Bağımsızlık Yolu Omorfo Bölge Sorumlusu Celal Özkızan, Üye Yahya Çukurovalı ve Beleşe Deniz Plajlar Halkındır aktivisti Yusuf Özgü Sertel, Emeğin Gündemi programına katılarak Deniz, Kent, Ulaşım ve Ekoloji konu başlıklarını irdelediler
Özkızan: Plajlara ücretsiz erişim anayasal haktır
Özkızan programda yaptığı açıklamalarda, kktc anayasasının 38. maddesinde, vatandaşların kıyılara ve denizlere erişiminin kesinlikle engellenemeyeceğinin ve ücretsiz olduğunun yazılı olduğunu belirtti.
Girne Kaza Mahkemesi’nde ve Yüksek Mahkeme’de anayasanın 38. maddesini teyit eden kararların da alındığını hatırlatan Özkızan, yasanın açık olduğunu ancak yürütmede sıkıntıların yaşandığını vurguladı. Özkızan, kıyılarda vatandaşın zorunlu tutulduğu ödemenin bir haraç olduğunu da ekledi.
“Daha çok örgütlülük daha çok mücadele”
Beleşe Deniz Plajlar Halkındır hareketinin yıllar içinde çok büyük kazanımlar elde ettiğini vurgulayan Özkızan, yargı konusunda kamuoyunda bir bilincin oluşmasına katkı sağladığını açıkladı.
Ancak ihtiyatlı davranmamız gerektiğini de söyleyen Özkızan, karşımızda büyük bir gücün olduğunu altını çizdi.
“Daha çok örgütlülük, daha çok mücadele” ifadelerini kullanan Özkızan, bir avuç insanla başarılacak bir şey olmadığının altını çizdi.
“Euroya geçiş gibi hayal satmak değil, kamucu politikalarla hayatı ucuzlatmak önemli”
Ortalama vatandaşın aylık tüketim harcamalarına bakıldığında gelirin yüzde 20’sinin her ay ulaşıma gittiğini belirten Özkızan, hayatı ucuzlatmanın yolunun gideri azaltmak olduğunu, kamusal toplu taşımayı geliştirerek vatandaşın cebinin rahatlatılabileceğini söyledi.
Asgari ücretin en düşük kamu maaşına eşitlenmesini savunduklarını vurgulayan Özkızan, sadece asgari ücreti arttırmanın çözüm olmayacağını, ek olarak halkın giderlerinin de azaltılması için yapısal çözüm olan kamucu politikaların kullanılması gerektiğini belirtti.
Hayatı ucuzlatmanın yolunun insanlara euroya geçiş gibi bir hayali satmaktan geçmediğini kaydeden Özkızan, somut önlemler alarak, kamusal politikaları geliştirerek hayatın ucuzlatılabileceğini ifade etti.
Çukurovalı: Sermaye acımasızca emeğe ve doğaya saldırıyor
Bağımsızlık Yolu Üyesi Yahya Çukurovalı, yakın tarihte Girne Karşıyaka bölgesinde doğa talanı ile ilgili gerçekleştirdikleri basın açıklamasından bahsetti.
Alçak orman arazisinin bir şahsa devredildiği ve villalardan oluşan bir sitenin yapılacağı duyumunu aldıklarını söyleyen Çukurovalı, bölgedeki halkın da bu konudan rahatsız olduğunu, destek belirttiklerini ifade etti.
Çukurovalı, bu konunun mahkemede olduğunu ve takipçisi olacaklarını dile getirdi. Sermayenin sürekli acımasızca emeğe ve doğaya saldırdığını ifade eden Çukurovalı, karşısına örgütlü bir mücadeleyle çıkılması gerektiğini, dur denilmezse talanın artarak devam edeceğini dile getirdi.
Yöneticilerin, bile isteğe bu talana göz yumduğunu, hatta yöneticilerin bu şirketlerin ortakları olduklarını ifade eden Çukurovalı, konunun rant meselesi olduğunu söyledi. Bu topraklara sahip çıkmamız gerektiğini anlatan Çukurovalı, sermayenin doyumsuzluğuna geçit verilmemesi gerektiğini de vurguladı.
“Dış temsilciliklere aktarılan paralar, toplu taşımayı geliştirmek için kullanılsın”
Kıbrıs’ın kuzeyindeki toplu taşımanın eksikliğinden de bahseden Çukurovalı, trafikte boşa zamanın geçtiğini belirtti.
“Toplu taşımanın olmaması maddi açıdan halkın üstünde bir kambur oluşturuyor” diyen Çukurovalı, yolların da güven teşkil etmediğini ifade etti.
Çukurovalı, hafif raylı sisteme geçilebileceğini bunun da halka büyük bir kolaylık sağlayacağını belirterek, haritada yeri bilinmeyen dış temsilciliklere aktarılan paralar ile ultra zenginlerden alınacak servet vergisi sonucunda elde edilecek bütçenin, toplu taşımanın geliştirilmesinde kullanılabileceğini söyledi.
Sertel: Kıyıların büyük bölümü sermayenin işgali altında
Beleşe Deniz Plajlar Halkındır Aktivisti Yusuf Özgü Sertel, Girne kıyılarının büyük bölümünün sermayenin saldırısı ve işgali altında olduğunu, bu işgalin de dur durak bilmediğini söyledi.
Son hedefin Kervansaray Plajı olduğunu belirten Sertel, Beleşe Deniz Plajlar Halkındır aktivistleri olarak orada tepkilerini koyduklarını, eylemlerini gerçekleştirdiklerini anlattı.
Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul ile de konuyla ilgili görüştüklerini ifade eden Sertel, Şenkul’un peşkeş çekmenin söz konusu olmadığını söylediğini iletti.
Plajların kullanım ve denetim yasasının, plajda verilen hizmet ve ücretlerle ilgili esas denetleme yetkisini yerel yönetime verdiğini söyleyen Sertel, kimin tarafında yer alacağı belediyenin tercihine kalmış olduğunu aktardı.
Halkın beleşe denize erişim hakkını sahiplenmesi gerektiğinin altını çizen Sertel, insanların kıyılarda bu tarz bir sorunla karşılaştığı durumda bunun bir anayasal hak olduğunu orada dile getirmesi gerektiğini söyledi, plaja almamakta ısrar ile karşılaşıldığı taktirde kolluk kuvvetinin aranabileceğini belirtti. Polisin bu konuda hassas olduğunu vurgulayan Sertel, anayasal hakkın kullanılmasına yardımcı olacağını kaydetti.
“Hotellerin atık suları işleme tabi tutulmuyor, yönetim üstüne düşeni yapmıyor”
Sertel, hotel sermayesine kıyıların peşkeş çekilmesiyle, atık sularının herhangi bir işleme tabii tutulmamasından dolayı deniz kirliliğinin arttırdığını, denizdeki canlı yaşamının da tehlikeye girdiğini vurguladı. Atıkların arıtılması belli bir maaliyet gerektirdiğini belirten Sertel, hotel sermayesinin bu maaliyeti karşılamak istemediğini, yönetimin de üstüne düşen denetimi yapmadığını söyledi.
“Bir toplumun toplu taşıma kullanma oranı, o toplumun ne kadar uygar olduğunun göstergesidir” diyen Sertel, toplu taşımanın olmayışının ekolojik, ekonomik, psikolojik sonuçları olduğunu belitti. Kamusal toplu taşıma yaratmak istenirse, birçok sermaye grubunun buna karşı çıkacağını dile getiren Sertel, akaryakıt ithalatçılarının bu sermaye gruplarından biri olduğunu aktardı.