Kıbrıs Nükleer Karşıtı Platform, Çernobil faciasının yıldönümünde, Girne sahiline sadece birkaç kilometre uzaklıkta olan Akkuyu Nükleer Santrali’nin yapımına karşı ses çıkarılması gerektiğini bir kez daha vurguladı, tehlikeye dikkat çekti
“Depremde hayatını kaybeden binlerce canımızı unutmadık”
Lefkoşa ara bölgedeki Dayanışma Evi’nde basın açıklaması yapan platform, Çernobil trajedisinin 38. yıldönümü olduğunu ve bugün ne yazık ki Akkuyu’da zaman zaman depremlerin meydana geleceği bir bölgede, bir nükleer santralin çalışmasının devam ettiğini hatırlattı.
Platform açıklamasında, “Geçen yıl (6 Şubat 2023’te) meydana gelen ve Türkiye ile Suriye’de şehir ve köyleri, insanların hayatını yerle bir eden 7.8 büyüklüğündeki depremde hayatını kaybeden binlerce canımızı unutmadık” dedi.
Olası bir sızıntı…
Platform açıklamasında şunları kaydetti;
Türkiye’deki nükleer santral olan Akkuyu, Girne sahiline sadece birkaç kilometre uzaklıkta ve bu hepimizi ilgilendirmesi gereken bir konu.
Kıbrıs’ın tamamının Akkuyu’ya Ankara’dan daha yakın olduğunu düşünmeliyiz.
Nükleer enerji santralleri; sadece çevreye değil öncelikle çevredeki insanların sağlık ve güvenliğine yönelik bir tehdit oluşturdukları için çok önemli bir konudur. Olası bir sızıntı hem işçiler hem de çevredeki insanlar için büyük bir risk oluşturabilir.
Ayrıca dolaylı riskler de çok önemli ve tehlikelidir. Talihsiz bir kaza durumunda çevrenin (hava, toprak, toprak altı, su) kirlenmesinin yanı sıra, radyoaktivite geniş bir mesafeye yayılacağından çok geniş coğrafi alanları etkileyebilecektir. Bölgenin oldukça sismojenik olması nedeniyle risk daha da yüksektir.
Fukuşima’da meydana gelen korkunç deprem…
Çernobil’den 25 yıl sonra, insanlık Japonya’nın trajedisine tanık oldu. Bölgedeki insanlar, 11 Mart 2011 Cuma günü Fukuşima’da meydana gelen korkunç depremin neden olduğu tsunaminin ve bunun sonucunda meydana gelen tahribatın sonuçlarından dolayı hala acı çekiyorlar.
İnsanlık, hızla nükleer santrallerin çok reklamı yapılan sözde güvenliğinin bilincine varıyor ve nükleer santrallerin güvenliğini sorguluyor. Bu nedenle, sıfır nükleer silah ve nükleer santraller için Avrupa ve dünya kamuoyunun yeni bir seferberliği daha zorunlu hale geliyor.
Akkuyu Kıbrıs ve daha geniş bölge için bir tehdittir
Ne yazık ki; yukarıda belirtilen dramatik olaylardan sonra bile Türkiye, bir Rus devlet şirketi olan Rosatom’un desteğiyle Akkuyu’da bir nükleer santral inşa etti. Bu gelişme Türkiye kıyıları, Kıbrıs ve daha geniş bölge için bir tehdittir.
Aynı zamanda, Ürdün’de benzer bir tesisin inşası yüksek maliyeti nedeniyle ertelenirken, Mısır’da benzer bir tesisin şu anda yapım aşamasında olduğunu biliyoruz.
Santralin “normal”(!) çalışmasından kaynaklanan radyoaktivite ve bir kazadan kaynaklanan herhangi bir ciddi sızıntı, insanlar da dahil olmak üzere yakındaki canlıların yaşam kalitesini kademeli olarak yok edecektir.
Doğu Akdeniz havzası devasa ve birbiriyle bağlantılı bir ekosistemdir. Bir radyoaktivite sızıntısı, nükleer santrallerin yüzlerce kilometre çevresine zarar verecektir.
Dünyanın birçok yerine ve özellikle Akkuyu’ya ders olmalıdır
Çernobil trajedisinden 38 yıl sonra bugün bile Karadeniz havzasının her yerindeki insanlarda ve çevrede ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Binlerce insan öldü, binlerce bebek ölü veya sakat doğdu.
Atmosfere salınan radyoaktivite nedeniyle binlerce kişi hastalandı. Aynı hata bir kez daha tekrarlanmamalıdır. Çernobil ve Fukuşima’daki nükleer kazaların devam eden etkisi, dünyanın birçok yerine ve özellikle Akkuyu’ya ders olmalıdır.
Bir nükleer santralin “normal”(!) çalışması sırasında bile, radyoaktif atıklar yüz yıllarca sürebilecek yüksek bir risk taşır; bu atıkların bertaraf edilmeleri için güvenli bir yol yoktur.
Ayrıca nükleer atıkların bertaraf maliyeti çok yüksektir ve bu, nükleer enerjinin ucuz ve temiz bir enerji kaynağı olduğu iddiasını tartışmaya açar. Görünüşe göre çevresel maliyet de hesaplanmamıştır. Dürüstçe merak ediyoruz: nükleer atıkları topraklarında on binlerce yıl gömmek isteyen var mı?
Çocuklarımızın geleceği için “nükleere hayır” diyelim
Nükleer enerji ne yenilenebilir ne de temizdir. Kuşkusuz neden olabileceği sorunlar avantajlardan çok daha ağır basar. Yenilenebilir enerji kaynakları günümüzde özellikle Akdeniz bölgesinde insanlık tarafından güvenle kullanılabilir; bu amaçla nükleer enerji kullanımı gereksiz olarak nitelendirilebilir.
İyi bir yaşam kalitesi ve çevre koruma vizyonu ile nükleer enerjinin varlığı ve kullanımı bağdaşmamaktadır.
Unutmayın, nükleer enerji tehlikelidir; dün Çernobil’de ve Fukuşima’da yaşananlar yarın Akkuyu’da olabilir! Akkuyu’da yapılan Nükleer Enerji Santrali, Girne sahiline sadece 90km uzaklıktadır!
Hep birlikte çocuklarımızın geleceği için sesimizi yükseltelim! Nükleere hayır diyelim.