Turizm Bakanlığı eski Turizm Planlama Müdürü Turgut Muslu (Sanık 1) ve İş insanı Tekin Arhun’un (Sanık 2) Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülen davasına dün de devam edildi
Savcılığın tanığı Umut Kulle, savunma avukatlarından Serhan Çınar tarafından istintak edildi
İlgili davanın ilk tahkikat polisi olan eski polis (şu an öğretmen) Umut Kulle’nin istintakına dün de devam edildi ve savunma avukatlarından Serhan Çınar, Kulle’yi sorguladı.
Çınar Kulle’ye, bir tahkikatı yaparken tüm olasılıkları değerlendirip değerlendirmediğini ve polisin “iş cetveli”ni neden tuttuğunu sordu.
Kulle, tahkikat aşamasında aleyhte ve lehte olan her şeyi araştırıp değerlendirdiklerini söyleyerek iş cetvelinin de dosyayı daha iyi takip edebilmek ve dosyayla ilgili evraklar arandığında bulabilmek için tutulduğunu belirtti.
Çınar: İş cetveli tahkikatın aynasıdır, günlüğüdür
Kulle Çınar’ın, “Siz ‘İş cetveli tahkikatın günlüğüdür, aynasıdır’ tespitine katılır mısınız?” sorusuna “Evet yanıtı verdi ancak iş cetvelinin tutulmasıyla ilgili yazılı bir talimat olmadığını söyledi.
Çınar iş cetvelindeki bazı kodları vererek (Örneğin; ifade formları P40, iş cetvelinin kendisi P39), ifade formları ve ifade tutanağı ve iş cetvelinin resmi evrak olup olmadığını sordu, Kulle bunların, imza atıldıktan sonra resmi evrak kabul edildiğini söyledi.
Savunma avukatı Çınar, davaya konu sahtelendiği ileri sürülen raporla ilgili ilk ifadenin Kaskon LTD Direktörü İsmail Sergen tarafından yapıldığını ve Sergen’in raporun araştırılmasını istediğini söyleyerek, Kulle’ye burada iki taraf olduğunu, bir tarafın İsmail Sergen diğer tarafın ise Turgut Muslu ve Tekin Arhun olduğunu söyledi.
Çınar, “12.03.2014 tarihinde ifade aldın mı?” sorusuna Kulle, “Evet aldım ama ikinci ifadesini ben almadım” dedi.
Bunun üzerine Çınar ifade tutanağını Mahkemede göstererek, Sergen’in ikinci ifadesini de Kulle’nin aldığını, üçüncü ifade olan ve 2019 yılında alınan ifadenin tahkikat dosyasının ikinci tahkikat polisi Ömer Taşbel tarafından alındığını gösterdi.
Kulle tutanağa bakıp bunu doğruladı yanlış hatırladığını söyledi ve 18.03.2014’de bir ek ifade daha aldığını kabul etti.
“İmza yok, mühür yok, tarih yok, nasıl birinin sahte birinin orijinal olduğuna karar verdiniz?”
Çınar bu ikinci ifadenin önemli olduğunu çünkü İsmail Sergen’in, “Sahtelenmiş olduğu söylenen rapor doğruysa 154 bin 574 sterlin alamayacağız” dediğini ifade tutanağından okudu ve “Yani orijinal denilen rapor doğruysa karşı taraf bu parayı alacak diye anlarız” dedi., Kulle “Evet, doğrudur” yanıtını verdi.
Çınar, Sergen’in ifadesinin hemen ardından Turgut Muslu’dan ve projenin koordinatörü EBİ’nin sorumlusu Fahri Kaya’dan ifade alındığını ve iki gün içinde de dava okunduğunu hatırlattı.
Çınar, “Fahri Kaya’dan orijinal denilen raporu aldınız, hukuk davasındaki sahtelenmiş denilen raporu da Mahkemeden aldınız, karşılaştırdınız ve sahte olduğuna karar verdiniz. Peki bu raporlarda imza, mühür, tarih var mı?” diye sordu.
Kulle bunların olmadığını söyleyince, Çınar Kulle’nin daha önce söylediği, “Raporlar arasındaki farklılıkları gördüm, tespit ettim” sözlerini hatırlattı ve mühim olanın bu farklılıkları kimin nasıl yaptığını bulmak olup olmadığını sordu. Kulle, buna “Evet” yanıtını verdi.
Kulle: Tahkikat amirliği ile benim görüşlerim farklıydı, böyle emir verdiler
Çınar Fahri Kaya’dan, 2006 yılında hazırlanmış olan bir raporu 2014 yılında gidip istediğinde, Kaya’nın anında raporu bulup nasıl verdiğini, hangi bilgisayar ve yazıcıdan çıkardığını, raporun kaynağını görmek isteyip istemediğini sordu.
Kulle bilgisayar ve yazıyı sormadığını, amacının iki raporu elde edip karşılaştırmak olduğunu belirtti.
Bunun üzerine Çınar, “Acaba bu rapor kaynağında mı değiştirildi?” diye düşünüp araştırma yapmadınız mı?” diye sorunca Kulle, “Benim tahkikatla ilgili kendi görüşüm tutuklama yapıp detaylı aramaydı ancak tahkikat amirliği dava okuma ve inceleme emri verdi” dedi.
Çınar: Raporun kaynağını neden sormadınız?
Savunma avukatı Serhan Çınar, tahkikatın önce doğru başladığını, ilgili kişilerden hızlıca ifade alındığını ve iki raporun elde edilip, aralarındaki farklılıkların görüldüğünü ancak daha sonra üzerinde imza ve mühür olmayan bu iki rapor arasındaki farklılıkların kaynağının araştırılmadığını ve direkt birinin orijinal diğerinin sahte olduğunun kabul edildiğini söyledi.
Çınar, “Fahri Kaya’ya, bu raporu nereden ve nasıl çıkarıp size verdiğini sormadınız mı?” diye sordu, Kulle bu soruya, “Şu an hatırlamıyorum ama muhtemelen sormadım” yanıtını verdi.
Çınar bu kez de “Siz bilgisayar ve yazıcıların alınmasını düşündünüz değil mi?” diye sordu.
Kulle, “Evet ben tutuklama yapıp emareleri toplamayı istedim ve fikrimi söyledim ancak tahkikat amirliği bu şekilde yapmama emir verdi” dedi.
Kulle: Yetki istedim ancak verilmedi
Orijinal olduğu söylenen raporun kim tarafından hazırlandığını soran Çınar Kulle’den “EBİ tarafından hazırlandı” cevabını alınca, EBİ’nin tüzel kişilik olduğunu, orada birçok çalışan bulunduğunu söyleyerek, resmi ifade tutanaklarında Fahri Kaya’nın, “Rapor bizim tarafımızdan hazırlandı” sözlerini okudu.
Çınar, “Direkt kişi olarak kimin hazırladığını sordunuz mu?” diye sordu, Kulle bunu hatırlamadığını, hangi bilgisayarda hazırlanıp yazıcıdan çıkarıldığını ise sormadığını söyledi.
Çınar, “Bilgisayar ve yazıcıları almadınız, bilgisayarın imajını yani hard disk kopyasını alabilirdiniz” deyince Kulle, bunların yetki istediğini ancak bunun kendisine verilmediğini söyledi.
Çınar: Tek taraflı araştırma yaptınız, EBİ’yi güvenilir kabul ettiniz de Turgut Muslu’yu neden etmediniz?
Çınar, “Bu raporlar yazıcıdan çıktığına göre hem EBİ’nin hem de Tekin Arhun’un yazıcılarından örnek dahi alınsa, ilgili raporun nerede hazırlandığının bulunabileceğini söylemesi üzerine Kulle, bunları yapmak istediğini yineledi ancak kendisiyle tahkikat amirliğinin bu konuda fikir ayrılığı yaşadığını ve emrin bu doğrultuda verildiğini ifade etti.
