InstagramKıbrısManşetSiyaset

KTOEÖS Elçilik ve Meclis önünde; konteyner sınıf modelinde pasta kesip dağıttı






Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Selma Eylem, bugün TC Elçiliği ve Meclis önünde düzenledikleri “Kokteyl” eyleminde konuştu, Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’na “Konteyner Bakanı” diye seslendi

Eylem: Kuklalara bir kez daha sesimizi duyurmaya geldik

Eylemde konuşan Başkan Selma Eylem, “5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü” nedeniyle yine sokakta ve eylemde olduklarını belirterek, kamusal eğitimin, okulların ne durumda olduğunu, çalışma koşullarına, haklarına, örgütleri sendikaya saldırıların artarak devam ettirilmesinin nedenlerini ve öğretmen ile sendikasının sürdürmekte olduğu mücadelesini bir kez daha ortaya koymak, seslerini duyurmak için burada olduklarını kaydetti.

Eylem, “Ülkemizi alt yönetim haline getiren, orda ne varsa burada da olması yönünde talimatlar verenlere ve bu talimatları alan ve harfiyen uygulayan kuklalara bir kez daha sesimizi duyurmaya geldik” dedi.

Eylem konuşmasına şöyle devam etti;

1. Kurdurduğu üniversiteleri ticarethane, sahte diploma ve insan kaçakçılığı merkezi haline getirenler, bundan nemalananlar ve nemalanan iş birlikçiler,

2. Taşıdığı nüfusla ada yarısını sorma gir hanına dönüştürenler ve talimatla dağıttığı vatandaşlıklarla irademizi teslim eden kuklalar,

3. Mafya ortaklığı olup bu konudaki haberi yayınlayan gazetemize haber kaldırılsın diye ülkesindeki mahkemeden karar çıkarttıranlar, jet skandalı, puro kaçakçılığı, juju skandalıyla, rüşvet, torpil, peşkeşle yüzleri hiç kızarmadan toplumumuzu ahlaki çöküntü içerisine sokanlar,

4. Kamusal eğitimi ve sağlığı gözden çıkarıp çocuklarımız, öğretmenlerimiz dökülmekte olan, inşaatlar içinde olan okul binalarımızda ya da ihalesiz konteynerlarda eğitim, öğretim yapmaya çalışırken, haşmetmeap buyurdu diye saraylar, külliyeler yapan ve hiç utanmadan gidip o binalarda ‘eşit, egemen tiyatrosu’ oynamaya devam edecek olanlar,

5. Maarif modeli diyerek ülkesinde yıllardır eğitimi değerler eğitimi üzerinden şekillendiren, bu değerleri dinle içeriklendiren, diyanetle, tarikatlarla işbirliği yapıp okullarına imamları sokanlar, çocukları bilimden, eleştirel düşünceden uzaklaştırıp kolay yönetilebilen, biat eden, kendisi saraylarda otururken bir somun ekmek bulamayanın böylelikle sorgulama becerisini ortadan kaldırmayı hedefleyenler, bu reçeteyi bize de uygulamak isteyenler ve buna koltuk uğruna çanak tutan işbirlikçiler,

6. Bu doğrultuda, komisyonlarımızdan izinsiz, habersiz, kitap içeriklerimizi Türkiye Talim Terbiyesine götürüp içeriklerini değiştiren, kadını, bilimi, toplumsal cinsiyet eşitliğini dışlayıp gerici hale dönüştürenler, kuran kurslarıyla, tarikat yurtlarıyla, ilahiyat kolejiyle düzenlerinin oluşmasını sağlamaya çalışanlar ve buna çanak tutanlar,

7. Kendi ülkemizin mezunları çocuklarımız, öğretmen adaylarımız atanma beklerken ordan öğretmen getirip okullarımızda görevlendirilmeleri talimatını verenler ve bu talimatları alıp kadrolardan kısıtlamaya gidenler ve böylelikle binlerce ders boş geçerken yeni atanan öğretmenlere gözdağı verip yasadışı yazılarla haklarını gasp etmek isteyenler, torpille yandaşlarına geçici öğretmenlik bahşedenler, yasa, tüzük dinlemeden görevlendirme yapanlar,

