Basın Emekçileri Sendikası (Basın-sen), Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) Müdürü Fehmi Gürdallı‘nın kurumu keyfi bir şekilde yönettiğini, kurum içinde yapılan terfi sınavlarında başarılı olan basın emekçilerinin mülakat ve performans kriterleri bahane edilerek engellendiğini belirtti
Basın-sen: TAK, Gürdallı’nın babasının çiftliği değildir
Yazılı açıklama yapan Basın-sen Yönetim Kurulu, TAK’ı yıllardır anti-demokratik bir şekilde yöneten, kendisine muhalif olan isimleri kendi yöntemleri ile cezalandıran ve bu konularda ne yazık ki kendisine tepki vermesi gereken yerlerden tepki görmediği için daha da cesaretli bir şekilde adaletsizlikler yapmaya devam eden TAK Müdürü Fehmi Gürdallı’ya, babasının çiftçiliğini ve/veya itaat ettiği Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun şirketini değil de bu toplumun malı olan bir kurumun müdürü olduğunu hatırlattı.
Gürdallı’nın her kesime eşit mesafede olması beklenen bir görevde bulunmasına rağmen, belirli kesimlerin haberlerine ajansta yer vermediğine vurgu yapan bildiri, Gürdallı’nın kurum içerisinde son yapılan terfi sınavları sonrasında başarılı olan basın emekçilerinin ‘mülakat’ ve ‘performans’ bahaneleriyle terfi almasının önüne geçtiğini ileri sürdü.
Uzun süredir uygulanan anti-demokratik ve keyfi uygulamaların ardından basın emekçilerine karşı yapılan bu girişimin kabul edilemez olduğunun altın çizen Basın-sen, “Artık bu kişinin o koltuktan gitme vaktinin geldiğini göstermektedir” ifadelerini kullandı.
“Performans alandaki çalışmalarla değil, amirlerin ağzından çıkacak sözlerle yapılıyor”
Kurum içi terfilerin engellenmesinde kullanılan “performans” kriterinin basın emekçisinin takip ettiği, sahada çalıştığı ve yazdığı haberlere göre yapılması gerektiğinin altını çizen Basın-sen, TAK’taki uygulamanın ise bu kriterin amirlerin iki dudağının arasından çıkacak söze göre yapıldığını belirtti.
Kendisine itaat etmeyen kişilerin önünü kesmek için kullanılan bu yöntemin ahlak dışı bir uygulama olduğuna vurgu yapan Basın-sen, “Gürdallı ile kol kola girip ajansı keyfi bir şekilde yöneten tüm isimler ve örgütler de bu anti-demokratik yönetim biçiminden sorumludurlar, bu yönetim biçiminin bir parçasıdırlar ve ses çıkarmadıkları sürece hem Ertuğruloğlu’nun hem de onun kuklası olan Gürdallı’nın suç ortağıdırlar” şeklinde görüş belirti.
“Bu dikta tutum karşısında artık sessiz kalmayacağız”
Basın-sen‘in basın sektöründe en güçlü örgüte sahip olan ve gücünü mesleki ilkelere bağlı üyelerinden aldığının hatırlatıldığı bildiride, Basın-sen’in bugüne kadar TAK’ta yaşanan hak ihlalleri konusunda sendikal mücadelenin zarar görmemesi adına sessiz kaldığını fakat sendika olarak “bu dikta tutumu karşısında artık sessiz kalmayacaklarını” açıkladı.
Üye olup olmamasından bağımsız olarak tüm basın emekçilerinin yanında olmaya devam edeceklerini belirten Basın-sen, “Bu vakitten sonra amacımızın TAK’ta artık gazetecilerin söz sahibi olmasını sağlamak olduğunun bilinmesini isteriz. Özgürce mesleğini yapanların hak ettiği koltukları, biat edenlerin doldurmasına müsaade etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı