KıbrısManşet

Erhürman: Kimse aklını bizden üstün zannetmesin

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, BRT’de katıldığı canlı yayında, 4’lü koalisyon hükümetinin kurulmama nedenlerine ilişkin açıklamalarda bulundu

Erhürman: Kimse aklını bizden üstün zannetmesin

Erhürman, doğruların bu kadar tartışmalı bir hale getirilmesine sitem ederek, “Niye getiriliyor? En olmayacak şeyler bile acaba öyle miydi, böyle miydi? Öyle mi böyle mi yoktur. Bir tane gerçek vardır” dedi

Bazı konuların tartışılabileceğini ama doğru tek ise kimsenin kendisini daha aklı üstün zannetmemesi gerektiğini belirten Erhürman, “Kimse bizden aklını üstün zannedip de bunları çarpıtabileceğini ve bize yutturabileceğini zannetmesin. Hata ortadadır” dedi.

“İnsanlar korktuğumu zannediyor”

Siyasette nezaketin önemli olduğunu ifade eden Erhürman, insanlar kendisinin korktuğunu zannettiğini, bu yüzden ses yükseltmediğini düşündüğünü anlattı.

Erhürman, “Yapmaya çalıştığım şey şu: Bu memlekette hiç olmazsa siyasi partiler arasında uygar ve nazik nezakete uygun bir iletişim devam etsin de ülkenin sorunlarını çözmek konusunda birlikte birşey yapabileceksek ufacık tefecik de olsa o şansımızı yitirmeyelim. Birbirimizin yüzüne bakma şansımızı yitirmeyelim”” dedi.

“Başkası benim yüzüme utanmadan bakabiliyorsa da hiç sorunum yok”

Hükümet bozulurken, herhangi bir eski ortağıyla ilgili kötü bir lafı olmadığının,  şu anki 4’lü koalisyon görüşmeleri olurken de bunu yapmadığının altını çizen Erhürman, “Bana yönelik çok kötü laf oldu umrumda değil. Ben insanların yüzüne bakarken utanmamak isterim. Başkası benim yüzüme utanmadan bakabiliyorsa da hiç sorunum yok. Ama ben kendi vicdanımla baş başayım. Ben birinin arkasından nezaket sınırlarını aşarak lafını ettikten sonra yüzüne bakamam” dedi.

Erhürman’ın açıklamasında öne çıkan ifadeleri söyle:

“Tatar yüzde yüz yanlış yaptı”

“Sevgili Ersin Tatar için de söylüyorum. Yanlış yaptı. Yüzde yüz yanlış yaptı. Ciddiyetsizlik, sorumsuzluk var. Nezaket sınırlarım bu kelimelere kadardır. Bir ötesine geçmem. Çünkü yüz yüze bakacağız ve yüz yüze bakmak zorundayız eğer bu memlekette birlikte siyaset yapıyorsak. Çünkü bu memlekette küçücük bir sorunu bile, anamuhalefet partisi başkanı olarak, Sayın Ersin Tatar’la konuşarak çözebilecekse, o şansımı kaybetmek istemem, kendi adıma değil toplum adına. O yüzden nezaketimi korurum.

“Basın üzerinden müzakere edilmemeliydi”

“Ben daha koalisyon görüşmeleri sırasında hiçbirşey olgunlaşmamışken bazı şeylerin basınla paylaşılmasının doğru olmayacağını arkadaşlara söyledim. Gizli olduğundan değil.

Gizlilikten ziyade bir sonuca varmak istiyorsak bir kaç gün basın üstünden müzakere etmeyin, burada birbirimizle müzakere edelim sonuca ulaşamazsak neden sonuca ulaşamadığımızı her türlü ayrıntısı ile herkese anlatabilirsiniz”

“Ben illa kendim Başbakan olayım diye tutturmam”

“Ama aldığım duyumlar, hislerim bana şunu düşündürttü. Acaba benim Başbakan olmam konusunda ben ısrar edersem sırf bu sebeple hükümetin bozulma ihtimali olabilir mi? Eğer öyle birşey olacaksa dedim, bilin bu da tartışmaya açık olabilir.

Ben illa kendim Başbakan olayım diye tutturmam. Eğer bundan dolayı hükümet kurulamayacaksa varsın benim Başbakan olmadığım CTP’den başka bir milletvekilinin Başbakan olduğu birşey de düşünülebilir dedim. Hatta yemekte ben bunu dediğimde diğer partilerden bazı arkadaşlar buna karşı çıktılar. Ben dedim ki yani bu da tartışılabilir birşeydir. İstemiyorum diye değil. Ben zaten görevi almışım istemesem alır mıyım? Doğal olan da benim kurmam”

“Yenal Senin görüşmeye yetkili olduğum tek modeldir dedi”

“Halkın Partisi’nin masaya getirdiği tek hükümet modeli, 4’lünün içinde parti başkanlarının dolayısıyla Tufan Erhürman’ın da dahil olmadığı ve tamamen teknokratlardan oluşan modeldi. Sevgili Yenal Senin benim sizinle görüşmeye yetkili olduğum tek modeldir dedi. Yani bu tartışmaya açık değil. Masaya getirilen bu idi ve bunun üzerinden görüşmeye devam edildi”

“Başkanlık için CTP’den bir isim zikredilmedi”

“Ne Yenal Senin, ne Fikri Ataoğlu ne de Cemal Özyiğit, ne yemekte ne sonrasında bu 4’lünün içerisinde hiçbir noktada bize bir isim getirildi.

İsim dolaylı yollardan konuşulduğuna dair bana bilgi geldi. Ama tekrar söylüyorum Sevgili Yenal Senin de bulunduğu hiçbir ortamda CTP’den bir isim zikredilmedi ama söylenen şey şu idi; hepimizin üzerinde uzlaşacağı CTP’li bir milletvekilinin başbakanlığında diye geldi formül. Ben de dedim ki tamam zaten diğer bakanlar konusunda da hepimiz tartışmaya açacağız bu konuda da tartışmaya açık olabiliriz.

Ama Sevgili Teberrüken Uluçay’ın isminin dolaylı yollardan telafuz edilmesi ki ben Teberrüken Uluçay’ın böyle bir görevi yapabilecek bir insan olduğunu düşünürüm doğal olarak. Ama ondan bağımsız olarak benim partimde daha hiç bu konu konuşulmamışken gündeme dahi gelmemişken basında birtakım isşimlerin konuşulmasından elbette genel başkan olarak ben rahatsız olurum.

Çünkü benim partimde 12 milletvekili var. Genel Başkanı dışında 11 milletvekli var. Her birinin bu görevi yerine getirmek konusunda yetenekleri var. Müsaade ile o konuda karar verecek olan benim partimdir eğer öyle bir noktaya gelinirse. Bir de bunu dolaylı yollardan tartışmaya açılmış olması elbette beni rahatsız etti. 4’lü toplantıda da rahatsız olduğumu Yenal Senin’in de Cemal hocanın da Sevgili Fikri’nin bulunduğu ortamda söyledim. Dördümüzün yaptığı hiçbir toplantıda CTP milletvekillerinden herhangi birinin ismi zikredilmedi”….

“Özersay’la görüşüp kahve içtik”

“Bizim hükümet kurma çalışmaları başlamadan önce Sayın Özersay ile bir görüşmem oldu. Birlikte kahve içtik. Ama bu konular zaten gündemde değildi”











Başa dön tuşu