8. Kolejlerin taban puanlarını düşürerek, ek bütünleme, yatay geçiş sınavı kararı alarak, yetenek sınavıyla öğrenci alan okulumuza bile kılıf uydurup torpil uygulayanlar, yasa, tüzük tanımaz, ben yaparım olur anlayışıyla kayıtlarda torpiller yaparak sınıfların daha da kalabalık olmasını sağlayanlar, eğitimde niteliği yerle yeksan edenler, çocuklarımıza dürüstlük, emek, alınteri yerine adaletsizlik, rüşvet, torpil aşılayanlar,

9. Hazırlıksız, hiçbir organizasyon yapmadan, üstelik de bu koşullarda, amaçsız, eğitime, niteliğine, zerre katkı yapmayan süreyi uzatıp öğrencileri, öğretmenleri, okul idarelerini büyük sıkıntıya, kaosa sokan AMA net bir hedefi olan ‘tam gün’ maskaralığını icat edenler,

10. Hak gasbıyla kısıtlamalarla, baskıyla öğretmeni, toplumu dönüştürmek, elini ayağını bağlamak, üst yönetimin karanlık zihniyetini buraya entergre etmek ve bu çizgiyi eleştirecek, karşı duracak, direnecek, mücadele edecek kesimi susturmak, kontrol altına almak için talimat veren ve alanlar, çağdaş, laik bilimsel eğitim ve toplum yapımızın sigortası öğretmeni dize getirmek, sendikasını bölmek zayıflatmak için bunu araç olarak kullanan koltuk sevdalı işbirlikçiler ve talimatı verenler,

11. Adaletsizlik yaratan göç yasasıyla hakları budanan, geçim derdine düşürülen çalışanlar ve öğretmenler için hiçbir iyileştirme çalışması yapmazken, zamlarla, döviz artışıyla her geçen gün fakirleşen halkın alım gücünü korumak için hiçbir tedbir almayı düşünmeyip, planlamayan ama halkın kurumlarını TC sermayesine peşkeş çeken, çektiren ve bunlara elektrik borcu affı, vergi afları, teşvikler uygulayan ve uygulatanlar,

Kulağınızı açın ve iyi dinleyin;

“Baskı ve tehditlerinize boyun eğmeyecek, yılmayacak, direnmeyi sürdüreceğiz”

Kıbrıs Türk toplumunu yokoluş noktasına getirmenize, kurumlarını, varlıklarını ele geçirmenize, peşkeş çekmenize,
halkı fakirleştirip geçim derdine düşürmenize, Göç Yasası’yla çalışanların haklarını gasp etmenize, eğitimde dayatmalarla, kurdurduğunuz yandaş sendika, vakıf, dernek, külliyeyle, tarikat üyesi kişileri vatandaş yapıp öğretmenliğe atamalarla sürdürdüğünüz toplum mühendisliği çalışmalarınıza, saldırılarınıza, gizli ajanda ve planlarınıza yarattığınız, nemalandığınız ve işbirlikçilerinizle sürdürmek için elinizden geleni yaptığınız bu çürümüş düzene, bu bataklığa, bu statükoya karşı öğretmen susmayacak, baskı ve tehditlerinize boyun eğmeyecek, yılmayacak, direnmeyi sürdürecek, mücadeleye devam edecektir.

“Yüzümüze bakacak yüzünüz yoktur”

Tüm öğretmenlerimizin, tüm dünya öğretmenleri için önemli bir tarih olan ve öğretmenlerin toplumsal statüsüne yönelik önemli bir adım olarak kabul edilen, öğretmenlerin sadece okul içinde değil, toplum içinde de yerine getirdikleri görevin önemini ortaya koyan 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü kutlar, sürdürdükleri onurlu mücadele için teşekkür eder bugünü kutlamayı düşünen siyasilere, özellikle Eğitim Bakanı’na bir çift söz söylemek isteriz; Yüzümüze bakacak yüzünüz yoktur”









Başa dön tuşu