere veya aşırı tepkilere yol açmamak adına mümkün olan en kısa sürede paylaşması gerekir.
Resmi verilerde bu tip önemli sayılabilecek bir hata tespit edildiğinde, durumun zaman kaybetmeksizin şeffaf bir şekilde açıklanması ve gerekli adımların ivedilikle atılması toplumsal güvenin tekrar sağlanması açısından kritiktir.
Bu bakımdan nihai sonuçların ardından gündeme gelebilecek muhtemel geriye dönük mağduriyetlerin zamanında giderilebilmesi açısından da hızlı hareket etmek gerekir.
Ancak yeri gelmişken şunu da belirtmekte fayda var, İstatistik Kurumu’na güven duyulabilmesi için verilerin doğru olması kadar yasada belirlenmiş takvim çerçevesinde de zamanında açıklanması gereklidir.
“Hükümetin herhangi bir somut adım atmaması kadar eleştiriler karşısındaki genel tepkisiz tavrı da şaşırtıcı ve endişe vericidir”
Ekonomi yönetimi açısından endişe verici olan enflasyon hesaplamalarında hata yapılmış olması veya izlenen politikaların hatalı olması değil, hükümetin eleştiriler karşısındaki tepkisiz tutumudur.
Bir yandan hükümet almadığı tedbirler nedeniyle yüksek enflasyona yol açmakla suçlanırken diğer yandan da enflasyon rakamlarını düşük hesapladığı yönünde eleştirilerle karşı karşıyadır.
Ekonominin kötüye gittiği her ülkede hükümetler zaman zaman kendilerini böyle bir pozisyonda bulabilirler. İçinde bulunduğumuz enflasyonist süreçte özellikle işletmelerin yüksek kar marjları uygulaması tepkilere yol açmaktadır.
Hükümetin KDV yolu ile gelir elde ettiği gerekçesiyle bu durumdan şikayetçi olmadığı yönünde eleştiriler gündeme gelmektedir.
Normal bir ülkede bu tip ciddi eleştiriler karşısında hükümet kendini savunmak adına somut açıklamalar yapar ve izleyeceği yöntemler konusunda mümkün olduğunca şeffaf davranmaya çaba sarfeder.
Ancak ülkemizde hükümet yetkililerinin bu yönde bir gayret içerisinde olmamaları şaşırtıcıdır. Bu bakımdan hükümetin herhangi bir somut adım atmaması kadar eleştiriler karşısındaki genel tepkisiz tavrı da şaşırtıcı ve endişe vericidir.
“Enflasyon hesaplamalarını hükümetin resmi verilerinin yanı sıra Türkiye’deki Enflasyon Araştırma Grubu’na benzer bağımsız bir çalışma grubunun da hesaplaması faydalı olabilir”
Bizim gibi resmi enflasyon verilerine güvenin kaybolduğu ülkelerde, hükümetin resmi verilerinin yanı sıra bağımsız kurumlar tarafından alternatif rakamların da açıklandığını görüyoruz.
Türkiye’deki Enflasyon Araştırma Grubu’na benzer, akademisyenler ve ekonomistlerden oluşacak bir çalışma grubunun resmi enflasyon rakamlarına paralel olarak bağımsız bir şekilde düzenli olarak enflasyon hesaplaması yapması faydalı olabilir.
Bunu sadece hataların tespit edilmesini sağlayacak bir adım gibi algılamamak lazım.
Alternatif enflasyon hesaplamaları, hükümetlerin ekonomi politikalarını şekillendirirken daha geniş bir veri setinden faydalanmalarını sağlayarak, daha dengeli ve etkili tedbirler alınmasına olanak tanıyabilir.
Bizde de bu işin öncülüğünü örneğin DAÜ Ekonomik Araştırmalar Merkezi yapabilir ve bu süreçte enflasyon konusunda uzman ekonomist ve emekli bürokratlarımızdan da faydalanabilirler.