Çınar bunun üzerine, “Ceza Yasası size yetki verir. Bir suç aletini emir olmadan da alabilirdiniz. Bunun için tutuklama yapmanız da gerekmezdi. Ama siz iki taraf olduğunu kabul ettiğiniz halde tek taraflı araştırma yaptınız.
Ancak sahte denilen rapor doğruysa Tekin Arhun, orijinal denilen rapor doğruysa İsmail Sergen 154 bin sterlin alacaklı duruma gelecekti” dedi.
Kulle, “Biz sadece EBİ’yi güvenilir kaynak kabul ettik. Bakanlar Kurulu kararıyla o projenin resmi koordinatörü konumundaydı” dedi.
Çınar, Turizm Bakanlığı’na bağlı Turizm Planlama Müdürü Turgut Muslu’nun, üst düzey kamu görevlisi olarak güvenilir kaynak olup olmadığını sorgu ve “Muslu yapar da Fahri Kaya yapamaz mı?” sorusunu yöneltti.
Kulle bu soruya, “Ön yargılı olsaydım, açık ifade almazdım” diyerek yanıt verdi.
“Üçüncü kopya raporu neden istemediniz? Fahri Kaya’dan aldığınız ‘2 kopyadır’ diyen 5 satırlık ifadeyle dava okudunuz?”
Fahri Kaya’nın ifadesinden yola çıkılarak, Kulle’nin ilgili raporun iki kopya olduğu kanısına vardığını ancak Turgut Muslu’nun mahkeme tutanaklarına yansıyan ifadesinde, “Ben Mahkemeden sonra EBİ’yi aradım, bir kopya daha istedim” sözlerini okuyan Çınar, “Siz bunu fark etmediniz mi tutanakları okurken?” diye sordu.
Kulle bu ifadeleri doğru kabul etmediğini ve Kaya’nın kendisine hiçbir ‘tekrar gönderim’ yapmadığını söylediğini belirtti.
Çınar ısrarla, “Turgut Muslu’dan, ifadesinde bahsettiği üçüncü kopya raporu neden istemediniz?” diye sordu, Kulle’de Muslu’yu ifadeye çağırdığını, Muslu’nun ne için çağırıldığını bildiğini ancak yanında bu raporu getirmediğini söyledi.
Çınar, “Eğer siz isteseydiniz bunu, Fahri Kaya’nın ‘sadece iki kopya var’ ifadesinin de doğru olmadığını anlardınız. Ancak siz Turgut beyin ifadesini doğru kabul etmediniz, Fahri Kaya’dan 5 satır ifade alıp dava okudunuz. Eğer üçüncü kopyayı da alsaydınız hangi ikisinin diğerine benzeyip benzemediğini de görürdünüz” dedi.
“Bu rapor gerçektir diye karar verdin ama hangi rapor gerçektir diye araştırma yapman gerekirdi”
Çınar ayrıca, ilgili raporun sunulduğu hukuk davasında Tekin Arhun’un avukatının “Bu raporun bir kopyası bende var” dediğini, bunun Mahkeme tutanaklarında olduğunu ve Kulle Mahkeme tutanaklarını okuduğuna göre bunu gördüğünü söyleyerek, ilgili avukatın raporu nereden temin ettiğini sorgulayıp sorgulamadığını sordu.
Kulle buna “Hayır” cevabını verdi.
Çınar, “Bu rapor gerçektir diye karar verdin ama hangi rapor gerçektir diye araştırma yapman gerekirdi” dedi.
Kulle, “Soruşturmaya başka tahkikat polisi devam etti. Onun ilgili avukattan ifade alması, belgeyi nereden, ne zaman ve nasıl elde ettiğini sorması gerekirdi” dedi.
“2013 yılına ait bir takvim 2014 yılının mart ayında hala aktif olarak nasıl kullanılır?”
