InstagramKıbrısManşetSağlık

Kolajen takviyeleri: Kime, ne zaman, nasıl?




Yunanca “kola” ve “gen” kelimelerinden türetilmiş olan kolajen yapışkandan üretilmiş anlamına gelmektedir ve adeta bir tutkal gibi dokuları bir arada tutar.

Derideki hücreler arası boşlukları dolduran ve hücreleri bir arada tutan ekstrasellular matriks (ECM) yapısı, bağ dokusu hücreleri olan fibroblastlar tarafından üretilmektedir.

Ekstrasellular matriksin yapısında glikozaminoglikanlar, hyalüronik asit, kondrotin sülfat, dermatan sülfat, heparan sülfat, keratan sülfat fibroz proteinler, kolajen, elastin, fibronektin, laminin, integrin gibi birçok molekül bulunsa da ECM in en önemli fibriller yapısı kolajendir.

Vücudumuzda hemen hemen tüm doku ve organlarda bulunan kolajen, protein yapıda bir molekül olup vücudumuzdaki proteinlerin yüzde 25-35’ini oluşturur.

Derinin zengin kolajen içeriği dermisten epidermise kadar tüm yapıyı desteklerken, elastin derinin elastikiyetini, diğer proteoglikanlar ve hyaluronik asit ise derinin nemini sağlamaktadır.

Kolajen, başta deri olmak üzere tendon, eklem, saç, tırnak, diş, göz ve kemiklerimiz gibi vücudumuzun önemli organlarında bulunur.

Kolajen, deride başlıca fibroblastlar arafından sentezlenmekte ve derinin toplam ağırlığının yüzde 70’ini oluşturmaktadır. Kolajen yapısındaki en önemli 3 aminoasit glisin, prolin ve hidroksiproplindir.

Derideki kolajen dağılımına baktığımızda en yük oranda Tip I ve III kolajeni görmekteyiz. Derideki kolajen içeriğinin yüzde 80’i Tip I kolajen, yüzde 15’i Tip III kolajendir.

Kronolojik yaşlanma ve foto-yaşlanma gibi dış çevresel koşullar ile deride zamanla kolajen azalmakta ve içeriği değişmektedir.

Fibroblastlar deride yeteri kadar yeni kolajen yapamamakta ve bu değişim özellikle tip III kolajende daha belirgin olarak ortaya çıkmaktadır.

Tip III kolajen özellikle 30’lu yaşlardan sonra her yıl yüzde 2 oranında azalma gösterir. Bu kayıp özellikle menopoz döneminde oldukça hızlanır ve menapozun ilk 5 yılında kadınlar cilt kolajeninin yüzde 30 kadarını kaybeder.

Yaşlanma ile birlikte deride sadece kolajen içeriği azalmaz. Ayrıca özellikle güneş kaynaklı (UVA) olarak kolajen fiberleri arasında çapraz bağlarda artış oluşmakta ve bu durum derinin elastikiyetinin azalmasına neden olmaktadır.

Genetik faktörler dışında sigara, alkol, aşırı şeker tüketimi, sağlıksız beslenme, düzensiz uyku ve uykusuzluk, çevre kirliliği ve güneş maruziyeti gibi pek çok faktör cilt yaşlanmasında ve kolajen kaybında önemli etkenlerdir.

Kolajenin faydaları nelerdir?

• Pürüzsüz, sağlıklı ve sıkı bir cilt yüzeyi,
• İyileşme süresinde hızlanma
• Sağlıklı, parlak ve gür saçlar
• Selülit oluşumunu önlenme ve azaltma

Kimler kolajen kullanabilir?

• Cilt kuruluğu olanlar
• Akne ve sivilce izleri olanlar
• Leke problemi yaşayanlar
• Yüzde hacim kaybı, sarkmalar
• Yüzdeki kırışıklıklar
• Doğum sonrası cilt çatlağı problemi gelişenler
• Saç dökülmesi olanlar
• Tırnak bozuklukları yaşayanlar
• Saç ekim işlemi yaptıranlar

Kolajen krem veya serum şeklinde kullanılabilir mi?

Kolajen deri yüzeyine uygulandığında emilimi olmadığından nedenle kolajen ürünlerinin topikal kullanımının deri kolajen içeriği üzerine bir etkisi bulunmamaktadır.

Kolajen takviyeleri nasıl tercih edilmelidir?

Kolajen molekül boyutu 2000-5000 dalton arasında olmalıdır. Sıvı ya da saşe kolajen arasında bir fark yok ve tablete göre daha yüksek miktarda kolajen içerirler.

Kolajen büyük bir molekül olduğu için tablet formlarına yeterli miktarda kolajen sığdırılamadığından sıvı veya şase formların tüketimi tercih edilmelidir. Günlük alınması gereken kolajen miktarı 5000 mg ve üzeridir.

Kolajen emilimini artıran takviyeler nelerdir?

Kolajen takviyesini hiyalüronik asit, C ve B vitaminleri ile birlikte kullanmak, vücut tarafından emilimini ve etkinliğini artırır. Antioksidan özelliği olan Glutatyon, Koenzim Q10, Biotin, Alfa Lipoik Asit gibi ürünler kullanılabilir.

Kolajen ne zaman alınmalı?

Kolajen takiyelerinin aç alınması emiliminin daha iyi olmasını sağlar, kahvaltıdan yarım saat önce veya gece yatmadan önce alınabilir. Kolajen takviyelerinin akşam saatlerinde tüketilmesi ise vücutta yenilenme sürecinde daha yüksek oranda kullanılmalarını sağlamaktadır.

Ne sıklıkla kullanılmalı?

Oral kolajen takviyelerinin 30-35 yaşlardan itibaren kullanılması önerilmektedir. Kolajen, genellikle yılda 2 kez önerilir. En az 3 aylık kullanım sonrasında 3 ay ara verilecek şekilde kürler şeklinde kullanılabilir.

Hangi tür kolajen kullanılmalı?

Balık kaynaklı veya sığır kaynaklı kolajenler arasında etkinlik farkı olmasa da, balık kolajeni daha küçük olduğundan daha kolay emilebilir. Deniz ürünlerine alerjisi olanlar balık kolajenini kullanmamalıdır. Deri sağlığı açısından tip 1 ve tip 3 kolajen içerikli ürünler tercih edilmelidir.

Kolajen içeren besinler nelerdir?

Kolajen yediğimiz besinler içerisinde de oldukça fazla bulunan bir bileşendir. Kolajen açısından zengin besinler ise şunlardır:

• Et ve kemik suyu
• Yeşil sebzeler
• Kırmızı sebze ve meyveler
• Yumurtanın beyazı
• Sarımsak
• Avokado
• Soya ürünleri

Ancak kolajen, yapısı gereği büyük bir molekül olduğundan vücut tarafından kullanılabilirliği zordur.

Kolajen takviyelerinin doktor önerisi ve kontrolü altında kullanımı önerilmektedir.









Başa dön tuşu