InstagramKıbrısKültür&SanatManşet

Atik: Sahte değil gerçek






Ülkem, ülkem, Kıbrıs ülkem.
Bağır bağır bağırıyorum,

Koşun kurşun eritmeye çağırıyorum… Memleketim, memleketim, memleketim, Ne kasketim kaldı senin ora işi,
Ne yollarını taşımış ayakkabım,

Son mintanın da sırtımda paralandı çoktan… Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benzeyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim…

Parça parça darmadağınık şair ustanın şiirleri. Tıpkı bizim gibi ,tıpkı onlar gibi tıpkı ülkem gibi.

Memleketi için, ülkesi için, halkı için, toplumu için geçmişten günümüze mevcut parlamenter sistem içinde sanat kavramını bilerek öncelikli, acil “poletikaları” arasına koyarak bu uğurda çalışan ne tek bir siyasi parti ne de parlamenter olamadı.

“Hiç olur mu?” diyenleri duyar gibiyim ama, seçim dönemlerinde, seçim kitapçıklarına döşenmiş sanatla ilgili cümlelerden veya o panayır senin bu panayır benim diye dolaşmalardan bahsetmiyorum.

Hani hep söylenir; Almanya ikinci dünya savaşı sonrası halkın moral gücünü yükseltmek için öncelikli tercihini opera ve tiyatro binalarını yapmaya kullanmış

Biz ne yapmışız?

Savaş sonrası (1974) öncelikli tercihimizi ülkenin topraklarını ganimet olarak eşe dosta peşkeş çekmek olarak kullanmışız. Şimdi ne durumdayız?

Artık ülkede tiyatro oyunlarını yasaklamaya başlamışız, her şeyimizi sahtelemişiz, diplomalar sahte, üniversiteler sahte, reçeteler sahte, profesörden taksiciye, emlakçıdan botokscuya; burada her şey sahte olmuş.

Biz de bu ülkede 2024 yılında bütün bu sahteliklere inat tüm gerçekliğimizle 27 Mart Dünya Tiyatro Gününü kutluyoruz.

Tiyatro adalettir, tiyatro estetiktir, tiyatro etiktir, tiyatro gerçektir.

Hepsinden önemlisi Tiyatro ahlak ve adalet savunucusudur. Bütün bu gerçekler evrensel normlarla ortada dururken ve tiyatro ortaya koyduğu oyunlarla, iyiyi güzeli doğruyu buluşturma sürecinde kusursuzu ararken, bunu sadece kendisi için yapmıyor.

Ortaya konan oyunlar toplumun daha iyi daha güzel daha doğru yaşaması için yapılıyor. Çünkü sanat doğru sözlü ise toplumun çürüyen yanlarını ortaya koyar.

Bizler 1999 (GİBETSU’nun kuruluşu) yılından bu güne kadar tam 25 yıldır, bütün oyunlarımızı, bu anlayışla seçtik ve sahneledik. Özelde Girne‘de genelde tüm Kıbrıs’ta ve en genelde de dünyanın birçok ülkesinde.

Bu anlayışın temeli 16 Ağustos 1983 ’de (GÜSAD’ın kuruluşu, Mısırlızade Sinemasında Toros Canavarı adlı oyun sahnelenmeden önce) söylenen şu sözcüklerde yatıyor;

“Şu an için olanaklarımız sınırlı olmuş olabilir, sanatın her alanına uzanamamış olabiliriz ama bu tohum bütün DEVE DİKENLERİNE inat büyüyecektir”

Ülkemizdeki tüm sahteliklere Girne Tiyatro Su’nun bütün gerçekliğiyle inadına perde, inadına tiyatro, inadına sanata evet.

GİRNE TİYATRO SU
Derman Atik









Başa dön tuşu