Tekin Arhun ile Turgut Muslu’nun Turizm Planlama Dairesi’nde 5 Aralık’ta görüştüğüne dair delil olarak gösterilen, dönemin sekreteri Goncagül Özsoy’un masa takvimindeki notun fotokopisini hatırlatan (Mahkeme orijinali olmadığı için emare olarak kabul etmemişti) Çınar, Özsoy’un Mahkemede, “Fotokopi makinası bozuktu, polis fotokopiyi nereden çekti bilmiyorum” dediğini hatırlattı.
Kulle, “Fotokopiyi Goncagül Özsoy’la birlikte çektik. Aslını da hala aktif olarak kullandığını söylediği için almadım” dedi.
Çınar, “2013 yılına ait bir takvim 2014 yılının mart ayında hala aktif olarak nasıl kullanılır?” diye sorunca, Kulle bunu Özsoy’un söylediğini yineledi.
“Bizim bu davadaki en önemli iddiamız, bu tahkikatın düzgün yapılmadığı ve kurmaca olduğudur”
Kulle’nin aldığı fotokopiyi polisin emare defterine neden işlemediğini sorunca Kulle, bunun çok önemli bir emare olacağını düşünmediğini, sadece kendi aldığı ifadeyi teyit eden bir şey olarak gördüğünü söyledi.
Bu aşamada polisin ilgili davanın tahkikatı ile ilgili tuttuğu iş cetveline bakıldı. Bu cetvel savunmaya Savcılık tarafından verildi ve savunma bu belgeyi “tanıtma” olarak kaydettirmeyi istedi.
Savcılığın itirazı üzerine savunma avukatı Serhan Çınar, “Bizim bu davadaki en önemli iddiamız, bu tahkikatın düzgün yapılmadığı ve kurmaca olduğudur. Bize bu iş cetvelini de mahkeme emriyle Savcılık vermiştir. Bu çok önemli ve resmi bir belgedir. İş cetveli tahkikatın aynasıdır” dedi.
Mahkeme talebi kabul etti, ilgili iş cetveli “tanıma K” olarak kaydedildi.
“Neden CTK numarası almadın?”
Çınar iş cetvelindeki sıra numarası, yazım şekli ve formatı ile ilgili sorular sordu ve cetvelde yer alan Kulle’nin tahkikatla ilgili kendi ifadesinin cetvelde 2 sayfa göründüğünü ancak gerçekte 3 sayfa olduğunu söyledi ve bunun nedenini sordu ve sonradan ekleme yapılıp yapılmadığını sorguladı.
Kulle, bunun sayfa olarak iki ancak arkalı önlü toplamda 3 sayfa olduğunu savundu.
Çınar, dosyanın ilk tahkikat polisi olarak 07.05.2014 tarihine kadar Umut Kulle’de olduğunu ancak Kulle’nin sadece 13 günlük bir tahkikat yaparak dosyayı devrettiğini söylemesi üzerine Kulle, o dönem denetleme zamanına denk geldiğini ve bazen dosyaların devredilmiş olsa da bekleyen ifadeler varsa sonradan eklenebildiğini ve resmi olarak dosya devir tarihinin değişebildiğini belirtti.
“Forma B118”in, CTK numaralarının kaydedildiği form olduğunu söyleyen Çınar Kulle’ye, neden CTK numarası almadığını ve bunun cetvele ne zaman işlendiğini sordu.
Kulle, işlem tarihinin 08.05.2014 olduğunu ama bunun kendi yazısı olmadığını, bunu bir başkasının yazmasının nedeninin de “sicil, kayıt” gibi süreçlerden dolayı olduğunu savundu.
Çınar da “Geriye dönük işlem yapıldıysa, CTK defteri bize doğruyu söyler değil mi?” diye sordu, Kulle buna “Evet” yanıtını verdi.
“Mahkemeden aldığın raporu neden ‘Turizm Planlama’dan alındı’ diye kaydettin?”
Çınar, Fahri Kaya, Turgut Muslu ve EBİ çalışanlarının da parmak izlerinin alınıp alınmadığını sordu, Kulle alınmadığını söyledi.
