Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Beste Oymen, 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, su kıtlığı ya da kirliliğinin topluluklar ya da ülkeler arasında çatışmalar çıkarabilecek kadar önemli olduğunu vurguladı
Oymen: Dünya Su Günü’nün bu yılki teması “Barış İçin Sudan Faydalanmak”
Yazılı açıklama yapan Oymen şunları kaydetti;
“Canlıların yaşaması için hayati öneme sahip olan su, en küçük canlı organizmadan en büyük canlı varlığa kadar, biyolojik yaşamı ve bütün insan faaliyetlerini ayakta tutmaktadır.
1993 yılında Birleşmis Milletler Genel Kurulu, suyun önemini vurgulamak ve dünya çapında su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir yönetimi konusunda farkındalık yaratmak amacıyla 22 Mart tarihini “Dünya Su Günü” olarak ilan etmiştir.
Dünya Su Günü’nün bu yılki teması “Barış İçin Sudan Faydalanmak” olarak belirlenmiştir. Su döngüsündeki işlev bozuklukları, sağlıktan açlığa, eğitimden sanayiye, afetlerden barışa kadar tüm önemli küresel konulardaki ilerlemeyi baltalamaktadır. İyi su yönetimi barış için anahtardır. Ülkeler bu değerli ortak yaşam kaynağı olan su üzerinde iş birliği yaptığında barış için bir araç olabilir.
“Su kıt veya kirli olduğunda topluluklar ve ülkeler arasında çatışmayı tetikleyebilir”
Su kıt olduğunda veya kirli olduğunda ya da adil olmayan bir şekilde paylaşıldığında veya suya erişim mümkün olmadığında topluluklar ve ülkeler arasında çatışmayı tetikleyebilir ve yoğunlaştırabilir.
Küresel uygarlığın ve barışın temeli sayılan suya bir devletin yeterli miktarda sahip olması ekonomik ve siyasal istikrarı kadar var olması ile de doğrudan ilgili olup su güvenliği de uzun dönemde bölgesel barış ve güvenliğin tesisine katkı sağlamada önemli bir vasıtadır. Yetersiz su kaynakları ve suya ilişkin diğer problemler de tam tersi bir etki yaratarak suyu istikrarsızlığın kaynağı haline getirebilmektedir.
“Herkesin üzerine çok büyük sorumluluk düştüğünü unutmamak gerekir”
İklim değişikliğinin etkileri artarken ve dünya nüfusu büyürken, su kaynaklarımızı koruma ve muhafaza etme ihtiyacı daha da önem kazanmaktadır. Kamu sağlığı ve refahı, gıda ve enerji sistemleri, ekonomik üretkenlik ve çevresel bütünlük, hepsi iyi işleyen ve adil bir şekilde yönetilen bir su döngüsüne bağlıdır.
Yaşadığımız bu dünya gelecek kuşaklara emanet olacağından, herkesin üzerine çok büyük sorumluluk düştüğünü unutmamak gerekir. Suyun yalnızca kullanılacak ve üzerinde rekabet edilecek bir kaynak olmadığının, yaşamın her alanına özgü bir insan hakkı olduğunun bilinciyle hareket etmeliyiz.
Siz, aileniz, okulunuz ve çevrenizdekiler, su etrafında birleşerek, suyu kirletmeden ve israf etmeden verimli ve barış için kullanarak, daha istikrarlı ve müreffeh bir yarının temellerini atabilirsiniz”