Kamu İşçileri Sendikası (Kamu-iş) Genel Başkanı Ahmet Serdaroğlu, ülkedeki hayat pahalılığının sorumlusu üreticiler ve emekçiler değil; hükümetin yanlış hayat politikası olduğunu belirterek, kimsenin hükümetin algı oyunlarına itibar etmemesi gerektiğini vurguladı
Serdaroğlu: Hükümet günah keçisini buldu
Yazılı açıklama yapan Serdaroğlu, üretime destek olmak ve yaşanan hayat pahalılığı ile mücadele etmekle ilgili hiçbir gailesi olmayan hükümetin günah keçisini bulduğunu, et fiyatları bahane edilerek yaşanan pahalılığın sorumluluğunun, Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği’nin üzerine yıkılmaya çalışıldığını kaydetti.
Serdaroğlu, “Hükümet yetkilileri sözde niyetlerinin halka ucuz et yedirmek olduğunu söylüyor. Buradan soruyoruz” diyerek şöyle devam etti;
“Yapılan algı mühendisliğine itibar edilmesin”
“Halk ucuz tavuk yiyebiliyor mu, ucuz balık yiyebiliyor mu, daha ucuza süt alabiliyor mu?..
Bırakın tüm temel gıda ürünlerini diş macununun fiyatının bile 300 TL’yi geçtiği bir ülkede hükümetin hayat pahalılığıyla mücadele ediyor gibi görünmesine karnımız toktur.
Toplumun tüm kesimlerine sesleniyoruz.
Yapılan algı mühendisliğine itibar edilmesin.
Bu ülkede yaşanan hayat pahalılığının sorumlusu üreticiler, emekçiler değil; hükümetin yanlış hayat politikasıdır.
Ülkede üretime destek olmak yerine köstek olan hükümet, Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği karşısında sergilediği tutumla niyetini gösterdi.
“İlk saldırıda feda edilen o sarı öküz, kaybedişin başlangıcı olmuştu”
Hayvancıların yaptığı eylem, sadece onların mücadelesi değil bu ülkede üretimden ve emekten yana olan herkesin destek vermesi gereken bir mücadeledir.
Örgütlü toplumdan haz etmeyen hükümet, bu mücadelede büyük fotoğrafın görülmesini engellemek için gerçekleri gizleme çabasına girmekte, bu konuda medyada da kamuoyu yaratmaya çabalamaktadır.
Ancak şu hiç unutulmasın ki tüm toplum olarak bizler, emeğin ve üretenin yanında saf tutup omuz omuza mücadele etmezsek, yarın sıra örgütlü mücadeleden yana olan toplumun tüm kesimlerine gelecektir.
Kimse aslanların öküz sürüsüne saldırdığı o hikayeyi unutmasın. İlk saldırıda feda edilen o sarı öküz, kaybedişin başlangıcı olmuştu.
“Ya birlikte omuz omuza mücadele ederek var olacağız ya da yok olacağız…”
Sürüdeki son öküz yalnız kaldığında, ilk saldırıda o sarı öküzü feda etmenin pişmanlığını yaşadı.
Son pişmanlık fayda etmez.
O yüzden toplumun tüm kesimlerini üretim ve emekten yana saf tutmak üzere Pazartesi günü saat 11.00’da Başbakanlık önüne davet ediyoruz…
Bu mücadele yarınlara bırakacağımız bir ülke için gelecek nesillere borcumuzdur. Ya birlikte omuz omuza mücadele ederek var olacağız, ya da yok olacağız…”