Çınar, iş cetvelinde yer alan “M13” kodunun ne anlama geldiğini sordu, Kulle Turizm Planlama’dan alına raporun fotokopisi olduğunu, M8’in de EBİ’den aldığı ve “orijinal” olduğunu söylediği raporun fotokopisi olduğunu belirtti.
Çınar, “7 Nisan’da sizin talep ettiğiniz inceleme raporu bitti. 7 Mayıs’a kadar bu rapor size gelmedi mi?” diye sordu,
Kulle, gelmediğini, gelseydi iş cetveline bunu kesinlikle yazacağını belirterek, raporun içeriğini bilmediğini kaydetti.
Çınar, “Sahte olduğu söylenen raporu hukuk mahkemesinden siz mi aldınız?” diye sorunca Kulle, bizzat kendisinin almadığını, Durmuş adına bir başka polisle aldırdığını söyledi.
Çınar Mahkemeden alınmasına rağmen, iş cetveline “Turizm Planlama’dan alındı” yazıldığını hatırlatarak bunu neden yaptığını sordu.
Kulle, bilgileri karıştırmaması için kendine göre yazdığını söyledi, “Bu bir hataysa hatadır” dedi.
Çınar emarelerin önemli olduğunu ve başkasının eline geçmemesi gerektiğini söyleyerek, emarenin değiştirilmiş olabileceği ihtimalini ortaya koydu ve Durmuş adlı polisin raporu Mahkemeden alan kişi olduğunun iş cetvelinde yazılmadığını hatırlattı.
Kulle, raporun değiştirilmiş olabileceğini kabul etmedi.
Mahkemeden alınan raporun, polisteki fotokopisi arasında farklılıklar tespit edildi
Bunun üzerine Çınar, sahtelendiği iddia edilen ve Mahkemeden alınan raporun poliste bulunan fotokopisinde farklılıklar olduğunu söyledi ve mahkemede bu kopyalara bakıldı.
Kulle bazı farklılıklar için, “Fotokopi çekerken yerlerini karıştırmış olabilirim” savunması yaptı.
Çınar, “Mahkemeden sen almadığına göre bu farklılıkları sen açıklayabilir misin bize?” diye sordu, Kulle, “Yanlış sıralama olmuş olabilir” cevabını yineledi.
Kulle: Benim varsayımım da Muslu ve Arhun görüşmesinin 9 Aralık’ta olduğu yönündedir
5 Aralık tarihinde Turgut Muslu’dan randevu aldığı iddia edilen Tekin Arhun’un telefon kayıtlarını alıp almadığını soran Çınar, Muslu’nun bu görüşmeyi 8 ya da 9 Aralık’ta olduğunu söylediğini hatırlattı.
Kulle kayıtları almadığını, ancak 5 Aralık’ta görüşüldüğünün teyidini sekreter Goncagül Özsoy’dan aldığı ifade de bulunduğunu belirtti.
Kulle, “Telefon dökümü almadık. Net bilgimiz vardı. Ama 9 Aralık da olabilir. Benim varsayımım da 9 Aralık’ta olduğu yönündedir” dedi.
Çınar: Siz tek yönlü ve güdümlü bir araştırma yaptınız
Çınar, raporları inceleyen uzmanın mahkemede, “Sadece 3. Ve 4. Sayfaların incelenmedi yeterlidir denildi” dediğini hatırlatarak, Kulle’ye raporları incelemeye gönderirken böyle bir şey söyleyip söylemediğini sordu.
Kulle, “Hayır, benim talebim bütün olarak incelenmesiydi” cevabını verdi.
Çınar son olarak Kulle’ye, “Siz tek yönlü ve güdümlü bir araştırma yaptınız, 48 saat içinde de dava getirdiniz. Eksik ve kasten eksik tahkikat yaptınız” iddialarını getirdi, Kulle bunları kabul etmedi.
Mahkeme görüşülmek üzere 20 Mayıs saat 11.00’a ertelendi.
Kamalı Haber
Savcılığın fotokopi evrakı emare yapma talebi bir kez daha reddedildi