Kıbrıs Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (KEMA) Mütevelli Heyeti Başkanı İlkay İlseven, 21 Mart Dünya Ormancılık Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında; çam kese böceğinden yok olan ormanlık alanlar kadar bugünü ve yapılması gerekenleri sıraladı
İlseven: Her yıl 10–15 milyon hektar ormanlık alan insan eliyle çıplaklaştırılıyor
“Ülkemiz orman fakiridir! Orman alanı en az 100 bin hektar olmalı. Potansiyel var, siyasi irade yok!” başlıklı yazılı açıklama yapan İlseven, dünyada 1972, Kıbrıs’ın kuzeyinde ise 1978 yılından beri kutlanmakta olan “Dünya Ormancılık Günü“nün ormanların daha iyi korunması, geliştirilmesi, iyi bir şekilde işletilmesinin önemi ile çok yönlü faydaları gibi konuların çeşitli haberleşme araçlarıyla duyurulması ve halkın bu yöndeki ilgisinin artırılmasını amaçladığına dikkat çekti.
İlseven, “Dünyanın en önemli yenilenebilir doğal kaynaklarından biri olan ormanlar son 30 yıldan bu yana büyük bir tahribatla karşı karşıya olup her yıl 10–15 milyon hektar ormanlık alan insan eliyle yapılan yanlış müdahaleler sonucu çıplaklaşmaktadır” dedi.
“Orman fakiri bir ülkeyiz, radikal önlemler almalıyız”
Ülkemiz ormanlarında ilk çağlardan beri süregelen tahribatlar ve bunun sonucu meydana gelen zararlar ile günümüzde yaşanan orman ve arazi yangınları, ormanların ormancılık amaçları dışında kullandırılması ve peşkeş çekilmesi, başıboş keçi otlatması, usulsüz kesimler ve böcek zararları sonucu bu tahribatın büyük boyutlarda seyrettiğini gözlemlendiğini söyledi.
İlseven, “Küresel ısınmanın da yarattığı olumsuzluklar hesaba katıldığında ülkemizde ormancılık gününün önemi her gün daha da artmaktadır. Orman fakiri bir ülke olmamız nedeniyle bu kötü gidişe artık dur deyip ivedi ve radikal önlemler alarak son vermeliyiz” dedi.
“Ülkemizde böyle bir iradenin olduğunu söylemek mümkün değil”
İlseven açıklamasına şöyle devam etti;
“Küresel ısınmanın etkisini iyice hissettirdiği bu dönemde felaketin etkilerini azaltmak yönünde düşünülecek tedbirlerin başında hiç kuşkusuz ormanların etkin bir şekilde korunması ve ağaçlandırmalarla alanlarının artırılması gelmektedir.
Ormanlardan beklenen ekonomik, hidrolojik, klimatik, sağlık ve regreasyon hizmetlerinden tüm olarak yararlanılması ancak yüzde 18 olan verimli orman açığının süratle kapatılması ile mümkün olacaktır. Uygulamaya konacak planlı programlı ağaçlandırma projeleri sayesinde 76 bin 771 hektar olan orman alanının 100 bin hektara çıkarılması sağlanmış olacaktır.
Ülkemizde bunu gerçekleştirmek için potansiyel ağaçlandırma alanları mevcuttur. Ancak ülkemizde böyle bir iradenin olduğunu söylemek mümkün değildir.
“90’lı yıllardaki 3–4 milyon fidan üretimi rakamları günümüzde 100 binlere geriledi”
Orman alanlarının artırılması bir yana mevcutlar etkin bir şekilde korunamamaktadır. 90’lı yıllarda fidan üretimi 3–4 milyon rakamlara çıkmışken günümüzde bu rakam 100 binlere gerilemiştir.
Aynı şekilde orman koruması açısından da birçok zafiyetlerimiz vardır. Gerek orman yangınlarıyla mücadele, gerekse orman zararlıları ile mücadelede yetersiz ve etkisiz kalınmaktadır.
“Çam kese böceğinde 5 yıldır ısrarla yanlış yöntemler uygulanıyor”
Eksik, aksak ve etkisiz yöntemlerle, sistemsiz ve ilkel metotlarla mücadele yapılmaya çalışılmaktadır. Böyle olunca da ormanlarımız korumasız bir şekilde tehlikelere karşı koyamadığı için yok olup gitmektedir. Bu gün ormanlarımızda yaşanan tam da budur;
Bugünlerde ülke gündemini meşgul eden çam kese böceği ile mücadelede yanlış yöntemler kullanıldığını görmek bizleri üzmektedir.
Böceğin yoğun olduğu dönemlerde sistemin ön gördüğü ve tavsiye ettiği yöntem olan havadan biyolojik ilaçlama 5 yıldır ısrarla uygulanmamakta ve ormanların tahribine neden olunmaktadır.
Salgın halini alan ve evlere kadar girerek insan sağlığını tehdit eden çam kese böceğine karşı ilgisiz ve duyarsız kalan, bu konuda uzman kişilerin uyarılarına, söylem ve eylemlerine kulak tıkayan, bu aşamada sistemin ön gördüğü etkin ve ana mücadele yöntemi olan havadan ilaçlamayı yapmamakta ısrar eden, ormanların tahribine ve yok olmasına adeta seyirci kalan idare ve yönetimleri şiddetle kınıyoruz.
“Önümüzdeki aydan itibaren ülkemizde yangın mevsimine girilmiş olacak”
Önümüzdeki aydan itibaren ülkemizde yangın mevsimine girilmiş olacaktır. Kış mevsiminin bu yıl yağışlı geçmesi nedeniyle orman ve özel arazilerde bolca yanıcı madde olacağı aşikârdır.
Şimdiden çalışmalara başlanarak yangın mevsiminden önce yangınlara karşı tüm tedbirlerin alınması büyük önem arz etmektedir. Aynı şekilde kurum ve kuruluşların da yasa ve tüzüklerin kendilerine verdiği görev ve sorumluluklarla ilgili tüm tedbirleri alarak hazırlıklı olmaları gerekmektedir.
Orman yangınları ile mücadelede eksik olan hava aracının (Helikopterin) ülkemizde konuşlandırılması zorunluluk arz etmektedir.
Bunun gerçekleştirilmesi halinde meydana gelecek yangınlara erken müdahale edilerek meydana gelebilecek zararın da asgari seviyede tutulması sağlanacaktır.
“Ormana yapılacak her şey yeşil örtüye, turizme, tarıma ve genelde ülkemize yapılmaktadır”
Diğer taraftan ormancılık hizmetlerinde görev yapan teknik ve vasıflı personelin sayıca çok yetersiz olması ormancılıkta verimli bir çalışmanın yürütülmesine imkân vermemektedir bu nedenle yeterince vasıflı teknik eleman istihdamı ivedilikle yapılmalıdır.
Mevcut ormanlarımızın etkin bir şekilde korunması, ağaçlandırmalarla orman alanının artırılması, ormanların sürdürülebilir yönetim ilkeleri doğrultusunda planlanarak işletilmesi, ulusal ormancılık amaçlarımızın başında yer alması gerekmektedir.
Ormancılık hizmetleri uzun vade yatırımı gerektirmektedir. Bugün dikilen fidanların ağaç olması için yıllara ihtiyaç vardır. Ormana yapılacak her şey yeşil örtüye, turizme, tarıma ve genelde ülkemize yapılmaktadır.
Bu nedenle gelecek nesillere yeşil bir ülke devretmek yönünde tüm yetkililere ve vatandaşlarımıza büyük görevler düşmektedir. Elbirliği ile ormanlarımızı koruyalım, alanlarını çoğaltalım.
21 Mart Dünya Ormancılık Günü’nün tüm halkımıza kutlu olmasını dileriz”